İsmet CEP
Bozüyük'te taşeron işçileri derneği tarafından düzenlenen 1.'inci silikozis kurultayı gerçekleştirildi.
Tekke Mahalle konağında gerçekleştirilen toplantıya ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi ve Yazar Yıldırım Koç, İş Hukuku Uzmanı Avukat Esin Özbey, Meslek Hastalıkları Uzmanı Doktor Nihal Bilgili ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Şenay Koçyiğit konuşmacı olarak katılırken yüze yakın işçi ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Toplantıda ilk olarak Bozüyük taşeron işçileri derneği başkanı Hakan Uslu derneğin kuruluşu ve çalışmaları ve taşeron işçilerin hakları konusunda bilgiler verdi. Ardından silikozis meslek hastalığına yakalanarak işten ayrılarak ve diğer arkadaşlarının hastalanmaması için mücadele eden Gürhan Yüksel bir konuşma yaptı.
Yüksel konuşmasında silikozis hastalığına yakalanıp emekli olduktan sonra başka arkadaşlar bu hastalığa yakalanmasın diye mücadeleye başladığını söyledi. Gürhan Yüksel, "Bozüyük'te uzun zamandır silikozis meslek hastalığını anlatmaya çalışıyoruz. Nitekim bu konuda epey yol aldık. Ülkemizin değişik illerinden arkadaşlar bizim bu çalışmalarımız sonrasında silikozis hastalığından haberdar olduklarını söylüyorlar. İşverenler malum parayı çok seviyorlar ancak işçiler de canlarını çok sevsin ve canlarına sahip çıksın. İşverenlerin bu hastalık karşısında önlem almamalarının tek nedeni paradır. Bu sorun sadece Bozüyük2ün sorunu değil, tüm Türkiye'nin ve seramik sektörünün bir sorunudur. Bu hastalığın önüne geçilmesi için çok önemli adımların atılması lazım." dedi.
Devamında Meslek Hastalıkları Uzmanı Doktor Nihal Bilgili silikozis hastalığından bahsederek hastalık hakkında bilgiler verdi. Bilgili, "Çalışma ortamları işçilerin sağlığını yakından ilgilendiriyor. İş yerlerinde doğru önlemler alınır ve işçiler yeterince bilgilendirilirse iş kazalarının % 98'i önlenebilmektedir. Meslek hastalıklarının ise % 100'ü önlenebilmektedir. Meslek hastalıkları en az görülen ve iş ile ilişkisi fazla olan hastalıklardır. Çeşitli tozların solunarak akciğerlere yerleşmesi sonucu meydana gelen bir hastalıktır. Tespit edildiğinde hastanın işini değiştirmesi ve tozlu ortamdan uzaklaşması gerekmektedir. Taş ocakları ve madenler, granit işçileri, taşlama ve kodlama diye tabir edilen işleri yapan işçiler risk altındadır. Tozun yoğunluğuna bağlı olarak yaklaşık 10 yıllık bir sürede hastalığa bağlı ilk bulgular ortaya çıkar. Tedavisi olmadığı için bu hastalıktan korunmak gerekmektedir. Çalışanların örgütlü halde taleplerde bulunmasıyla bu sorunlarla mücadele edebileceklerini düşünüyorum." dedi.
Ardından İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Şenay Koçyiğit tarafından bir konuşma yapılarak iş yerinde alınması gereken konular hakkında bilgi verdi. Koçyiğit konuşmasında, "tehlikenin kaynağından çözülmesi gerekir. Çalışma ortamının temizliği ve havalandırma yöntemleri çok önemlidir. Hastalığa neden olan tozun engellenerek işçilerin sağlıklarını koruyucu ekipmanları ve kıyafetleri kullanmaları sağlanmalıdır. İşçilerin sürekli olarak sağlık kontrollerinden geçirilmesi çok önemlidir. Çalışanlara iş kazaları ve oluşabilecek meslek hastalıklarıyla ilgili sürekli olarak eğitim verilmelidir. Çalışanların kişisel temizliklerine özen göstermeleri de çok önemlidir. İşyerlerinde görülen aksaklıklarla ilgili olarak iş güvenliği uzmanlarına, amirlerinize ve işverenlerinize bu aksaklıkları bildirdiğiniz halde çözülmüyorsa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na şikâyette bulunabilirsiniz." dedi.
Daha sonra İş Hukuku Uzmanı Avukat Esin Özbey iş sağlığı ve iş güvenliği kanunu ve çalışanların sahip oldukları haklar konusunda bilgiler verdi. İş mahkemeleri aracılığıyla ne şekilde haklarını arayabilecekleri noktasında bilgilendirmelerde bulundu. Çalışmaları devam ediyor ve çalıştıkları ortamda tüm yolları denemelerine rağmen işçilerin meslek hastalığına yakalanma riski varlığını sürdürüyorsa bu durumu mutlaka tespit ettirmeleri önerisinde bulundu. Çalışanların karşılaştıkları sorunlarla ilgili sorularını cevaplandırdı.
ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Görevlisi ve Yazar Yıldırım Koç, tarafından bir konuşma yapıldı. Yıldırım Koç konuşmasında silikozis hastalığıyla ilgili olarak sendikal açıdan ve diğer açılardan yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Yıldırım Koç, "Benim bildiğim Eczacıbaşı Vitra fabrikasında 1500 civarında işçi çalışıyor. 1500 işçi arkadaşımızdan buraya yaklaşık 100 kişi gelmiş. Eğer meslek hastalıklarıyla mücadele edecekseniz öncelikle bu işin kendi meseleniz olduğunu bileceksiniz. Meslek hastalığıyla mücadele etmek istiyorsanız öncelikle bu işin kader olmadığını ve sizin çalıştığınız ortamın sizi yavaş yavaş süründüre süründüre öldüreceğini bilerek hareket edin. Silikozis ile mücadele edecekseniz öncelikle fabrikada ki buraya gelmeyen diğer 1400 arkadaşınızın bu konuda bilgilendirilmesi gerekiyor. Sürekli bir eğitim yapılmaz ise meslek hastalıklarına korunma gerçek anlamda sağlanamayabiliyor. Burada temel görev sendikaya düşüyor.
İşyerinin hekimi işverenden aldığı talimat üzerine işçiyi hastaneye sevk etmiyor. Arkadaşlar kendi imkanlarıyla İstanbul'da ki hastanelere giderek burada meslek hastalığı konusunda tetkiklerini yaptırıyorlar. Bu süreçte meslek hastalıkları hastanesine giderek bu konuda tetkik yaptırdığı için bazı arkadaşları işten attılar. Bu iş kolay bir iş değil ancak üzerine gittiğinizde işvereni geri adım attırabilmenin mümkün olduğu bir olaydır.
Bu konuda sendika tarafından ciddi bir eğitim yapılmalıdır. Bu konuda sendikayı zorlamak gerekiyor. Sendika geniş olanaklarının bir bölümünü bu konuda eğitime ayırarak eğitimi sürekli kılmak zorundadır. İşvereni ikna edeceksiniz. Bunun çeşitli yolları var. İşverene açılan her tazminat davası işverene o kadar önemli yük yüklüyor ki işveren için önlem almak çok daha ucuza geliyor. İşveren sürekli olarak kendi çıkarını düşünür, siz de kendi çıkarınızı düşüneceksiniz. Eğer işverene yanlış uygulamalarının mali külfetini arttırabilirseniz o da önlemleri almaya zorlanacaktır. Bu konuda halkı duyarlı kılmak durumundasınız. Sizin verdiğiniz bu mücadele de Bozüyük halkının size destek vermesini sağlamak gerekiyor." dedi.