BİLECİK’TE SULTAN II. ABDÜLHAMİT’İN BİR BAŞKA ESERİ: VALİLİK

UMUT ÖZDEMİR

Evet değerli okuyucularım. Tarih ve kültür şehri Bilecik'imizdeki ecdad yadigarı yapılardan bu hafta da söz etmeye çalışacağım. Hakkında mimari ve teknik bilgiler vereceğim tarihi varlığımız, Osmanlı Devleti'nin son padişahlarından olan ve yurdumuzun birçok bölgesinde eserler bırakan Sultan II. Abdülhamit'in ilimizde yaptırdığı Valilik Binasıdır.

Merkez Cumhuriyet Mahallesi, Hükümet Caddesi'nde yer alan ve günümüzde de Valilik binası olarak kullandığımız tarihi bina, 19. yüzyıl döneminin mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Bu haftaki yazımda, söz konusu yapı hakkında aşağıdaki satırlarda teknik ve mimari bilgiler vereceğim. 

Sözünü ettiğim Valilik Binası, II. Abdülhamit döneminde de hükümet binası olarak kullanılmıştır. Hüdavendigar Salnamesi, 1310, sayfa 372’ de binanın ana giriş kapısı üstünde Sultanın yaptırttığı arma-i hümayun asılı olduğu bilinmektedir. Söz konusu arma bugün binanın içinde korunmaktadır. Yüksek bir platform üzerine kurulan yapı, kare ve dikdörtgen planlı mekanların iki yönde tekrarlanmasıyla oluşan dikdörtgen bir plana sahip olup, tamamen kagir olarak inşa edilmiştir. Birinci Ulusal Mimarlık Üslubunda tasarlanan bina üç katlı olarak yapılmıştır. Geniş saçaklı yapının üzeri kiremit kaplı kırma çatı ile örtülmüştür.  Bu saçakların alt yüzeyleri ahşap parçalarla kaplanmış ve yine ahşap çıtalarla taksimatlandırılmıştır. Geniş saçaklar her cephede olmak üzere eli böğründeler tarafından taşınmaktadır. Yapı hem plan hem de cephe düzenlemesi açısından simetrik olarak düzenlenmiştir.

Yapının her katı cephelerde yer alan çok sayıdaki pencerelerle aydınlatılmış ve hareketlendirilmiştir. Pencere kemerleri vurgulanmış ve pencerelerin eteklerine yerleştirilmiş denizlikler pencereden daha geniş tutulmuştur. Pencere çerçeveleri ahşaptan yapılmıştır. Bodrum kat pencereleri demir parmaklıklıdır. Özellikle ön cephede giriş kısmı dışarı taşırılarak ve dört adet köşeli ayaklar üzerine oturan yuvarlak kemerlerle üçlü giriş uygulamasına gidilerek; giriş vurgulanmıştır. 

Birinci Ulusal Mimarlık döneminde en sık görülen ögelerden bir tanesi de katlar arasındaki ayrımı veren silmelerdir. Bodrumla zemin kat arasındaki ayrımı ve zemin katla birinci kat arasındaki ayrımı vurgulayan profilli şeritler halindeki silme tüm cephede karşımıza çıkmaktadır. Aynı şekilde beden duvarlarının çatıyla birleştiği kısımdaki profilli silmeler de yapıyı dört yönden dolaşmakta ve süreklilik arz etmektedir. Güneye bakan ön cephe, ana giriş cephesi olmasından dolayı diğer cephelere göre daha itinayla yapılmıştır. Dikkati çeken bir diğer özellik ise on basamaklı bir merdivenle çıkılan üçlü olarak düzenlenmiş ana giriştir.  Kemer açıklıkları ahşap camekanlarla kapatılmıştır. On basamaklı merdivenle yapının zemin katına çıkılır. Zemin kat “T” planlı bir koridorla on altı adet odadan meydana gelmektedir. Odalara çift kanatlı ahşap kapılarla girilmektedir. Koridorun zemini karo tavan ahşap döşeme olup, odaların zeminleri ve tavanları da ahşap kaplamadır. Bodrum üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş olan yapıda, katlar arasındaki geçişi sağlayan merdivenler; kuzey duvarı ortasına yerleştirilmiştir. Ahşap olan merdivenin korkulukları demir parmaklıklı küpeştesi ise ahşaptır. Dikdörtgen planlı olarak düzenlenmiş yapı oldukça gösterişli ve sağlamdır. Daha geç dönemlerde yapının doğu cephesine bitişik; çeşitli resmi kurumların müdürlüklerinin bulunduğu bina eklenmiştir.

Büyük emeklerle yapılan, bizlere emanet edilen ve halen de ayakta dimdik duruşuyla övündüğümüz böyle yapıların yapılmasında emeği geçen ecdadımızı rahmet ve minnet duygularıyla anıyor, mekanlarının Cennet olması niyazında bulunarak, hoşça kalın diyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.