İHH Bilecik Şubesi tarafından Gazze’ye yardım için yola çıkan Sumud Filosu’na destek geldi.
İHH Bilecik Şube Başkanı Ercan Çakmak, yaptığı açıklamada, katil İsrail’in Gazze’de apaçık soykırım suçu işlediğini ifade ederek Gazze için acil olarak yapılması gerekenlerden bahsetti.
Gazze’de iki yıldır yaşanan katliam ve soykırım tahammül edilemez bir noktaya ulaşmıştır. Gazze’de soykırım suçu açıkça, dünyanın gözünün içine baka baka işlenirken, sivil halka yönelik abluka ile Gazze halkı açlığa mahkûm edilmekte ve uluslararası hukuk açısından tüm suçlar işlenmektedir.
En temel talebimiz; aslında Anadolu'yu savunan Gazze'ye sahip çıkılması için, TBMM çatısı altında sağlam ve güçlü bir milli iradenin ortaya çıkması ve Gazze'ye “insani koridor”un acilen açılmasıydı. 44 ülkeden katılımın olduğu Küresel Sumud Filosu’nun Gazze’ye ulaşması için mutlak suretle insani koridorun oluşturulması gerektiğini kaydeden Ercan Çakmak, TBMM’ye çağrıda bulundu. Çakmak, “TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Devletini İsrail’i ilk tanıyan müslüman ülke olma ayıbından kurtarmalıdır.” çağrısını yaptı.
İHH Şube Başkanı Çakmak, konuya ilişkin açıklamasında, şunları kaydetti:
“TBMM’deki tüm partilerin çağrımıza uyarak bu amaç etrafında bir araya gelmesini memnuniyet ile karşılıyoruz. Gazze ve insanlık için yapılan her adımı olumlu görüyor ve ortak iradeyi değerli buluyoruz. Gazze’deki mezalime yönelik parlamenter diplomasi hamlelerini değerli ve anlamlı buluyoruz.
Fakat; Gazze’nin içinde bulunduğu durumun bundan çok daha fazlasını gerektirdiğini düşünüyoruz. Gazze geri dönülmez bir aşamaya girmiş durumdadır. Yukarıdaki kararların uygulama süreçleri devam ederken atılması gereken ÇOK ACİL bazı adımlar olduğunu hatırlatmak zorundayız.
Gazze’deki mevcut ablukanın kalkması için acil insani koridor oluşturulmalıdır. Bu koridorun oluşturulması amacıyla hareket eden 44 ülkeden katılımın olduğu Küresel Sumud Filosu’nun, Türkiye'nin öncülük ettiği bir konsorsiyum veya BM gibi uluslararası kuruluşların nezaretinde, gerektiğinde askeri himaye de oluşturularak Gazze’ye ulaşması ve insani amaçla denizden bir insani koridorun oluşması mutlaka sağlanmalıdır.
Acil insani yardım amaçlı olarak karadan ve havadan da Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için ilgili birimlerin hızla görevlendirilmesi gerekmektedir.
Bildirideki; Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin mahkemeler önünde hesap vermelerinin temin edilmesi çağrısını çokça önemsiyoruz. Bu bağlamda İsrail ve Türkiye çifte vatandaşı durumunda olup soykırım suçuna dahil olanların, yabancı terörist savaşçı statüsünde olanların ve Gazze’de soykırım suçuna dahil olanların Türk mahkemelerinde acilen yargılanması gerekmektedir. Dünyanın birçok ülkesinde bu yargılamalar başlamıştır.
Soykırımcı bir ülkeye lojistik ve insan taşımacılığı noktasında verilen iznin ortaya çıkaracağı insani ve hukuki sorumluluk göz önünde bulundurularak deniz taşımacılığı konusunda alınan kararın, hava taşımacılığı konusunda da alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Bu amaçla,
- Türk hava sahası İsrail’e ait resmi ve sivil tüm uçuşlara kapatılmalıdır.
- Farklı ülkelerden Türk hava sahası kullanılarak İsrail’e uçuş gerçekleştirilmemelidir.
Unutulmamalıdır ki İsrail terör örgütü yalnızca Filistinliler için değil bütün insanlık için doğrudan bir tehdit konumundadır. İşgal altındaki Filistin toprakları tamamen terk edilmedikçe; gasp edilmiş şehirler, köyler ve kutsal mekânlar iade edilmedikçe; kalıcı barış ve huzur mümkün olmayacaktır. Filistin topraklarında yaşayan Siyonistler işgalci statüsünde olup, insanlık tarihinin merkezi olan Kudüs’ü bağrında taşıyan topraklar bu işgalden behemehâl kurtarılmalıdır.
Kurulduğu günden bugüne kontrollü terör marifetiyle bölgeyi kan gölüne çeviren soykırımcı, katliamcı İsrail’in yalnızlaştırılması adına TBMM, Türkiye Cumhuriyeti Devletini İsrail’i ilk tanıyan müslüman ülke olma ayıbından kurtarmalıdır.”