KEDİCİK

ALİ ERDAL

İş hanına girerken bir kedi gördüm… Zemin katın yola bakan penceresinin önündeki on–onbeş santimlik çıkıntısına yatmış. Önündeki yol biraz yüksek olduğu için, pencerenin önünden geçen herkes, hangi yaşta ve boyda olursa olsun, kediye dokunabilir, zarar verebilir. Kedicik o çıkıntıya yatmış… Rahat uyuyor. Demek kendisinin rahatsız edilmediği, edilmeyeceği hususunda bir tecrübesi ve emniyeti var. İşhanının önü üç yola açılan işlek bir yer… İçeriye giren ve çıkanın kediyi görmemesi mümkün değil… Böyle bir yerde kedicik uyuyor. İş hanında bir saatten fazla bir zaman sonra çıkarken baktım, halâ orada ve uyuyor.

Bahsi geçen iş hanına yirmi metre kadar mesafede, daha da işlek bir ana cadde üzerinde bir köpek, gelen geçene lütfen müsaade buyurduğu bir yerde ağacın dibinde yatmış. Esnaf, su koymuş… Satın alma yemler koymuş kaplara… O da rahat ve huzur içinde uyuyor… Günün en hareketli saatlerinde…

Sosyal medyada gördüm… Bir ATM’nin dibinde, herkesin para almak için dikileceği yere çöreklenmiş bir köpek… Her halde orayı, kimsenin uğramayacağı kuytu bir yer bildi hayvancağız. Bu yukarda bahsettiğim yerde değil, başka bir şehirde… İnsanlar köpeği rahatsız etmemek için uzanıp da para çekiyor. Bunu yayınlayan kişi, değişik kesimlerden ve yaştan üç para çeken kişinin resmini de koymuş.

Bu hengâme içinde… Yanıbaşımızda referandum krizi… Arakan’da Müslümanlara zulüm… İsrail’in apaçık referandumu destekleyen, ABD’nin apaçık PKK’yı destekleyen tavrı… İçerde ve dışarda yeni arayışlar… Partilerin karşı partilerle ve kendi içlerinde didişmeleri… Buhranlar… Kaos… Cinayetler… Kazalar… Dilendirilen ve bunun için sakatlanan çocuklar… Uyuşturucu, alkol… Acı haberler… Ve daha pek çok sebeple iyice gergin hale gelen, getirilen bir cemiyette, hayvanlar kendilerini güvende hissedebiliyorlar demek ki… Demek ki, insanımızda hâlâ merhamet silinmemiş… Şehirlere kuş evleri yapan, leyleklerin bakımı için vakıf kuran… Hamalların yüklerini sırtlarından indirip bir süre dinlenebilmeleri için taşlar diken… Sadaka taşları icat eden… Cemiyetten bir hasse yaşıyor… Bazı satış yerlerinde “askıda ekmek” merhameti yaşıyor… Şükür ki yaşıyor…

İçimde bir ümit ışığı belirdi… Diyanet İşleri Başkanlığı’na yapılan tayinin meydana getirdiği inkisara rağmen bir ümit ışığı, bir ferahlık esintisi… Milletimizde merhamet ışığı temelli sönmemiş… Bu merhamet kıvılcımından yeni adalet şehrayini fışkırabilir… Türk milleti yeniden doğrulabilir, eski haşmetini kazanabilir.

Boş bir iyimserlik mi, ne dersiniz?

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.