Mitingden önce Akparti yöneticilerini tedirgin eden iki husus vardı. Biri Sakarya'dakine benzer bir "Selamsız bandosu" hadisesi, diğeri ise miting alanının boş kalması... İlki yerel siyaset bakımından handikaplar içerirken, ikincisinde ise Erdoğan'a mahcup olma ihtimali bulunuyordu. Bu bakımdan trenden inip miting alanına baktıktan sonra Poyraz'la Kurtulmuş'un yüzlerine yansıyan rahatlama hissini normal karşılamak gerek. Her iki mitinge de katılanlar, Bilecik'teki kalabalığın Eskişehir'den daha fazla olduğunu söylediler.
Türkiye'nin içinden geçtiği konjonktür elbette en çok Akparti yöneticilerini etkiliyor. Bilecik mitinginin de yer aldığı hızlı trenin Ankara-İstanbul hattının açılışında, medyaya da yansıyan Afyon İl Başkanının “Otobüsleri dolduralım başbakana rezil olmayalım” mealindeki mesajını da buna göre okumak gerek... Aynı endişe hazırlıklar için çok vakit olmaması, Ramazan rehaveti ve zamanın iftar ve sahur olarak iki parçaya bölünmesi gibi sebepler yüzünden ilçe başkanlarında da vardı. Çoğu ilçede miting tarihi, tanıtımları ve organizasyon son güne sığdırıldı. Ayarlanan otobüslerin dolup dolmayacağı bile son ana kadar belli değildi. Buna rağmen Bileciklilerin mitinge ilgisi yoğundu. Bunun en önemli sebebinin Erdoğan'ın millet nezdindeki karizması ve sevgisiydi.
Erdoğan gelmeden uzun bir süre önce dolan alana gelenler, gar inşaatını da ilk defa görmüş oldu. Son zamanlarda yerel siyasette; hastane yerinin tespit edilememesi, yılan hikâyesine dönen Yenişehir yolu ve bitirilemeyen şehirlerarası otobüs terminali gibi sebepler yüzünden sürekli eleştirilen Akparti Bilecik yönetimi, anlaşılan o ki siyasetin giderek hızlandığı ağustos sıcağında muhalefet tarafından en çok miting yapılan yarım garda hızlı trenin durmayacak olması yüzünden vurulacak. Bozüyük’te duracak trenin bilecikten ıslık çalarak geçmesi Poyraz’ın ama daha da fazla Kurtulmuş'un canını sıkacak gibi...
Miting alanına erken bir saatte gittim. İnşaatın devam etmesi ve park problemi ihtimaline karşı özel araç yerine otobüslerle gelin uyarısı ciddiye alınmış olmalı ki Akpartililer genelde otobüslerle gelmeyi tercih ettiler. Alanında Türk bayrağı ile Erdoğan logolu bayraklar dağıtılmasına rağmen, logolu şapka ve tişörtler neredeyse hiç yoktu. Sebebini sorduğumda il başkanlığının ilçelere şapka ve tişörtlerden sınırlı sayıda verdiklerini, asıl çoğunluğun miting meydanında dağıtılacağını söylediklerini öğrendim. Meydanda bunların dağıtılmaması en çok ilçe yönetimlerini zora soktu.
Halk çoğaldıkça Bilecik türkülerinin ve özellikle de Bilecik karşılamasının çalınması güzel bir jestti ancak bekleyiş arttıkça anlayamadığımız bir sebeple müzik yayınından vaz geçilmesi Erdoğan'ı bekleyen kalabalıktaki homurtuyu arttırdı. Bu arada Akparti seçim şarkılarının ve özellikle de Erdoğan ile özdeşleşen "Dombra"nın neden çalınmadığını anlayamadım. Hâlbuki halktaki heyecanı ayakta tutmanın en kolay yolu buydu.
Erdoğan'ı taşıyan tren gelmeden yaklaşık bir saat kadar önce parkura düdük çalarak bir tren geldi. Halk arasındaki dalgalanma ve coşku Bilecik’in miting için hazır olduğunu da gösterdi. Başbakanı taşıyan trenden önce, ona eşlik eden helikopterlerin sesi duyuldu. Meydanda yeniden bir dalgalanma yaşandı. Tren peronda durup Erdoğan kürsüye çıktığında adeta yer yerinden oynuyordu. Bilecik’le ilgili yerel motifler barındıran güzel bir selamlama ile tezahüratlar arasında konuşmaya başlayan Erdoğan, hızlı tren hattı ile Türkiye Cumhuriyetinin başkenti ile Selçuklunun kadim başkenti Konya ve Osmanlının ilk yerleşim yeri olan Bilecik’i İstanbul’a bağladıklarını anlattı. Bu aralar kullanmanın pek bir moda olduğu "Yeni Türkiye" kavramını da kullanarak Filistin’de yaşanan dramı anlattığı bölümde kalabalık yeniden hareketlendi ve İsrail aleyhinde yuhalamalar ve tezahüratlar başladı. Yine yuhalamalar arasında muhalefet partileri, paralel yapı ve çatı adayına yüklendiği bölümler de kendi içerisinde düzgün hazırlanmış ve diyalektiğe sahip bir konuşmaydı.
12 yıllık Akparti icraatlarını anlatırken de konuşması sık sık "Türkiye seninle gurur duyuyor" ve "Dik dur eğilme Türkiye seninle" sloganları ile kesildi.
Konuşması baştan sona kendi içerisinde tutarlı ve kapsayıcıydı. Erdoğan konuşması esnasında bir kere şaşırmadı, teklemedi her hangi bir nottan yararlanmamasına rağmen düşük cümle kurmadı. Performansı oldukça etkiliydi ve bu enerjiyi kalabalığa geçirmeyi başardı. Konuşmanın sonunda özel olarak hazırladıkları belli olan bir grup gencin Nurullah Genç’e ait “Tasalanma yiğidim” şiirini okudukları esnada başbakan gayet memnun ve dingin bir yüz ifadesi ile onları dinledikten sonra veda ederek Bilecik’ten ayrıldı.
Gerek organizasyon, gerek katılım gerekse coşku yönünden bakıldığında miting oldukça başarılıydı ve Bilecik teşkilatı sınıfı geçti. Miting alanının uzunlamasına olması bir derinlik kazandırdı ve kamerada bu derinlik sayesinde alanın mevcut durumdan daha kalabalık olduğu yönünde bir algı oluştu. Bunun handikabı ise sesin yayılmaması sebebiyle arkalarda kalanların başbakanın konuşmasını tam olarak duyamaması oldu. Başbakan için hazırlanan platformun tam ortasına konuşlanan iki kamera sebebiyle kalabalık, görüş alanının daralmasına ve Erdoğan ile göz teması kuramamalarına itiraz etti. Hatta Başbakanın konuşması esnasında bu kameramanlara bayrak atan laf yetiştirenler dahi oldu. Heyecanlı bir kişinin kameramanı platformdan indirme girişimini ise etraftaki serinkanlılar engelledi. Böylece bir skandalın eşiğinden dönülmüş olundu.