Kimi zaman bir hayal, sadece bir laboratuvarda değil; bir köy yolunun başında, rüzgârla savrulan toprağın kokusunda, öğrencilerin şaşkın ama istekli bakışlarında hayat bulur. İşte Adaören’de olan tam da bu…
İki yıl önceydi. Osmanlı’nın doğduğu topraklar olan Bilecik’te, Cumhuriyetin 100. yılına özel olarak geliştirilen 1,7 metrelik yerli bir kamikaze İHA, 165 km/saat hızla hedefe dalış yaparak Türkiye’de bir üniversite bünyesinde gerçekleştirilen ilk kamikaze operasyon simülasyonuyla tarihe geçmişti. Bu sadece bir uçuş değil; bilimsel bir iddianın, yerli üretimin ve genç aklın bir araya geldiği anlamlı bir başarıydı.
Fakat her başarı, beraberinde yeni bir sorumluluk doğurur. Bu küçük İHA, kısa sürede hem iç güvenlik birimlerinden hem de yurt dışından ilgi görmeye başladı. Artık daha uzun menzil, daha yüksek havada kalış süresi ve daha esnek görev kabiliyetleri gerekiyordu.
Geliştirme süreci ilerlerken, Türkiye büyük bir felaketle sarsıldı: Depremler. Kaynaklar öncelikli olarak afet bölgelerine yönlendirilince, projenin üretim aşaması için yeni çözümler aranmaya başlandı. Ve tam da bu noktada, örnek bir dayanışma sergilendi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ile Ankara Beypazarı’nda yer alan Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi arasında imzalanan protokolle, yalnızca bir uçak değil; aynı zamanda bir eğitim modeli de hayata geçirildi. Üniversite ve lise el ele verdi. Hesaplamalar, çizimler ve planlar; torna tezgâhlarında somutlaştı. Yaklaşık üç aylık bir sürecin sonunda, bu kez 2,7 metre kanat açıklığına sahip ikinci prototip başarıyla üretildi.
Ama bu başarıda sadece mühendislik yoktu. Gençlerin elleri, öğretmenlerin emeği, kamu kurumlarının desteği ve yerel üretim ruhu vardı. O yüzden bu hikâyede bazı isimleri anmadan geçmek olmaz:
Beypazarı Kaymakamı Vedat Yılmaz,
İlçe Milli Eğitim Müdürü Adem Uslu,
Okul Müdürü Hakan Uysal,
Teknik öğretmen Engin Turan,
ve projeye malzeme ve sponsorluk desteği veren Beypazarı Maden Suyu sahibi Niyazi Ercan…
Her biri bu sürecin sessiz ama vazgeçilmez kahramanlarıydı.
Şimdi gözler Adaören’de. Bu küçük ve sakin köy, önümüzdeki hafta sonu Türkiye’nin yeni nesil İHA’sının test uçuşuna ev sahipliği yapacak. Ama Adaören’in kaderi belki de bu uçuşla değişecek. Yapılan analizler gösteriyor ki bu bölge, sadece İHA testleri için değil; aynı zamanda yamaç paraşütü gibi sportif havacılık faaliyetleri için de son derece uygun. Türk Hava Kurumu ve savunma sanayi tecrübeli pilotları tarafından yapılan yerinde incelemeler, Adaören’in Türkiye’nin yeni bir havacılık merkezi olabileceğini ortaya koyuyor.
Projenin yürütücüsü olarak, kendi adıma şunu söyleyebilirim: Geliştirdiğimiz İHA’lar sadece hedefi değil, gençlerin kalbini de tam isabetle vurdu. Otopilot sistemlerinden görüntü aktarımına, 5 kilometrelik menzilden 7 metre kanat açıklığına kadar genişleyebilecek bu teknoloji; artık sadece merkez laboratuvarlarda değil, Anadolu’nun topraklarında da gelişiyor.
Adaören artık sadece bir köy değil. Adaören, kanat açan hayallerin toprağıdır.
Doç. Dr. Burak Öztürk
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi