BEDEN BAKIMI ve TEMİZLİĞİ

Cumadan Gönüllere

Söyleyeceklerini benzetmelerle dile getirmekten hoşlanırdı. Hayatın içinden örnek durumlar çıkarır, vermek istediği bildiriyi herkesin anlayacağı düzeyde o örnekler üzerinden açıklardı. Dinleyen, onun (sav) dediğini asla unutmaz, söz konusu işi veya davranışı her yapışında zevkle anımsardı.

Bir gün ashâbına arınmışlıktan bahsediyordu. Namazla dirilmeyi, kendine gelmeyi, bedenen ve ruhen temizlenmeyi ve var oluşun tadına varmayı anlatıyordu.

“Bir düşünün bakalım.” dedi. “Evinizin önünde bir nehir olsa ve günde beş defa o suya girip çıksanız üzerinizde kir diye bir şey kalır mı?” Onun sözlerini pür dikkat dinleyenler için cevap çok kolaydı: “Hayır yâ Resûlallah, onun kirinden hiç iz kalmaz.” Beklediği cevabı alan Hz. Peygamber, maksadını hemen aktardı: “İşte beş vakit namaz da böyledir; Allah onunla hataları silip süpürür.”

Allah Resûlü, abdest ve namaz örneğiyle aslında hem beden hem de ruh temizliğine dikkat çekiyordu. Bir hadisinde “namazın anahtarı” olarak ifade ettiği temizliğin, her namaz vaktinden evvel günde beş kez abdest ile sağlandığını düşündüğümüzde, bedenin ne kadar saf ve temiz, ruhun da nasıl huzur dolu olacağını takdir etmemiz zor olmayacaktır.

İslâm dininin temeli temizliktir. İslâm"ın doğasında ruhun arınması kadar bedenin paklığını da gerektiren iki yönlü bir temizlik anlayışı vardır. Müslümanlık, ruhu temizlemeye odaklanıp bedenin bakımını göz ardı etmeyi onaylamadığı gibi sadece beden temizliğiyle yetinip ruhu göz ardı etmeyi, ona gereken özeni göstermemeyi de kabul etmez. Hz. Peygamber"in (sav), “Temizlik/abdest, imanın yarısıdır.” ifadesi de abdestle arınmanın hem beden hem de ruh temizliği açısından önemine işaret etmektedir. Şöyle ki iman ve ibadetler, mânevî temizliği sağlarken su, bedeni hem maddî hem mânevî kirlerden arındırır. Ruh ve beden temizliğinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini anlamak için Resûl-i Ekrem"e (sav) daha peygamberliğinin başında vahyedilen şu ilâhî sese kulak vermek yeterlidir: “Ey örtünüp bürünen! Kalk da uyar! Rabbini yücelt. Elbiseni temizle. Pisliklerden (putlardan) uzak dur.” (Müddessir 74/1-5) Bu ilâhî hakikati, “Ey insanlar! Allah temizdir ancak temiz olan şeyleri kabul eder...” “Allah güzeldir, güzel olanı sever.” hadisleriyle dile getiren ve masum beden bakımı çabalarından ayrı tutmuştur. Ne var ki özellikle kadını cinsel bir nesne olarak gören, onun tenini ve cinsel cazibesini istismar eden anlayış, bu uğurda beden üzerindeki tasarruflarda sınır tanımamaktadır. Son zamanlarda daha çok cinsel bir saplantı olarak görülen karşı cinslerin birbirlerine benzemeye çalışmaları, insanın haksızca ve sınır tanımadan bedeni üzerinde nasıl müdahalelerde bulunduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber (sav) karşı cinslerine benzemeye çalışan erkekleri ve kadınları da kınamış hatta kendini kadına benzeten bir kişinin toplumdan uzaklaştırılmasını istemiştir.

