BAYRAMLAR BİRLİK VE BERABERLİĞİ PEKİŞTİRİR

Doç. Dr. Mustafa BAŞ - Köşe Yazısı

Rahmet ve bağışlanma ayı olan Ramazana veda ediyoruz. Tutulan oruçlar, beş vakit namaza ilave olarak kılınan teravih namazları, okunulan ve dinlenilen Kur’an bu ayı ihya edenlere farklı duygular yaşatarak gönüllerini inceltti. İşçinin iş sonunda ücretini alması gibi yapılan kulluğun manevi karşılığının dağıtılacağı bilinci ve sorumlulukları yerine getirmiş olmanın sevinciyle bayram günlerine ulaştık. Bayramlar, toplum hayatımızda üstün yeri ve eşsiz değeri olan günlerdir. Bu günler, toplum şuurunun bütünleştiği ve bireylerin birbirleriyle kaynaşıp kucaklaştığı seçkin günlerdir.

Toplumları sağlıklı bir şekilde ayakta tutan faktörlerin başında birlik ve beraberlik yer alır. Kur’an’da ; “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur'ân’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin...” (Al-i İmran, 3/103) , “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır. “ (Al-i İmran, 3/105) ayetleri bize birlik ruhunu emretmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v) de;“… Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur. Kim cennetin ortasını dilerse, cemaatten ayrılmasın. Kimi yaptığı hayır sevindirir ve kötülüğü de üzerse, işte o, mü'mindir” hadisiyle birliğin önemini ortaya koymaktadır.

Bayram günleri, öncelikle bu birlik ve beraberliklerin ortaya çıktığı müstesna günlerdir. Bayram münasebetiyle insanların el sıkışarak tebrikleşmesi olan Bayramlaşma, gergin ve soğuk ilişkileri yumuşatarak, kırgın, dargın ve küskünlerin barışması gibi bir etkiyi taşımaktadır. Bayram vesilesiyle insanlarla iyi geçinmek, çeşitli nedenlerle meydana gelmiş olan dargınlık ve kırgınlığı kaldırmaya çalışmak dini ve milli bir görev kabul edilmektedir. Dargınlık ve nefret dolu duygularla yüklü olan insan için bayramlar sevinç günleri olamamaktadır. Sosyal varlık olarak bir arada yaşayan aile ve toplum bireyleri arasında anlaşmazlıklar ve tartışmaların olması doğal bir haldir. Bu anlaşmazlık ve tartışmaların dargınlık noktasına taşınarak ilişkiler kesilmesi toplumda birlik duygularını zayıflatmaktadır. Hz. Peygamber de (sas) bu anlamda üç günden fazla dargın durmanın dinen helal olmadığını vurgulamaktadır.

İslam, Allah’a ibadetten sonra anne-babaya saygı ve iyiliği emretmekte, onlara karşı her türlü saygısızlığı yasaklamaktadır. Bayram günlerinde anne-babamızı ziyaret ederek gönüllerini hoş etmeli, hayır dualarını almalıyız. Akraba ve komşularla tebrikleşerek, karşılıklı sevgi, saygı ve güven duyguları aktarılmalı, karşılaştığımız herkesle selamlaşarak tebrikleşmeliyiz. Tanıdıklar ziyaret edilerek hatırları sorulmalı ve gönülleri alınmalı. Özellikle hastane ve evlerde yatan hastaları ziyaret edilmeli, şifâ dilekleri sunulmalı. Bütün bunlar hem Allah’ın emri, hem de sosyal varlık olmanın gereği olarak yapılmalı. “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, eliniz altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez” ( Nisâ, 4/36). Yakınlarla ilişkiyi kesmenin sonucunun ahirette karşılaşılacak bir ceza olduğu da hatırdan çıkarılmamalı. “Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır” (Ra’d, 13/25)

Bizden hayır dua bekleyen ölülerimize dua etmeli, ruhları için hayır ve hasenâtta bulunmalıyız. Tanıdıklarımızdan dargın olanları barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız. Çocuklara hediyeler dağıtmalı ve onları sevindirmeliyiz. Bayram günleri sevinç günleridir. Bu günlerde sevinçli ve güler yüzlü olmak tavsiye edilmiştir. Ashâb-ı kiramdan Ebû Zer, Peygamberimizin kendisine bu konuda şu tavsiyede bulunduğunu rivayet eder: “Kardeşini güler yüzle karşılamak gibi en ufak bir iyilik dahi olsa onu hor görme.” Her zaman olduğu gibi bayram günlerinde de, İslam’ın emrettiği şekilde, çevremizdeki insanlara iyi davranmalı, incitici ve zarar verici davranışlardan sakınmalıyız. Bunların hayata geçirilmesi, toplum fertlerini birbiriyle kaynaştırarak milli birlik ve bütünlüğü sağlamakta, ayrılık ve düşmanlıkları ortadan kaldırmaktadır.

Bu duygularla Ramazan Bayramınızı kutlar, Aziz Milletimiz başta olmak üzere bütün İslam Alemi ve insanlık için hayırlara, gönül coğrafyamızda devam eden kanlı sahnelerin son bulmasına ve inananların birlik beraberliğine vesile olmasını Yüce Allah’tan temenni ederim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sakarya Gazetesi Haberleri