Göktürklerin ihtişamlı günleri geride kalmıştı. Çin İmparatoru Taizong; Türkleri yenmiş topraklarını işgal etmiş ve Türkmen Beylerini esir alarak Çin’e götürüp hapsetmişti.
Kürşat, o hapsedilen Türkmen beylerinden birinin oğluydu. Göktürklerin Çin tarafından yenilgisini hazmedemiyor, Türk’ün hür doğduğunu, ancak hür yaşayarak var olabileceği bilinci ile işgal güçlerini topraklarından atmak ve Çin hapishanesindeki Türkleri kurtarmak için çareler arıyordu.
***
Durum aynı Gazze’deki gibiydi!
İşgal eden zalim Çinliler değil, Siyonist İsrail,
toprakları işgal edilen Türkler değil masum Filistinliler,
esir alınan Türkmen beyleri değil, Filistinlilerin liderleriydi.
***
Kürşat, arkadaşlarıyla geceyi delip geçen istişareler yaptı.
Çin’e bir baskın yapacak, İmparator Taizong’u esir alıp Ötügen’e getirecekti. Çin askerlerinin işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve hapisteki Türkmen beylerinin serbest bırakılması karşılığında da Çin hükümdarını geri verecekti.
Ancak bu plan için vatanı uğruna gözünü kırpmadan şehit olabilecek 40 çeriye (Savaşçı) ihtiyacı vardı.
Var mısın? Diye sordu.
Kürşat planını anlattığı her Türk’ün vatan için şehit olmak uğruna ileri atıldığını gördü.
Onların içinden en cesur 40 Türk yiğidini seçerek MS: 639 yılında Çin topraklarına girdi.
***
Durum aynı Gazze’deki gibiydi!
Hamas, bir plan yaptı.
Tıpkı Türklerin Kürşat Destanı’nda olduğu gibi İsrail’e girerek oradan esirler alacak. Aldığı rehineler; İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi ve İsrail Hapishanesinde işkence altındaki Filistinli liderlerin serbest bırakılması karşılığında geri iade edilecekti.
Bu planın hayata geçmesi için vatanı uğruna gözünü kırpmadan şehit olabilecek bir tugaya ihtiyaç vardı. Hamas:
“Var mısın?” Diye sordu.
Planının hayata geçmesi için vatanı uğruna şehit olabilecek tugay çoktan hazırdı.
Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el Kassam Tugaylarının yiğit çerileri 7 Ekim 2023’te İsrail topraklarına girdi.
***
Çin topraklarına girişte büyük bir ırmak akıyordu. Vey Irmağı’nın üzerindeki ahşap köprüden geçtiler. Şehrin sokaklarına karanlık çöküp saray sessizliğe gömülmüşken, Kürşat ve kırk çerisi yıldırım gibi sarayın dış duvarlarından içeriye daldı.
Kılıçlar şakıdı, zırhlar kırıldı, kapılar bir bir devrildi. Çin İmparatorunun bulunduğu sarayın kapısında nöbet tutan Çin askerleri teker teker devrildi.
Kürşat ve 40 çeri, sarayın 7 kapısından 6 tanesini geçmeyi başarmıştı. 7. Kapıdan saraya girip Çin İmparatoru Taizong’u esir almaları an meselesiydi.
Ancak hiç beklenmedik bir şey oldu.
Aniden bir fırtına çıktı. Öyle bir fırtınaydı ki sarayın çatılarındaki kiremitler dört bir yana savrulmaya, ağaçlar rüzgârdan sökülüp devrilmeye başladı.
Kürşat ve 40 çeri bunu beklemiyordu.
Ardından yağan sağanak yağmur göz gözü görmez hale getirdi.
O arada binlerce Çin askeri sarayı korumaya almış, İmparator Taizong ile Kürşat ve çerilerin arasında bir set oluşturmuştu.
Yiğitler çaresizlikten birbirlerine baktılar. Gökyüzünden boşalan yağmur onları sırılsıklam etmişti. Binlerce askeri geçerek imparatoru almaları artık imkansızdı.
“Geri dönelim yeniden bir plan yapıp öyle gelelim” diyerek çekildiler.
Savaşa savaşa, vuruşa vuruşa Vey ırmağına kadar geldiler.
Irmaktan geçerek işgal altındaki Türk topraklarına geri döneceklerdi ki köprünün fırtınadan yıkılıp sele kapıldığını gördüler.
Önlerinde vahşice akan Vey ırmağı arkalarında da on binlerce Çin askeri vardı.
***
Durum aynı Gazze’deki gibiydi!
