SULTAN II. ABDÜLHAMİT HAN'IN BİLECİK SEVDASI

SULTAN II. ABDÜLHAMİT HAN'IN BİLECİK SEVDASI

Umut ÖZDEMİR - Arkeolog

Tarihimize şan ve şeref veren böyle kutlu zatlardan biri, yani kimi zaman ''Ulu Hakan'' kimi zaman ''Son İmparator'', sıfatıyla nitelendirilen Sultan II. Abdülhamit Han tahta çıktığı zaman Osmanlı İmparatorluğu büyük bir bunalım içindeydi. II. Abdülhamit Han 34 yaşında, 34. Padişah olarak ve Hicri takvime göre de 34 sene padişahlık yapmış, 113. İslam Halifesi olarak Osmanlı tahtına çıktı.

Kutlu Hakan Sultan Abdülhamit Han, Osmanlı tarihi, Osmanlı coğrafyası, Osmanlı toplumu, Osmanlı medeniyeti açısından keskin bir dönüm noktasında tahtı devralmıştır. 33 yıl boyunca yıkılmak üzere olan, hasta adam olarak nitelendirilen cihan imparatorluğu Osmanlı’yı ayakta tutmayı başarmış büyük bir padişahtır. 22 Eylül 1842‘de İstanbul’da doğmuş, 10 Şubat 1918’de İstanbul’da Pazar günü Beylerbeyi sarayında vefat etmiştir. Babası Abdülmecid Efendi, Annesi Tirimüjgan Hatun’dur. Annesi Tirimüjgan Hatun II. Abdülhamit 10 yaşında iken vefat etmesinden dolayı öksüz büyümüş ve onu üvey annesi Abdülmecid Efendi’nin diğer çocuksuz eşi Piristu Kadın Efendi büyütmüştür.

Amcası Abdülaziz’in 1876’da tahttan indirilmesi ve şüpheli ölümü, ağabeyi V. Murad’ın tahta geçirildikten 3 ay sonra ruhsal çöküntü geçirdiği iddiasıyla tahttan indirilmesinden sonra, Sultan II. Abdülhamit Han, 31 Ağustos 1876’da padişah ilan edildi ve 7 Eylül günü Sahabe’nin büyüklerinden Eyüp El-Ensari hazretlerinin huzurunda kılıç kuşandı. Saltanatı oldukça karışık bir dönemde teslim aldı ve meşrutiyet idaresini ilan edeceğine söz vererek padişah oldu.

33 yıllık iktidarı boyunca Osmanlı Devleti’ni modern bir dünyayla mücadele edecek bir yapıyı tesis edip yeniledi. Aslında buna Osmanlı Devleti’ni yeniden kurmakta denilebilir.

Sultan II. Abdülhamit ibadetlerini aksatmayan dinine bağlı, hayırsever ve cömert olarak anlatılan bir padişahtır. Burada, Sultan II. Abdülhamit Han'ın kızı Ayşe Sultan'ın bu konudaki ifadelerine yer vermek istiyorum. Zira Kızı Ayşe Sultan, babasının dindarlığı konusunda şu ifadelere yer vermektedir:

''Babam doğru ve tam dinî itikada sahip bir Müslümandan başka biri değildir. Beş vakit namazını kılar, Kur'an-ı Kerim okurdu. Daima camilere devam eden, Ramazanlarda Süleymaniye Camii’nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alışveriş ettiğini hikâye tarzında anlatırdı. Babam herkesin namaz kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayın hususi bahçesinde beş vakit Ezân-ı Muhammedi okunurdu. Babamın bir sözü vardı: "Din ve fen," derdi. "Bu ikisine de itikat etmek caiz" olduğunu söylerdi.

İmparatorluğun en üst noktasında bulunan II. Abdülhamit kendisini öldürmek isteyenleri bile bağışlayacak kadar şefkatli, merhamet, vicdanla dolu bir padişahtır.

Örneğin; Padişah boş vakitlerini marangozhanede geçirir, eşyalar yapar ve bunları sattırır ve parasını da fakire fukaraya yardıma muhtaç olan insanlara dağıttırırmış.

