EZVÂC-I TAHİRÂT SADECE "MÜMİNLERİN" ANNELERİDİR

MUSTAFA KINIKOĞLU

10 Şubat 2015 tarihli yazımızda Efendimiz’in hanımları Ezvâc-ı Tahirât validelerimizden kısaca bahsetmiş ve isimlerini anmıştık. Bu hafta validelerimizle ilgili araştırma yaparken karşıma çıkan ilginç bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Malûmuâliniz, Ahzab suresinin 6. ayeti çok açıktır : “Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha önce gelir. O'nun eşleri de mü'minlerin anneleridir." Ayetin ilk kısmı da çok mühim bir noktaya parmak basıyor ama biz konumuz olan ikinci kısma bakalım…

Bu ayet-i kerimeye göre Efendimiz’in hanımlarının mü'minlerin anneleri olduğu Kur’an-ı Kerim ayeti ile sabit bir gerçektir. Bu ayetin tefsirine bakarken hemen hemen her tefsirde aynı noktaya vurgu yapıldığını gördüm. Müfessirler özet olarak şunu diyorlardı: “Bu ayetle Efendimiz'in hanımları ile diğer müslüman erkeklerin evlenmeleri yasaklanmıştır, annelik hukuku mirasta geçerli değildir ve Valide Efendilerimizin kızları ile diğer müslüman erkekler evlenebilirler.”

Elmalılı tefsirinden Razî'nin Tefsir-i Kebîr'ine kadar çoğu tefsirde, hattâ tasavvufî nazarla hazırlanmış olan ve ehlinin paha biçilemez olduğunu söylediği İsmail Hakkı Bursevî Hazretleri’nin Rûhu’l Beyân tefsirinde bile ayetin tefsiri genel hatları ile bu şekilde ele alınmış idi.

Ancak bu ayetin hükmünün çok önemli bir sonucu daha vardı ki, bu detayı, incelediğimiz tefsirler arasında yalnızca Mevdudî'nin “Tefhimu'l Kur'ân” adlı tefsirinde gördüm.

Malûmunuz, müslümanlardan ismi lazım değil bir fırka, Mevdudî'nin ayetin tefsirinde belirttiği gibi, Hamse-î Ali Âbâ’yı inançlarının merkezi haline getirmişler ve Ezvâc-ı Tâhirât'tan olan, Efendimiz’in kendisine olan sevgisinden dolayı “Pembecik” manasına gelen “Hûmeyra” ismini taktığı biricik eşleri Hz. Ayşe ve Hz. Ebubekir, Hz. Ömer başta olmak üzere bazı Sahabe Efendilerimiz’e karşı edepsizlik ediyorlar. Ancak açık ki yaptıkları bu edepsizlik bu ayete muhalif çünkü bu ayet Hz. Ayşe dahil Efendimiz’in tüm zevcelerini kapsıyor.

Hep merak etmiştim, bu kişiler bu ayeti inkar etmediklerine göre nasıl tevil ediyorlar diye, Mevdudî bunu da açıklamış. Mevdudî, ayetin tefsirinde bu gürûhun, inançlarının ayete muhalif olduğunun farkında olduklarını ve bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için “çok garip bir iddiaları” olduğundan bahsediyor:

“Hz. Peygamber, Hz. Ali'ye, ölümünden sonra eşlerini boşama veya müminlerin annesi pozisyonunda bırakma yetkisi vermişti. … Hz. Peygamber'in, Hz. Ali'ye şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Ey Ebu'l-Hasan; bu şeref, biz Allah'a itaatte sebat ettiğimiz sürece devam edecektir. Bu nedenle, benden sonra sana karşı gelerek Allah'a isyan eden eşlerimden dilediğini boşayabilir ve onu müminlerin annesi olma şerefinden mahrum bırakabilirsin.” Bu hadis, isnad kurallarına göre bile uydurma bir hadistir. … Kur'an ayetlerine de muhalif olduğu görülür.” (Tefhimu'l Kur'an, Mevdudî)

Mevdudî, tefsirin devamında, hadis olduğu iddia edilen bu sözün neden uydurma olduğunu ve Kur'ân-ı Kerîm ayetlerine neden ters olduğunu açıklamış. Merak edenler “Tefhimu'l Kur'ân” adlı tefsire bakabilirler.

Büyükler, ayetin ikinci kısmında geçen mü’minun kelimesi üzerinde çok duruyorlar, diyorlar ki, Ezvâc-ı Tahirât sadece “müminlerin” anneleridir. Keşke o kimseler bunun üzerinde biraz tefekkür etseler…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.