Gazze ile İsrail arasında Çin’deki gibi Vey ırmağı akmıyordu. Onun yerine insan boyunu aşan dikenli teller uzanıyordu.
Kassam Tugayları motorlu yamaç paraşütleri (Paramotor) ile dikenli teller üzerinden İsrail topraklarına girdi. İsrail'in güneyindeki ‘yerleşimci’ adı verilen işgalci toprak hırsızlarına ve askeri karargahlara baskın yaptılar. Özellikle Re’im askeri üssü gibi noktalara yapılan saldırılarda bazı İsrailli Siyonist askerler esir alındı.
O arada Re'im yakınlarında 3000 gencin katıldığı Supernova Müzik Festivali yapılıyordu.
Kassam Tugayları kamyonlar, motosikletler ve paramotorlarla oraya girdiler.
Bir kişiyi bile öldürme düşünceleri yoktu. İçlerinden bazılarını rehin alıp planlarını gerçekleştirecekti.
Ancak hiç beklenmedik bir şey oldu.
Aniden bir fırtına çıktı.
Öyle bir fırtınaydı ki festival alanındaki çadırlar dört bir yana savrulmaya, yerdeki kumlar toz halinde uçuşmaya başladı. Göz gözü görmüyordu.
Fırtınayı oluşturan rüzgar, İsrail helikopterlerinin pervanelerinden geliyordu. Ardından bir sağanak yağmur başladı ki o yağmur damlaları helikopterlerden ateşlenen mermilerden oluşmaktaydı.
İsrail ilk katliamını kendi halkına yaptı. Festivalde eğlenen 364 genci helikopterlerden açılan ateş sonucunda öldürdü.
Siyonizmin helikopterleri; İsrailli, Filistinli ayırımı yapmadan havadan mermi yağdırıyor, aşağıda hareket eden her canlıyı öldürüyordu. Bu saldırılarda 1200 İsrailli öldürüldü.
Ertesi gün İsrail basını (Haaretz Gazetesi) haberi bir polis kaynağına dayandırarak, 7 Ekim'de İsrail'e ait helikopterlerin festival alanındakilere havadan ateş açtığını yazacaktı.
Kassam Tugayları durdu.
Ellerinde çoğu asker olmak üzere 240 rehine bulunuyordu.
Geri çekilmeye karar verdiler. İsrail askerleri ile savaşa savaşa, vuruşa vuruşa ellerindeki rehinelerle birlikte Gazze sınırındaki tel örgülere kadar geldiler.
Önlerinde tel örgüler, arkalarında binlerce İsrail askeri ve gökyüzünde bombardıman için gelen ABD menşeli F-16 Fighting Falcon’lar o an Gazze’yi cehenneme çevirmekteydi.
***
Kürşat ve 40 çeri nehir ile on binlerce Çin askeri arasında sıkışmıştı. Gidecek hiçbir yerleri yoktu. Çeriler Kürşat’a bakıp sordular.
“Planımız ne olacak?”
“Bizden sonrakiler başaracak” dedi Kürşat. Çift hilal kılıcını çaprazlama tutarak atını Çinlilerin üzerine dört nala sürdü.
“Kürşat ve kırk çeri, on binlerce düşmana karşı savaş açtı. Çin askerlerini ard arda yere serdiler; ama düşman bitmiyordu, her yıkılanın ardından yeni ordular yükseliyordu.”
O Türk yiğitlerinin her biri o gün vatanları için vuruşa vuruşa…
Öldüler
Öldüler
Öldüler…
Ölürken,
Kürşat ve 40 çeri destanını yazdılar.
Uygurlar Devleti, Karahanlılar, Anadolu Selçuklu Devleti, Osmanlı İmparatorluğu
Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti o destan ile kuruldu.
***
Durum aynı Gazze’deki gibiydi!
Kassam Tugayları rehinelerle birlikte Gazze’ye döndüler.
İşgal tanklarına karşı Kürşat ve 40 çeri gibi direndiler.
İsrail, batıyı arkasına alarak Gazze’yi bombaladı. 20 bin 179'u çocuk olmak üzere, 67 bin 173 Gazzeli’yi şehit etti.
Gazzeliler,
Öldüler
Öldüler
Öldüler,
Ölürken o tankların bir tanesini bile Gazze merkeze sokmayarak bir Destan yazdılar.
Asıl Destanı şu an Gazze’deki hayatta kalan o çocuklar büyüyünce yazacaklar.
Sen de yazabilirsin.
Planı biliyorsun!
Gazze’nin esaretten kurtulması için bir Kürşat ile 40 çeriye ihtiyaç var.
Destan yazmaya var mısın?