Ne zordu Bilecikli olmak

ÇAĞLA CANBAZ

700 yıl önce başladı mücadelesi..

Yıl 2022 hala mücadele ediyor.

Kuruluş ve kurtuluşun şehri koca Bilecik!

Bu koca şehir üvey evlat muamelesi görmekten hiç yorulmadı. 

Ama mücadeleyi hiç elden bırakmadı ve hala da bırakmıyor.

Ne cenkler gördü bu topraklar ne savaşlar ne anlaşmalar…

Hakkettiği değeri hiç aldı mı acaba diye düşünüyor insan?

Bilecik’in şahlanması için ne toplantılar yapıldı ne hayaller kuruldu. Peki ya sonuç? Sonuç yine aynı biz mücadele etmeye devam edelim.

Bir Konya değiliz ki Mevlana ile bütünleşelim. Ya da bir Manisa değiliz ki ‘şehzadeler şehri’ olalım.

Biz padişahlar şehri olarak bir yerlere gelmek için mücadeleye devam edelim…

Bir türküdür tutturduk, kuruluşun ve kurtuluşun şehri Bilecik!.. Bilecik dışında kaç kişi biliyor bunu onuda bilmiyoruz. 

İmkanlarımız hep vardı 700 yıl önce de vardı bugünde var ama biz imkanlarımızı kullanmayı bilmiyoruz. Kendi yağımızda kavrulup gidiyoruz.

Neden mi böyle söylüyorum? Hemen anlatayım.

Taner hocanın son yazısını okudum ve sonra dedim ki yıl ne olursa olsun Bilecik hep bir mücadele içerisinde olacak.

Taner Hocanın yazısında, Cumhuriyetin ilk yıllarında Bilecik’in zorlu mücadeleden sonra almış olduğu ilk uçaktan bahsediyordu. 

“Bilecik halkı da perişan bir halde olmasına rağmen o günün şartlarında ülkenin yeniden esaret altına girmemesi düşüncesiyle var gücüyle bir uçak almak için harekete geçiyor.”

Yine zorlu bir mücadele ve yine BİLECİK! 

Değişen sadece tarih olmuş diye düşünmeden edemiyor insan.

Ayrıca Söğüt'te de durum aynı; " Bilecik halkının büyük çabaları ve yardımları sayesinde ilk uçağının alınmasının ardından Söğüt halkı da 1935 Nisanın da Türk ordusuna bir Tayyare alarak hediye etmiştir.“ 

Durum ortada Bilecik kendi yağında kavrulmayı bırakmış devleti için de bir araya gelmiş. O dönemde arkada büyük bir enkaz olmasına rağmen bunu yapabilmiş. Biz bir olduktan sonra bütün zorlukların üstesinden geliriz. Yeter ki birileri bizim burada olduğumuzu bilsin, üvey evlat muamelesi görmeyelim!..

Devletimiz o günlerin hatrına bugün milli gururumuz olan İHA, SİHA ve benzeri savunma sanayi üretimlerini Osmanlı'nın doğduğu topraklarda, Söğüt'te Bilecik'te yapsa fena olmaz mıydı?

Bu aynı zamanda devletin yapılan iyilikleri unutmadığını, dün yapılan yardımların bugün yatırım olarak torunlarına yansıdığınının en büyük göstergesi olabilirdi. 

Bugün gösterilecek fedakarlıkların ise gelecekte Ertuğrul Gazi torunlarının yüzünü güldürmez miydi?

Ama durumumuz vahim! Büyük planlarımız varda imkanlar kısıtlı. Bugün Söğüt'te yapılması planlanan ve çok güzel bir proje olan TÜRK ATA Üniversitesinin bile hala yapılmadığını görüyoruz.  Bunun gibi daha nice projeler bir kenara koyuldu. Yenişehir-Bilecik yolu desem zaten hepiniz anlarsınız ne halde olduğumuzu. 

Yıllarca yol sıkıntısı çeken BİLECİK!

Hastane için Eskişehir’e taşınan BİLECİK!

Her sene vali değiştiren BİLECİK!

Projelere başlanıp yarım kalan BİLECİK!

Adını rüşvetle gündeme getiren BİLECİK!

Ah benim garip mücadeleci memleketim, güzel günler gelecektir elbet.  Sen ümidini kaybetme bir gün bizde hakettiğimiz değeri bulacağız!
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.