10 gün evvel CHP İl Başkanlığı seçimi yapıldı. CHP Milletvekili Yaşar Tüzün Bozüyük ilçesinde ilçe başkanlığı seçiminde yaptığı konuşmada; “Bizim rakibimiz AKP değil, bizim rakibimiz Recep Tayyip Erdoğan değil. Artık bizim rakibimiz devlet; devletin valileri, devletin kaymakamları, Cumhuriyet’in savcıları, kaymakamlar, artık bunlarla mücadele ediyoruz” demişti.
“Devleti kuran partiyiz” diye övünen partinin milletvekili devleti “rakip” olarak görüyor, devletin bürokrasi kademesini bir nevi düşman gözüyle gördükleri imasında bulunuyor, mücadelelerini sürdüreceklerini söylüyor.
Bir ilçe kongresinde bu kadar sert konuşan kıdemli milletvekili Tüzün, il kongresinde dili tutulmuş olmalı hiç konuşmadı.
Tüzün’ün konuşmaması, Bozüyük kongresinde fazla ileri gittiğini düşünerek susmaya mı karar verdi, yoksa İl Başkanı Ali Özdemir ile Melek Hanımın anlaşmazlıklarını “elleme kavga etsinler, bende bundan istifade millet vekilliğini devam ettireyim. Kanuni Sultan Süleyman’ın 46 yıllık padişahlığı rekorunu ekarte edeyim” anlayışından da olabilir.
Melek Hanım, Ali Özdemir ekibini parti yönetiminde istemediğini ilçe kongresinde gösterdi. Ali Özdemir ile beraber hareket eden Melih Karaçam’a karşı aday çıkarttı ama kaybetti.
En çok delegeye sahip Bozüyük kongresini de Özdemir ekibi kazandı. İl kongresinde Ali Özdemir’e karşı aday olan Berna Pamukçu’yu desteklediğini, Melek Hanım seçimlerden evvel birlikte çektirdiği fotoğraflarla göstermiş oldu. “Ali Özdemir, seçimi büyük oy farkıyla kazandı” demek az bir ifade diyebiliriz. Boksörlerin, rakibini ilk rauntta nakavtla kazanmasına benzedi.
Bana göre CHP Seçmeninin, Ali Özdemir’in yanında büyük oy farkıyla yer alması Bilecik ve Bozüyük Belediye Başkanlarıyla beraber ekibine çalışmalarından memnun olmadıklarının ifadesidir.
Bilhassa, Bilecik Belediyesi parsel parsel arsa satışlarıyla ileride CHP’nin hesap vermekte büyük sıkıntılar yaşayacağı yük bıraktığını parti tabanı fark ediyor, belediye başkanını ikaz ediyor.
Bilecik tel tel dökülüyor, hizmeti bırakın var olanları bile kaybediyoruz. Melek Hanımın seçimler sırasında afişlerde, “Uğur Mumcu parkını gördünüz mü?” diye belki de çocukluğunda yapılan parkı, sadece bakımını yapmasına rağmen, bakımsızlığın kaderine uğramış halde.
Bilecik Belediyesi, halkına hizmet verememenin şampiyonluğunu yaşıyor. Birçok yazımda dile getiriyorum;
CHP’li seçmeninde bundan müzdarip olduğu belli, il kongresinin sonucu da bunu gösteriyor.
Bakın Semih Şahin seçildikten bir müddet sonra, şikayetler başladı. Parti, teşkilata çağırıp konuşmasına rağmen netice alamadı.
Geçen haftaki yazımda Milletvekili Yaşar Tüzün’ün bir basın mensubuna Semih Şahin için “Semih Şahin’i uyardık ama uyarıları dikkate almadı” demişti.
Melek Hanım da kendisini ikaz eden partinin şikayetlerini nazarı itibara almak yerine partiyi dizayn etme yolunu seçti, ama sonu hüsran oldu.
Partililer belediye başkan adaylarına “Belediye Meclisine, çalışabileceğiniz arkadaşlarınızı seçin” yerine, partisine sadık, liyakatli olanları parti meclisine aday gösterseler, seçilen başkanı, partisine rest çeken başkanları disiplin altında tutabilirler. Böylece partililer de ileride millete hesap verirken sıkıntı yaşamaz.
Dilerim Bilecik Belediyesi CHP kongresinden ders almıştır.