’’AĞLAYAN NAR’’

ALİ ERDAL

Hangi konuda olursa olsun başarının; doğru, derin ve kapsamlı fikir sahibi olmakla kazanılacağına, aksi halde meselenin güdük kalacağına, eksik, hattâ yanlış olacağına hararetle inananlardanım…

Bilecik Üniversitesi, bu anlayışa uygun fikir faaliyetlerinden birini daha yaptı: 13 Mayıs’ta, Nar Kongresi düzenledi. Açılış konuşmasında Bozüyük Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Fahri Altay, “Bu tarımsal yapı, pek çok problemi de beraberinde getiriyor. Bu; nar dâhil bütün bitki gruplarında, ürün münavebesinden başlayarak; çeşit, sulama, gübreleme ve bakım, yetiştirme teknikleri, hastalık ve zararlı kontrolü, hasat ve ürün muhafazası, değerlendirme ve pazarlama konularında, birbirini tamamlayan, test edilmiş bilgilerin olmayışıdır. Üniversitemiz, bu tip problemlere karşı çözüm üretilmesine yardımcı olmak amacındadır.” dedi. Rektör Prof. Dr. Azmi Özcan da “Üniversite, toplumun bir adım önünde olacak, bir el feneri gibi aydınlatacak, toplum önünü görerek düşmeden yoluna devam edecek. Bulunduğumuz ilin üniversitesi olarak ürün değerlerine nasıl katkı sağlayabiliriz, düşüncesindeyiz.” dedikten ve ürünün üç safhasına işaret ettikten sonra ekledi “Üçü de üniversiteyi ve bilimi ilgilendiriyor. Bilim yoluyla yapılırsa katma değeri arttırmak işten bile değil. Nar işlenebilir, 12 aya yayılırsa, kozmetikten ilâç, pasta şekerleme sanayisine kadar işlenebilir ve saklanabilirse Bilecik’in, ülkenin ekonomisine çok büyük değer katacaktır”. Kongre dünyada ve Türkiye’de nar yetiştiriciliğini; narın dünü, bugünü, yarınını ve narla ilgili çeşitli konuları ele alacak.

Daha ilk gününde narın ilimiz açısından ehemmiyetini; zamana yayma, mevcudun üstüne çıkma ve geniş sahaya yayılma imkânı olduğunu öğrendik. Kamuoyu önünde ilmî olduğu için de bu bilgi herkese ait oldu. Nar konusu mücerret olarak ele alınmış, kişiler ve kurumlar söz konusu edilmemişse de, daha ilk günden anlaşıldı ki devlet, tarım teşkilâtları başta olmak üzere gerektiği gibi halka rehberlik edememiştir. Vatandaş nar yetiştiriyor, satabilirse pazarda satıyor…

İşte üniversite budur… Cemiyete ışık tutar… Yol gösterir, imkânları ve potansiyeli belirtir, rota çizer, problemleri tespit edip, çözümleri gösterir, aksayan konuları işaret eder… Buna göre meseleler halledilir ve gelecek plânlanır. İşte her birimi saat gibi işleyen bir cemiyet… Hayali bile insanı gülümsetiyor, mutlu ediyor… Ne güzel olur… Üniversite rehberlik eder; her fert ve kuruluş, devletin ilgili kurumları rehberliğinde en yüksek verimde olur; basın da kamuoyuna cinayetleri, hırsızlıkları, terör zulmünü ve siyasetçilerin itiş kakışlarını değil bunları duyurur… Ve idareciler projeler hazırlar, plânlar yapar ve bunları hayata geçirir… Cemiyetin iyiye gitmesi hiç de zor değilmiş… Yeter ki, herkes sorumluluğunu bilsin ve görevini yapsın…

Hayali bile güze dedik ya… Hiç şüphe yok ki kongreyi, seçim hengâmesine rağmen, cemiyeti idare etmeye talip olanlar da takip etmişlerdir. Seçilirlerse hangi projeleri hayata geçirme gayretinde olacaklarını ve ilgili birimleri nasıl çalıştıracaklarını, halka söyleyeceklerdir. Halk da projelerini beğendiğine yetki verecektir.

Görüyor musunuz fikre dayalı faaliyetin bereketini?.. Daha ilk gününde birimleri nefs muhasebesine davet etti, cemiyeti idare etmeye talip olanlara projelerle halkın karşısına çıkma sorumluluğunu hatırlattı… Bütün müesseseleri saat gibi işleyen bir cemiyette yaşamak ne güzel… Masalda “ağlayan nar, gülen ayva” vardır ya… Artık “ağlayan nar” masalda kaldı, bundan sonra o da gülecek…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.