BUNDAN BÜYÜK TERÖR MÜ OLUR?

ALİ ERDAL

Kur’an-ı Kerîm, geçmişten en fazla Musa Aleyhisselâm ve kavminden örnekler vermekte... Bunda, pek çok hikmetle beraber bize, peygamberine ihanet etmenin akıbetini göstermek gibi bir ders de olmalıdır. Kültürümüzde “çıfıt” sıfatı ile anılan o kavim, Mukaddes Tevrat’ı tahrif etti ve ona dayanarak dünya üzerinde ırk hâkimiyeti kurmak istiyor… Hak’tan gelen üzerine yanlış bina edilemezdi Dünyanın efendisi oldukları iddiası ile kendilerinin dışında herkesi kendilerine hizmetle mükellef “goyim” (insan suretinde değersiz hayvancık) olarak vasıflandırıyorlar ve gayelerine ulaşmak için her yolu meşru görüyorlar… Bundan büyük terör mü olur?

Kendi piçliğini ve hiçliğini dünyaya yaymak isteyen Sam Amca, dünyayı tarlası sayıyor. Bunun için başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın her yerinde kaos meydana getiriyor ve bu yolda her zulmü meşru görüyor. Bundan büyük terör mü olur?

Müzikle tefekkürün dehalarını yetiştiren Batı’nın; acayip elbiseler ve tuhaf görüntülerle böğürenleri (hâşâ) “ilâh” diye vasıflandıracak derekeye düşmesi gösteriyor ki, Batı; büyük bir değer erezyonu, kargaşası, kaosu yaşamakta. Bunu fark etmenin paniğiyle, hayvanların tehlike anında birbirine yanaşması gibi, Avrupa Birliği macerasına kalkıştı. Paniğe ve değer kargaşasına bakın ki, fikre dayalı bir birlik kurmak yerine, siyasî oyunlarla netice almak istiyor. Şairin, “Kendisi muhtac-ı himmet dede,/ nerede kaldı gayriye himmet ede” dediği gibi, kendi kaosu ve paniği içinde şaşkın. Üstelik kurtarıcılığına, bütün dünyayı inandırmak gayretinde… Bundan büyük terör mü olur?

Bal gibi biliyorlar ki, İslâm merhamet dinidir. Değil kendinden olana, gayriye bile zulüm suçtur. Yani İslâm zulme engeldir ve zalimlerin en büyük korkusudur. Bir merhamet dini, terörün tarlası gibi gösterilmek ve yutturulmak isteniyor... Bal gibi biliyorlar ki, “Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir” ve “kendisi için istediğini başkaları için de ister, kendisi için istemediğini başkaları için de istemez”. Asabiyet içinde, minareye kuyu diyorlar ve bizim de aşağılık duygusu içinde yalanlarını kabul etmemizi istiyorlar. Bundan büyük terör mü olur?

Batı gibi giyinen, onun (kola)sını içip geğirmeyi marifet zanneden, onun yaptığı eşyayı kullanmayı ilericilik sanan, ondan aldığı vasıtanın üzerine (Maşallah) yazmanın abesini anlayamayan, onun diliyle eğitim yapan yığınlar arasından mı, onlara karşı terörist çıkacak? Aydını hayranlıkla bağlı, halkı şaşkınlıkla hayran, bütün hareket kabiliyetini ve eşyaya hâkimiyetini kaybetmiş, mallarına boykot gibi en aşağı seviyeden bir tepkiden (kalbiyle buğzetmek) bile aciz bir dünya mı, “efendi”ye karşı terör meydana getirecek? Bunu bizden iyi bildikleri halde, silâh sanayisini ellerinde tutanlar, onlara benzemek istedikçe dilleriyle takdir lâfları ederken içlerinden kıs kıs gülüyorlar. Bundan büyük terör mü olur?

Bugün üçü bir arada, Yahudisi, Amerikası, Avrupası; en büyük düşman olarak gördükleri İslâm dünyasına karşı, ortak bir tavır içindeler. Kendi yaptıkları terör olaylarını, biz yapıyormuşuz gibi, propaganda ve reklâm imkânları ile bize mal etmek istiyorlar… İkiz Kuleler’in failleri nerede? Irak'taki kimyasal silâhlar uzaya mı gitti? İkiz Kuleler’in uçurulmasından sonra, “vay, sen misin bize bunu yapan?” asabiyetiyle Afganistan'a girdiler. Uzaya gitmekle ve oradan yerdeki kara karıncanın kara gözünün içindeki kara çöpü bile görebilmekle övünenler, terör liderini bulup idam sehpasına götür(e)medi? Yalan ve iftirayla baskı... Bundan büyük terör mü olur?

Dünyayı, teknolojik imkânlarla tarassut altında tutuyorlar. Yer hareketlerinden toplum olaylarına, fert psikolojisinden kitle davranışlarına kadar her şeyi plânlıyorlar da; bir Elkaide’yi ve onun (var mı yok mu meçhul) liderini yakalayıp etkisiz hale getiremiyorlar. Çünkü bizim dünyamızın yetiştirdiği iddiası ile canavarlarını bizim için şamar oğlanı olarak kullanıyorlar. “Sanal” tehlikeler uydurarak baskı ve zulüm... Bundan büyük terör mü olur?

Türk destanlarından birinde, bir kaya parçasının Çinliler’e verilmesi ile çorap söküğü gibi felâketlerin geldiği anlatılır. Onun gibi Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra dünyayı terör ve istismarı felâketi sardı. Bundan da en çok biz zarar gördük ve görmekteyiz. Bu da dünyanın ve bizim neye muhtaç olduğumuzu ve bizim sorumluluğumuzu göstermektedir. (05 Ekim 2010)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.