Sultan II. Abdülhamit’in kişilik özelliklerinden biri olarak gördüğümüz hayır işlemek anlayışı mimari, kültürel faaliyetlere de yansımıştır. Devlet bütçesi dışında kendi özel kasasından özel harcamalar yaptığına dair ifadeler hatıralarında yer almaktadır. Osmanlı Devleti’nin cihan devleti olma yolunda harcadığı önemli çabalarından biri de ülkenin imarına önem vermesidir.

II. Abdülhamit’in imar faaliyetleri içerisinde yaptırmış olduğu mimari eserlerin sayısal bir değerini vermek oldukça güçtür. Ancak Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkış münasebetiyle bastırılmış olan Tebrikname-i Milli adlı yayında yaklaşık üç bin eser yaptırdığından söz eder. Bunlar içerisinde Osmanlı’nın hükmettiği sınırlar boyunca; Dini, Askeri, Eğitim, Kültür, Sivil, Sağlık ve resmi yapılar inşa ettirmiştir. Sultan ata toprakları olan Osmanlı Devleti’ne ilk başkentlik yapmış, dedesi Ertuğrul Gazi’nin Şeyh Edebalı’nın, Dursun Fakih gibi Osmanlı Devleti’nin temellerinin atılmasında büyük pay sahibi olan atalarını unutmamış, ecdadından miras kalan birçok yapıya sahip çıkarak tadilatını, onarımını yaptırmış ve bununla kalmayarak birçok yapıyı da inşa ettirmiştir.

Bunları hatırlayacak olursak;

1886 yılında Söğüt Ertuğrul Gazi Türbesi onarım ve türbenin girişinde sağına ve soluna iki çeşme

1889 yılında Bilecik Orhan Gazi Camii onarım ve gövdeye bitişik iki minarenin inşası

1889 yılında Bilecik Şeyh Edebalı Türbesi onarım

19. yüzyıl Bilecik Bala Hatun Türbesi onarım

1902 yılında Söğüt Kuyulu Mescit onarım

Söğüt Çelebi Sultan Mehmed Camii onarım

Bilecik Eski Aşevi 1890 inşa

Söğüt Hamidiye İdadisi 1903-1905 inşa

Bilecik İdadisi 1906-1907 açılış

Bilecik Saat Kulesi 1907 inşa

Söğüt Hamidiye Camii 1907-1908 inşa

Bilecik Gar Binası 1908 inşa

Bilecik Gar Binası 19. yüzyıl inşa

Bilecik Yatakhane Binası 1908 inşa

Bilecik Valilik Binası 19. yüzyıl inşa

Bilecik Hükümet Konağı Şadırvanı 1900 yılında inşa ettirmiştir.

Sultan II. Abdülhamit Han'ın yukarıda saydığımız ve 33 yıllık iktidarı boyunca sadece Osmanlı Devleti’nin ilk başkentliğini yapmış olan Bilecik’e yaptırdığı eserlerdir. Osmanlı’nın hüküm sürdüğü 3 kıta da en sıkıntılı ve sancılı olduğu dönemlerde de imar faaliyetlerine ne kadar önem verdiğini görüyoruz.

II. Abdülhamit Han 27 Nisan 1909’da tahttan indirilip Selanik’e gönderildi. 3 yıl boyunca sürgün yıllarını Selanik Alatin Köşkü’nde geçirdi. 1912 yılında Yunanlara karşı yapılan savaştan sonra Selanik’in kaybedilmesiyle Sultan II. Abdülhamit Han Beylerbeyi sarayına getirildi. 10 Şubat 1918’de İstanbul’da vefat etti. Sultan II. Mahmut türbesine defnedilmiştir.

Yazımın bu son bölümünde, vefatının 100. yılında cennet mekan Sultan II. Abdülhamit Han’ı rahmetle ve saygıyla yad ederken, Ulu Hakanın 33 yıllık iktidarını özetleyen bir sözü ile son vermek istiyorum.

''33 sene devletim ve milletim için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah, bunu muhakeme edecek ise Resulullah'tır. Bu memleketi nasıl bulduysam öyle teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Allah'ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara çarşaf örmek istediler ve muvaffak da oldular. ''

Bu haber toplam 4778 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum