UMUT ÖZDEMİR

UMUT ÖZDEMİR

BİLECİK’İN KÜÇÜK İSTANBUL’U: KÜPLÜ NAHİYESİ

BİLECİK’İN KÜÇÜK İSTANBUL’U: KÜPLÜ NAHİYESİ

Evet değerli okuyucularım.

Bu haftaki yazımda sizlerin de büyük bir beğeni ile okuyacağınıza inandığım bir konuyu kaleme aldım. Tarih ve kültür şehrimiz olan Bilecik'in çok daha ayrı bir yönüne ilişkin güzel anekdotları bulacağınız bu yazımda, hali hazırda Bilecik'in bir köyü olan ve yakın tarihimizde Küplü Nahiyesi olarak nam salmış olan yerleşim yeri hakkında bilgi vereceğim.

Evet değerli okuyucularım, gelin... Yazımın başlığında da ifade ettiğim gibi Bilecik'in küçük bir İstanbul'u hükmünde olan ve içerisinde her türlü mimari yapı, atölye, fabrika, cami, mescit, kilise; yani insan yaşamı için gerekli birçok çeşitli yapıyı barındıran Küplü Nahiyesi hakkındaki yazıya göz atalım.

Küplü köyü, Bursa’nın 80 km, Bilecik’in 6 km doğusunda, Söğüt’ün 18 km kuzeybatısında, Sakarya nehri ile birleşen Karasu çayı vadisinde bulunmaktadır.1886’ya kadar Bilecik’e bağlı bir köy statüsündeydi.

Küplü köyünde üzüm bağları olması sebebiyle üzüm sularından yapılan şarapları saklamak amacıyla üretilen şaraplar küplerde muhazafa ediliyordu. Bu nedenle Küplü kelimesinin kelime anlamının küplerden geldiği düşünülmektedir.

Küplü 6 Ekim 1886’da yapılan idari düzenleme ile, Bursa Vilayetine ait Bilecik mutasarrıflığına bağlı Söğüt Kaymakamlığının bir nahiyesi durumda idi. Nahiye statüsü kazanan Küplü’nün merkezinde 520 Müslüman, 3181 Rum yaşıyordu. 1915 Ertuğrul Sancağına bağlı Küplü Nahiyesinin merkez nüfusu 3701’idi. Köyleriyle birlikte 5.823 Rum ve 4.489 Müslüman olmak üzere toplam nüfusu 10.312’ydi. 20. Yüzyıl başlarında Küplü Nahiyesinin 10 köyü ve 12 Mahallesi vardı. Bunlardan sadece Karabacak ve Baltacı Mahallesi Türk mahallesiyken diğer 10 mahalle Rumların yaşadığı mahalleler olarak bilinmektedir.  Rumlar genellikle nahiyenin merkezi sayılan şimdiki çarşı çevresinde, Türkler ise karayolu üzerinde karasu çayı kıyılarında yaşıyorlardı. Küplü  1853 yılında geçirmiş olduğu büyük bir yangınla tahribata uğramış ve birçok yapı bu yangında zarar görmüştür.

Nüfusun çoğunluğunu Rum ve Ortodoks oluşturan Küplü’de 1843 yılında St. George’a adanmış bir kilise inşa edilmiştir. Ancak 1853’te çıkan yangında zarar görmüş ve 1860’da yeniden ve daha büyüğü yapılmıştır. 

Küplü’de ailelerin büyük bir çoğunluğu geçimini ipek ve tütün ticareti yaparak sağlarlardı.  Yaklaşık olarak 10 adet İpek işleme fabrikası olduğu bilinmektedir.  İstanbul-Ankara demiryolu hattının yapılmasında sonra ticaret merkezi haline gelmiştir. Küplü demiryolu bağlantısı sebebiyle doğrudan İstanbul ile ticari açıdan bağlantılı olup ve ekonomik açıdan da hızlı bir şekilde kalkınmasını sağlamıştır. Eski dönemde küçük İstanbul olarak adlandırılan Küplü’de 1907-1908 yıllarında 330 dükkan,2 debbağhane (dericilik), 1 gazhane, 2 eczane, 4 han, 4 hamam, 2 cami, 2 mescit, 1 kilise, 1 ruhban okulu, 1 medrese, 3 okul, 2 otel, 8 lokanta, 13 kahvehane, 1 gazino, 6 yağhane, 4 boyahane, fırın, 10 ipek fabrikası bulunduğu bilinmektedir.

1923 yılında Lozan Barış Antlaşmasına ek olarak Türkiye ve Yunanistan arasında Nüfus Mübadelesi adı altında zorunlu göç anlaşması imzalanmış. Anlaşma sonucunda Türkiye de bulunan Ortodoks Hristiyan Rum vatandaşları Yunanistan’da bulunan Türk vatandaşlarımızla karşılıklı zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır. Küplü’de yaşayan Ortodoks Hristiyan Rum vatandaşlarının büyük bir çoğunluğu Yunanistan’nın Serez kentine göç etmişlerdir. Zorunlu göçle beraber Küplü nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan Ortodoks Hristiyan Rum vatandaşlarının Yunanistan’a göç etmeleriyle nüfus oldukça azalmıştır.

Kaynakça

- Başbakanlık Osmanlı Arşivi

- Halim Demiryürek,  Ertuğrul Sancağı, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Yayınları, Bilecik 2015

Bu yazı toplam 1956 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
UMUT ÖZDEMİR Arşivi
SON YAZILAR