GÖREN Mİ KÖRDÜR? GÖRMEYEN Mİ?

AHMET RIFAT SAĞLAM

Onlara kalsaydı!

Uhudda Hamza (ra) gibi heybet abidesi, Musab Bin Umeyr (ra) gibi can fedaisi ya da Ubeyde Bin Cerrah (ra) gibi dişleriyle cihada koşan Allah ve Rasul aşığı olabilmek…

Başlangıcı 1. Sayfada

İman, İslam ve Kur’an yolundayız diye Sümeyyeler (ra) misali bizi de ayaklarımızdan bağlayıp, develeri ters istikamete sürseler, bedenlerimiz iki parça olsa...

Bizi de Bilal (ra) gibi kızgın kumlara yatırsalar…

Habbab bin Eret (ra) gibi bizleri de bir hasıra sarmalayıp sonra da yaksalar.

Hiç düşündük mü? Acaba ne yapardık?

Ben hemen söyleyeyim KAÇARDIK

***

Evet kaçardık dedim çünkü; gözlerimizde at gözlükleri mevcut ve onları çıkarmamak için elimizden gelen her şeyi yapmaktayız…

Elmas kıymetinde olan hakikatlere yanaşma tenezzülünde bulunmuyoruz.

Ne demisti Rasulullah (sav) veda hutbesinde ‘’Sizlere iki şey bırakıyorum biri Kuran-ı kerim diğeri Sünneti Seniyyemdir. Bunlara ittiba eden kurtuluşa erecektir.’’

***

Hani kainatın en değerli varlığıydık.

Hani Rabbimiz (cc), bizleri kıymetli kılan akıl ve şuur kuvvesini ihsan etmişti.

Hani söz vermiştik Alem-i Ervahta..

“Belâ” demiştik “Elestü bi rabbiküm” sualine,

Yaratıcı, rızık verici ve yegane kanuna koyucu olarak

Allah’tan başka İlah, önder olarak da O’nun Resûlünden (sav) başkasını tanımayacaktık.

Ahde vefa gösteremedik Allahım..

***

Hep anlatırlar körler ülkesini…

Büyük bir ülke herkes kör fakat ülkenin önünden geçen tek gözü görebilen bir adem vardır.

Der; ‘’Nasıl olsa herkes kör benim en azından tek gözüm görmekte ben bu ülkede çok değerli bir padişah olabilirim.’’

Ülkeye girer bakar ki, herkes birbirinin malını ve parasını gasp edip çalmakta... Bu durumu dile getirir. Fakat ne var ki, körler bu ademe yalan söylüyorsun inanmayız derler. Ne kadar benim tek gözüm görüyor dese de körler bu durumu ispatlamasını isterler.. Fakat nafile..körler topluluğu ‘’hayır sen hastasın’’ der ve tabip çağırırlar. Tabiî ki körler ülkesinin tabibi de kördür. Ve Tabip ademin hastalığını bulmaya çalışır o nu muayene eder.. tam tabibin eli ademin gözüne gittiği esnada tabib ‘’buldum’’ der.

Evet bu misalde olduğu gibi hakikati bilen ve gören şu asrımızda kör ve hasta hükmündedir. Bir nevi delidir. O görebilen tek gözünü de çıkarmaya yeltenirler.

***

Peygamber a.s şöyle buyurmuştur:

İsrail oğullarının başına ne geldi ise, hepsi karış karış Ümmetimin de başına gelecek. Hatta onlardan biri aleni olarak annesiyle zina etse ümmetimden de bunu yapan olacaktır. İsrail oğulları 72 millete ayrıldı. Ümmetim ise 73 millete (fırkaya) ayrılacak. Onlardan bir fırka hariç hepsi Cehennemliktir.’’ ‘’Ey Allah’ın Rasulü, o (kurtulacak olan fırka) hangisidir?’’ diye sordular. O da ‘’Benim ve ashabımın yolunda olanlar’’buyurdu. (Tirmizi, Ebu Davud. Taberani)

Hadiste belirtilen ‘’Benim ve ashabımın yolunda olanlar’’ ehl-i sünnet dediğimiz fırkadır.

***

Elde kur’an gibi bir mucize-i baki varken başka bürhan aramak aklıma zaid görünür. Elde kur’an gibi bir bürhan-ı hakikat varken münkirleri elzem için gönlüme sıklet mi gelir?

Bu ulvi maksatlara en kısa şekilde ulaşabilmek temennisiyle…

Vesselam…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.