Beden, Allah"ın insana verdiği değerli bir emanettir. İnsanın biricik canına yoldaşlık eder, onun Yüce Yaratıcı"dan yadigâr olan ruhunu taşır. “Biz gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.” (Tin 95/4) buyuran Rabbimiz, insanın var edilişi sırasında meleklerine şöyle seslenmiştir: “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun önünde hemen saygı ile eğilin.” (Hicr 15/28-29) Mümin, bedenine zarar verecek müdahalelerden kaçındığı gibi ona işkence sayılacak, onu takatsiz düşürecek davranışlardan da uzak durur. Öyle ki Resûlullah ibadetler uğruna dahi bedene aşırı yüklenilmemesi yönünde sık sık uyarılarda bulunur. Bu konuda Mucîbe el-Bâhiliyye adındaki bir hanım sahâbînin babası (ya da amcası) ile ilgili olarak aktardığı bir rivayet kayda değerdir. Bu adam bir ihtiyacı münasebetiyle bir gün Hz. Peygamber"e uğrar. Allah Resûlü, ilk başta ona kim olduğunu sorar. Adam, “Beni tanıyamadınız mı ey Allah"ın Elçisi! Ben, bir yıl evvel size gelen Bâhile kabilesine mensup falan kişiyim.” deyince, Hz. Peygamber onu hatırlar ve “Geçen yıl geldiğinde rengin, benzin, vücudun daha iyiydi. Ancak bugün görüyorum ki cılız ve bitkin hâldesin.” der. Adamın, bu zaman zarfında her gününü oruçla geçirdiğini söylemesi üzerine, Allah Resûlü (sav), “Kendine işkence etmeni sana kim emretti!” buyurarak ibadet için dahi olsa beden sağlığını tehlikeye atmanın doğru bir davranış olmadığını belirtmiştir. Nebî (sav), benzer bir şekilde oruç tutmak isteyen Abdullah b. Amr b. Âs"a da, “Senin üzerinde bedeninin de hakkı var!” uyarısında bulunmuştur. İftar etmeden iki gün peş peşe oruç tutmayı (visal orucunu) men etmesinin altında da bedene eziyet etmeme ve bedenin hakkını koruma duyarlılığı yatmaktadır.

Temizlik ve beden bakımı ile ilgili, Peygamber tavsiyelerinden öğrendiğimiz hakikat şudur: Müslüman, ne vücudunu bakımsız bırakıp dağınık ve pasaklı dolaşmalı ne de bakımlı olmak adına yaygın halk tabakalarında

sıkça karşılaşılan türden aşırılıklara gitmelidir. Bir birey olarak dışarıdan nasıl göründüğümüz ve algılandığımız bizim için önemlidir. Çevresi için rahatsız edici olmamak, söz ve tavırları kadar dış görünümüyle de huzur ve güven aşılamak Müslüman"ın vazgeçilmezi olmalıdır. Ama daha da önemlisi, vücudumuza gereken özeni göstererek beden ve ruh temizliğinde dengeyi kurabilmemiz ve bu noktada kendimizle barışık olmayı başarabilmemizdir. Kendisine kusursuz bir şekil veren Rabbinin (Haşr 59/24) gün gelip bedeninin hesabını soracağını bilerek emaneti koruyan mümin, kendisini vicdanen rahat hissedecektir. Saygı duyulacak nitelikte teslim alınan beden ve ruh, âhiret günü gerçek sahibine yine aynı güzellikte teslim edilmelidir. Güzel görünmek uğruna bedeni gıdasız bırakmaya ve Yaratan"ın takdir ettiği şeklini değiştirmeye kalkışmak Müslüman"a yakışmaz. Bu nedenle inanan insan, Peygamber Efendimizin şu uyarısını aklından çıkarmamalıdır:“(Kıyamet gününde) hiçbir kul, ömrünü ne için tükettiği, ilmi ile ne yaptığı, malını nereden kazanıp nerede harcadığı ve bedenini ne uğruna yıprattığı sorulmadıkça bir yere kıpırdayamayacaktır.”

KAYNAK: HADİSLERLE İSLAM

GÜNÜN AYETİ:

“Ey örtünüp bürünen! Kalk da uyar! Rabbini yücelt. Elbiseni temizle. Pisliklerden (putlardan) uzak dur.” (Müddessir 74/1-5)

GÜNÜN HADİSİ:

Ebû Hüreyre"nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Ey insanlar! Allah temizdir ancak temiz olan şeyleri kabul eder…”( Müslim, Zekât, 65)

GÜNÜN DUASI:

“Allahım!Beyaz elbiseyi kirden arındırdığın gibi beni de günahlardan arındır.” (Buhari Ezan 89)

BİR SORU & BİR CEVAP

SORU Alkol içeren maddelerin temizlikte kullanılması caiz midir?

CEVAP: İspirto, kolonya vb. sıvılarla, temizlik amacıyla üretilen alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte (Buhârî, Edep, 80; Müslim, Eşribe, 73), temizlikte kullanılmaları caizdir. Namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması da gerekmez (Kâsânî, Bedâî’, V, 115; Elmalılı, Hak Dini, II, 763-764).

KAYNAK: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları

Hazırlayan: İsmail BASRI

DİN HİZMETLERİ UZMANI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.