Münür Şahin: "Çalışanların Sadece %14'ü Sendikalı"

Yeminli Mali Müşavir Münür Şahin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Türkiye'deki çalışanlarla ilgili açıkladığı verileri değerlendirdi.

Yeminli Mali Müşavir Münür Şahin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Türkiye'deki çalışanlarla ilgili açıkladığı verileri değerlendirdi. Münür Şahin "Türkiye’de toplam işçi sayısının %14’ü sendikalı ise hepimizin bundan sonuç çıkarması ve çözüm üretmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Bakanlığın açıkladığı verilere değinen Münür Şahin; "TC. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Temmuz 2025 verilerine göre toplam işçi sayısı 17,326,143,bunlardan 2,429,527 işçi sendika üyesi. Türkiye’de çalışan işçilerin %14’’ü sendikalı.

Sendika üyesi işçilerin Konfederasyonlara dağılımı ise şöyle; 1- Türk – İş 1,272,495 üye 2-Hak – İş 828,132 üye,3-Disk 265,727 üye,4-Tüm-İş 2,185 üye,5-Ülkem-İş 6,283 üye, 6-Anadolu-İş 249 üye, 7-Yeniden Misk 93 üye,8-Bağımsız 54,363 üye

Türkiye’de Koç Grubu, Sabancı Grubu, Eczacıbaşı gibi büyük gruplar ve Belediye Şirketleri işçilerinin sendikalı olmasını tercih ediyor. İşveren acısından çalışanlarla tek tek değil, topluca görüşmek daha verimli görülüyor." dedi.

Sendikalı işçilere ve sendikalara değinen Münür Şahin; "Sendikalı iş yerlerinde; Sendika temsilcileri ile uyumunun çok önemli olduğu işyerlerinde, işçinin işyerine daha çok bağlanacağı, işine daha çok özen göstereceği, ürün kalitesinin artacağı, verimli çalışma ile maliyetlerin düşeceği, iş kazalarının azalacağı, vb. sonuçta işyerinin gelirinin ve karının artacağı bunun sonucu olarak da çalışanların daha iyi ücret elde edeceği hedeflenir.

Sendikalı işyerlerinde çalışanlar şirketin geleceğinin kendi gelecekleri için çok değerli olduğunu bilirler ve işyerlerini ona göre sahiplenirler. Çalışanlar sendikalı işyerlerinde kendilerini daha güvende görürler, işverenden taleplerini sendika ile daha kolay gündeme getirirler ve sorunlar daha kolay çözülür.

Türkiye’de büyük gruplar dışında özellikle orta ve küçük ölçekli işyerleri sendikalaşmaya sıcak bakmıyorlar. Bunun en önemli sebebi geçmişte sendikaların ideolojik yaklaşımları, işyerlerinin sorunlarını çözmeye yardımcı olmak yerine, çoğu zaman ücret artışına odaklanmaları. Geçmişte yaşanan acı deneyimler ve sendikal anlaşmazlıklar nedeniyle kapanan işyerleri örnekleri işverenlerde sendikalaşmaya karşı büyük bir karşıtlık oluşturuyor.

Sendikalar mevcut durumu iyi analiz edip, işverenlerle ve çalışanlarla ortak bir güven ortamı yaratırlarsa Türkiye’de sendikalı işyeri ve işçi sayısı artar. Yoksa meslek odaları gibi üyelerinin haklarını aramak yerine elde ettikleri gücü siyasi veya ideolojik olarak kullanmaya kalkarlarsa işverenlerin ve işçilerin sendikalaşmaya karşı dirençleri devam eder.

Günümüzde Meslek Odaları Yönetimleri delege sistemi ile ele geçirdikleri yetkileri, meslek ile ilgili sorunları çözmek yerine kendi ideolojileri ve siyasi görüşlerine göre siyasete yön vermeye kalkmaları sorun olmaya devam ediyor. Sonuçta mesleki sorunlar objektif olarak gündeme getirilemiyor, kaybeden meslek mensupları ve bu hizmetlerden yararlanacaklar oluyor." şeklinde konuştu.

Münür Şahin; "Sendikalarda emeğin gücünü işçilerin sorunlarını çözmek ve onların çalışma koşullarını ve gelir durumlarını iyileştirmek için kullanmalılar. Hiç bir çalışan sendikanın kayıtsız şartsız şartsız tüm taleplerini yerine getirecek kişiler olarak düşünülmemelidir. Bu günkü toplam sendikalı işçi sayısının %14’lük bir oranda kalmasının temel sorunu sendikalar, işverenler, işçiler arasında bu güven ortamının sağlanamamasıdır. İnşallah bu güven sağlanır ve sendikalı işçi sayısı artar.

İlimizde sendikaya üye olan işyerlerimizden kapananlarda çalışanların alamadıkları tazminatlar ve hatta sendikanın eylemi nedeniyle üretimi durdurmakla suçlanmaları ve tazminatlarını alamamaları kötü bir örnek olurken, çalışanlar büyük bir ekonomik sıkıntıya girdi. Yine bazı şirketlerde sendikalaşma talepleri sonrası işverenlerle diyalog kurulamaması, bunun sonucu işten çıkarılanlar, üretimin durması vb. sorunlar devam ediyor.

Siyasilerin ve sivil toplum örgütlerinin sendikalaşmaya destek olmaları dayanışma adına güzel bir davranış. Ama sonrası çalışanlar bundan zarar görüyorsa ve sonrası işçiler çıkışlarla işlerinden oluyor ve buna engel olunamıyorsa buda çok üzücü bir durum. Her konumuzda olduğu gibi uzlaşma ve birlik ve beraberlik içinde birbirimiz anlayarak sorunları çözmeliyiz.

Sonuçta sendikalaşma anayasal bir hak ve hem işyerini, hem de işvereni koruyan, işçilere güvence sağlayan hepimizin arzu ettiği durum. Ama Türkiye’de toplam işçi sayısının %14’ü sendikalı ise hepimizin bundan sonuç çıkarması ve çözüm üretmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Bilecik Haber Haberleri