BASIN TOPLANTISI MI TERBİYE TOPLANTISI MI?

MÜCAHİD ERDAL

Referandumda kıyı bölgeleri hariç harita üzerinde Tunceli, Eskişehir ile birlikte kelaynak kuşu gibi kaldık. Ak Parti Milletvekili Dr. Fahrettin Poyraz ve Belediye Başkanı Selim Yağcı basın toplantısı yaparak başarılı olduklarını iddia etti.

Toplantının başında Bilecik basınına hitaben “eleştiriye açık olmanız noktasında bir durumunuz var” cümlesini sarf ederek Bilecik basınını yaptığı haberlerden ve yorumlardan dolayı eleştirdi. Belediye Başkanı Selim Yağcı da Yarın Gazetesi’nden Cafer Elmas’ın bir yorumu üzerine “Terbisizlik etme” ifadesini kullandı.

Rakamlarla başarılı olduklarını anlatma çabasından sonra CHP’li meslektaşı Yaşar Tüzün’e çatan Poyraz referandumdan önce siyasi ahlaka uymayan konuşma yaptığını iddia etti. Ardından CHP Kadın kollarına, sonra CHP’den son Bozüyük Belediye Başkan adayı Mahmut Fındık’a çattı.

Durulmadı “oda başkanlarının ve sendika başkanlarının zihniyetine bir bakın” deyip referandumda hayır cephesine çalıştıklarını iddia etti. Siyasete karışmalarını eleştirdi.

Madem başarılısınız bu sert tavır niye?

Oda başkanlarını eleştiren sert yazılarım olsa da “yiğidi öldür hakkını ver” anlayışındayım. Referandum sürecinde oda başkanlarından birinin bile yerel gazetelere hayır çağrısı niteliğinde beyanatlarını ve ilanını görmedim. Sendikalardan hayır çağrısı yapan da olmadı. Sadece Memur-Sen’e bağlı sendikalar yerel gazetelere tam sayfa ilanlar vererek evet çağrısı yaptı.

Toplantının son kısımlarına doğru anayasa değişiklik paketinin sendikalara yönelik değişikliği işçi kesimine yeterince anlatamadıklarını itiraf edip “Sendikaların mücadelesine karşı aktif bir siyaset yürütemedik. Bu da bizim eksik yönümüz” diyor.

Hani başarılıydınız!

Bu eksiklik sadece işçi kesimiyle ilgili değil, başta bürokrasi ardından teşkilat yapılanması, tarım politikaları, sürgün il müdürleri…) Bunları dile getirdik.

Bizler siyasileri eleştiriyoruz. Eleştirdiğimiz konunun arkasında günlerce, aylarca, yıllarca duruyoruz. Milletvekili Dr. Poyraz basını eleştirerek tabii hakkını kullanıyor. Ancak eleştiride bulunanların yaptığı eleştirinin arkasında durması gerekir.

Poyraz kendi cümleleriyle Bilecik basını eleştirirken şöyle diyor: “Halkın Ak Partiye bir uyarı verdiği bizim milletvekili olarak teşkilatlarımız olarak belediye başkanlarımız il genel meclis üyelerimiz olarak bu mesajı algılamamız gerektiği noktasında bizlere sizlerin kalemlerinizden bir takım mesajlar anlatılmaya çalışıldı.” Poyraz’ın Bilecik basınından beklentisi neymiş?! “Bize en azından demeniz lazımdı ki ayağınızı denk alın. Bizi derken siyasetçileri genel anlamda kastediyorum. Bakın burada halk şu mesajı veriyor. Siz ey A partisi B partisi, belediye başkanı milletvekili, buradan şu mesajları almanız lazım diye bir şeyler beklerdik” diyor. Biz Poyraz’ın istediği gibi “Ayağınızı denk alın” demedik de kibarca “İlk ikaz” dedik. Kibar davranmakta kabahat oldu.

Ardından odaları ve sendikaları hayır cephesine çalışmakla ve siyasete karışmakla suçluyor. Ancak referandumda tek taraf bildiren sendika Memur-Sen. Onlar da gazetelere ilan vererek evet çağrısında bulundu.

Referandumun ardından 1 ay geçmiş, meslektaşına sen orada onu demişsin, kadın kolların böyle demiş, Mahmut Fındık şöyle yapmışsın deyip eski defterleri karıştırmanın tekrar ilde bulantı ve gerginlik çıkartmanın manası var mı?

Basın toplantısında basın eleştirildi, CHP Milletvekiline, CHP Kadın Kollarına, Odalara, Sendikalara demediğini bırakmadı. Bu toplantı basın toplantısı mı terbiye toplantısı mı!?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.