MUZAFFER TEKELİOĞLU

MUZAFFER TEKELİOĞLU

BİLİYOR MUYDUNUZ?

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Şeyh Edebalı’nın dergâhında misafir kaldığı gecede duvarda asılı duran Kuran-ı Kerim’e hürmetinden dolayı sabaha kadar ihtiram ve tazimde bulunan Osman Gazi’ye, altı saat boyunca okuduğu Kuran-ı kerimden dolayı altı asır saltanat verildiğini biliyor muydunuz?

Kendisine gazilik nasip eden Allah’a yalvararak “Yarabbi bunca kere duamı kabul edip beni mahcup etmedin. Bana şahadet şerbetini de içirmeyi nasip eyle, Ya rab beni bu Müslümanlara kurban eyle. Şimdiye dek beni gazi kıldın, şehadet şerbetini de içmeyi nasip eyle” Diye dua eden Sultan Murad Han’ın duasının kabul edildiğini ve harp meydanında şehit düştüğünü biliyor muydunuz?

“İstanbul mutlaka fethedilecek, O’nu fetheden emir ne güzel emirdir ve O’nun askeri ne güzel askerdir.” Hadis-i Şerifi ile Peygamber Efendimizin müjdesine nail olan, Çağ kapatıp, çağ açan Fatih Sultan Mehmed Han’ın İstanbul’u fethettiğinde 21 yaşında olduğunu biliyor muydunuz?

“Allah tarafından memur olunmadıkça hiç bir sefere gitmedim” diyen Yavuz Sultan Selim Han’ın Sina çölünü, bazen atla, bazen; “Resülullah Efendimiz önümde yürürken nasıl atla giderim!” diyerek yaya olarak Sina Çölünü 13 günde geçtiğini ve halifeliği İstanbul’a getirdiğini biliyor muydunuz?

Bir savaşla kuvvetli bir devleti ortadan kaldıran, dünyanın bütün devlet başkanlarını dize getiren, haremlerde değil savaş meydanlarında, at sırtında ömrünü geçiren, haktan ve adaletten ayrılmayan Kanuni Sultan Süleyman’ın 71 yaşında olduğu halde savaş meydanında hastalanıp vefat ettiğini biliyor muydunuz?

Hocası ve şeyhi Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri abdest alırken altın ibrikle su dökme edebini ve tevazusunu gösteren Sultan Ahmed Han’ın On dördüncü Osmanlı padişahı olduğunu, on dört yaşında padişah olduğunu, on dört sene padişahlık yaptığını biliyor muydunuz?

Sultan III. Osman sarayda dolaşırken kadınların kendilerine çeki düzen vermelerini sağlamak ve onlarla karşılaşmamak için demirden ayakkabılar giyerek mahremiyete ne kadar çok önem verdiğini biliyor muydunuz?

Avusturya İmparatoru altıncı çarls öldüğünde Avusturya’ya saldırarak birçok toprağını zapdeden ve Sultan I. Mahmut Han’a başvurarak “Avusturya’dan siz de payınızı almalısınız” demelerine karşılık Sultan Mahmud Han’ın “Düşene vurmak yiğitlik değildir. Mertlikle bağdaşmaz. Biz bir şey istersek kılıcımızın hakkıyla alırız. Fırsatçılık yapmayız.” Diye söylediğini biliyor muydunuz?

Yapılmakta olan bir savaştan netice alınmasının gecikmesi üzerine camilerde Sure-i Fethin okunmasını emreden Sultan III. Selim Han’ın okuyan kişilere ücret verilmesi icap eder, denilmesi üzerine “Acaba halisane bir niyet ile mi okunmuyor, yoksa bu işin erbabına mı rastlanmadı ki bir netice hala görülmedi. Öyleyse okunsun ve akçesi de hazineden verilsin. Akçe ile okunan dua bu kadar olur” diyerek kuran-ı kerim okumanın ancak Allah rızası için olacağını işaret ettiğini biliyor muydunuz?

Hasta yatağında iken Medine halkından birinin dilekçesi okunacağı zaman “Durun, okumayın, beni oturtun” diyerek “Onlar, Resulullah efendimizin komşularıdır. O mübarek insanların dilekçesini yatarak dinlemekten hayâ ederim. Ne istiyorlarsa, hemen yapınız. Fakat okuyunuz da, kulaklarım bereketlensin.” Diyen ve ertesi gün vefat eden Sultan Abülmecid Han’ın aşırı derecede peygamber sevgisine sahip olduğunu biliyor muydunuz?

"Memleketime demiryolu yapılsın da, isterse sırtımdan geçsin, razıyım." Diyen Sultan Abdülaziz Han’ın teknolojiye ve gelişmeye çok önem vermiştir.

Filistin’i kendilerine verme karşılığında, Osmanlı Devletinin bütün borçlarını ödeyeceklerini ve Osmanlı bütçesinin üç misli para vereceklerini söyleyen Yahudilere: “Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim, bu devleti kanlarını dökerek kazanmıştır. Ecdadımın kanıyla alınan yer, parayla satılamaz” diyen Cennet Mekân 2.Abdülhamid Han’ı Medine’ye kadar demiryolu hattını döşettirdiğini, Peygamber Efendimiz rahatsız olmasın diye son 30 km.sine keçe ile kaplattığı biliyor muydunuz?

İkamet etmekte olduğu Yıldız Sarayı'nın, bir elektrik arızasından dolayı yanmaya başlaması ve orada vazifeli bulunan bekçi başının hüngür hüngür ağlaması üzerine: “Benim milletimin ocağı yanıyor, ben onu düşünüyorum, kendi evim yanmış ne ehemmiyeti var.” Diye memleket sevgisini dile getiren Sultan Vahididdün Han’ın hayatının son günlerinin yoksulluk içinde geçtiğini, borcu yüzünden tabutuna varıncaya kadar haciz konulduğunu ve cenazesini bir müddet evinde bekletildiğini biliyor muydunuz?

 

Bu yazı toplam 2333 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
MUZAFFER TEKELİOĞLU Arşivi
SON YAZILAR