Yaklaşık 15 yıl önce yazdığım bir yazıyı burada tekrar gündeme taşımak istiyorum. Buna neden gerek duydum, nereden aklıma geldi derseniz cevabım şudur. D. Mehmet Doğan merhumun yıllar önce BATILILAŞMA İHANETİ kitabını okumuş ve etkilenmiştim. Şimdi, şu anda Prof. Dr. Yasin Aktay’ın BATILILAŞMA MODERNLEŞME Mİ, YABANCILAŞMA MI? kitabını okuyorum. Şu satırlar dikkatimi çekti. aynen alıyorum:
“Fransız Devrimine yol açan ve ardından teşekkül eden bütün siyasi, felsefi ve kültürel ortam, Osmanlı’dan giden öğrencileri büyük ölçekte etkilemiş ve ‘Uygulaması mümkün olanları tespit’ etmek yerine kendi ülkelerine karşı aydınlanmış birer muhalif haline getirmiştir. Bu öğrencilerin genel olarak ülkeye; gerçekten mesafeyi kapatacak bilgi getirmek yerine Avrupa’nın zevahirinin büyüsüne kapılmış olmaları, süreci gerçek bir sorun haline getirmiştir.”
Bu satırları okuduktan sonra ERASMUS konusunun soğutulacak bir husus olmadığı ve sürekli gündemde tutulması gerektiğini düşündüm.
Avrupa bu günkü durumuna Erasmusvari uygulamalar sayesinde gelmedi.
Şimdi yazımı, hiçbir satırına dokunmadan aynen aşağıya alıyorum.
12 Temmuz 2025
ERASMUS NEDİR?
ERASMUS KİMDİR?
BUNDA BİR BİT YENİĞİ VAR…
Erasmus diye bir proje var, hayra mıdır, şerre midir bilmiyorum. Erasmus projesi bir Avrupa Birliği projesidir. Acaba diyorum Türk Devletlerini yıkma ve paylaşma projelerinden birisi midir? Erasmus; uluslararası yüksek öğrenim kurumlarının iş birliği yaparak akademisyenlerin ve öğrencilerin kısa süre içerisinde üniversitelerde tecrübe kazanmasını teşvik eden bir projedir. (Ön plandaki görüntü bu)
ERASMUS KİMDİR?
Erasmus 1467 yılında İsviçre’nin Basel şehrinde doğmuş, 1536 yılında ölmüştür. Filozof, dil bilimci ve ilahiyatçıdır. Hümanist olduğu söyleniyor. Hümanist olması Müslümanlara ve Türklere azılı düşman olmasına demek ki engel değildi. Avrupa Birliğinin kurulmasının fikir babasıdır. Biliyorsunuz Avrupa Birliğinin adı AET idi ve binaya üstten bakınca haç şeklindeydi.
Macar tarihçi Trandafır G.DJUVARA “Türk İmparatorluğunun Paylaşılması Hakkında Yüz Proje” (Çev. Pulat Tacar- T. İş Bankası Yayınları) dev hacimli kitabında Erasmus hakkında şunları yazmıştır”
“Erasmus’un ve bundan sonra ele alacağımız Nannius, Cuspinianus ve Georgevits’in Haçlı seferi taslakları, Papa X. Leo’nun, Macaristan’ın Osmanlılar tarafından fethi nedeniyle bütün Hıristiyanlık dünyasında imansızlara karşı başlatmak istediği hareketin yankıları olarak da değerlendirilebilir. Erasmus, konu ile ilgili muhtırasında Türkleri ‘Karanlık kökenli yabaniler’ olarak nitelendirmişti. Bugüne kadar Türklere karşı pek çok başarısız savaş verildiği için üzgündü. Türklerin Avrupa’daki fetihlerini sıralayarak, imansızların Hıristiyanlar arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle Avrupa’yı fethedebilmiş olduklarını, artık bu din kardeşlerini boyunduruktan kurtarmak gerektiğini düşünüyordu.
Erasmus, dinsel inancın, savaşı haklı bulduğu görüşünü ileri sürenlere karşı çıkmakta, varlığını ancak Hıristiyanlığın sürdürebilmesi için Türkleri yok etmek gerektiğine inanmaktadır. Erasmus, kutsal savaş için toplanan paraları savurganca harcayan hükümdarları ve bakanları sert bir biçimde eleştirmekte, sadece Macaristan’ı tehdit eden bir savaşla karşı karşıya bulunulduğunu ileri sürenlerin bu görüşleri çürütmekte ve papayla başka Hıristiyanlar tabi olmak yerine, Türklere bağlı olmayı yeğlemek cesaretini gösterenlere öfkesini dile getirmektedir. Erasmus’a göre Osmanlı İmparatorluğu’nun büyüklüğü insanı korkutmamalıdır. Roma İmparatorluğu, Büyük İskender’in İmparatorluğu da çok büyüktü ve yenilmez sanılırdı; oysa gene de yıkılmıştır. Özetle Erasmus’un yazdıkları, yeni bir haçlı seferine davetten çok Türk İmparatorluğuna karşı bir iddianame niteliğindedir; ne Hıristiyan hükümdarlar arasında akdedilecek ittifakın esasları ne de 16.yüzyıl başlarında çok güçlü olan Osmanlı İmparatorluğunun nasıl paylaşılacağı Erasmus tarafından irdelenmiştir.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kıymetli evlatları:
Görünüşe asla aldanmayalım, hiçbir batılı devlet bize çıkarı olmadan el uzatmaz. IMF, ABD, AB, (vs) yaptıkları yardımlar daha sonra atacakları adımların hamleleridir. Erasmus’un imansız ve karanlık kökenli dediği kavim biziz. Şimdi Erasmus’u ve yapılan yardımları bir de bu zaviyeden değerlendirelim. Truman Doktrininin ve Marshall Yardımının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Bizim saf ve temiz yüreklilerimiz kısa süreli öğrenci mübadelesini hümanist bir hareket olarak görüyorlar. Durum bence öyle değildir. Bu durum asırlardır süren bir planlamanın parçalarından birisidir.
Tüm üniversite camialarının ve devletimiz üst düzey yetkilileri bu konu hakkında umarım bir açıklama yaparlar.
Bütün bunlar gösteriyor ki, milli ve manevi değerler doğrultusunda kendi içimizde yaptığımız ve yapacağımız ittifak çok önemlidir. Bu tür ittifaklar şanlı ittifaklardır.
Gün birlik ve dirlik zamanıdır.
Şen ve esen kalınız.