PANİK…

MUZAFFER ÇEVEN

Panik; beklenmedik bir tehlike veya tehdit algısıyla ortaya çıkan ve kişinin zihinsel ve fiziksel tepkilerini harekete geçiren ani ve yoğun bir korku veya endişe hâli… Panik, bedenin ve zihnin ‘savaş ya da kaç’ tepkisi olarak bilinen biyolojik tepkisi ile ilişkili duygu… Panik, kısa süreli ve yoğun olabilen, ancak uzun süreli etkileri olan his yoğunluğu… Panik atak; 10 ila 20 dakika kadar süren, fiziksel ve psikolojik belirtilerle birlikte gelen, tekrarlayıcı olabilen, kişiyi korkutan veya rahatsız eden, ani ve yoğun bir şekilde ortaya çıkan panik hissi… Panik anında, kişi kontrolünü kaybeder…

Panik durumunun fiziksel, duygusal ve zihinsel belirtileri… Çarpıntı (kalp atışlarının hızlanması)… Terleme… Nefes darlığı veya hızlı nefes alma… Titreme… Baş dönmesi veya bayılma hissi… Mide bulantısı veya karın ağrısı… Yoğun korku veya endişe… Gerçek dışı hissetme… Kontrolü kaybetme veya çıldırma korkusu… Ölüm korkusu… Genetik yatkınlık, ailede panik bozukluğu olan bireylerin olması… Yüksek düzeyde stres… Çevrenin gerçek dışı veya hayal gibi algılanması… Geçmişte yaşanan travmalar… İş kaybı, sevilen birinin ölümü veya boşanma gibi olumsuz olaylar… Kafein, alkol ve uyuşturucu kullanımı gibi faktörler… Beyin kimyasında nörotransmitter dengesizlikler… Yaygın anksiyete bozukluğu (yoğun, sürekli ve aşırı kaygı, endişe ve korku hissi ile karakterize edilen bir ruhsal bozukluk, belirgin bir sebep olmaksızın sürekli ve aşırı endişe ve kaygı)… Ani ve yoğun panik ataklar… Sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal ortamlarda aşırı utangaçlık ve kaygı)… Agorafobi (belirli ortamlardan kaçma korkusu)... Spesifik fobiler (yükseklik korkusu gibi belirli kaygılar)… Panikle başa çıkma yöntemleri… Nefes egzersizleri, derin ve kontrollü nefes almak… Bilişsel davranışçı terapi (BDT, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirme ve kaygı yaratan durumlarla başa çıkma yöntemlerini öğrenme)... İlaç tedavisi (antidepresanlar ve anksiyolitikler kullanmak)… Sağlıklı hayat tarzı (düzenli egzersiz, dengeli beslenme ve yeterli uyku)…

Panik, her ne kadar rahatsız edici bir durum olsa da, uygun yöntemler ve destekle yönetilebilir ve kişinin hayat kalitesi artırılabilir… Panik yapmak, insan olmanın olağan duygusal yansıması… Normal olmayan, kalıcı panik hâli… Panik; doğru yaklaşımlar ve tedavi yöntemleri ile yönetilebilir… Panik yaşayan bireylerin, profesyonel destek almaları gerekir… Panikle baş edebilmenin kalıcı çözümü, moral değerlerimizin içselleştirilebilmesiyle alâkalı… Korkusu olmayan var mı? Korkuyu korkutacak güç, insanın özünde gizemli… Bu; kişilik, karakter ve irade meselesi… “Korku, bilgisizliğin bir ürünüdür.” (İbn-i Sina)… “Korkunun kaynağı cehalettir.” (Farabi)… “Korku, insanın kendi içindedir. Bu yüzden onu ancak kendi içinde yenebilir.” (Mevlana Celaleddin Rumi)… “Korkunun ecele faydası yoktur.” (Hz. Ali)… “Korku, insanın kendi kendine yarattığı bir yanılsamadır.” (Epiktetos)… “Panik, sorunu çözmez; aksine, daha da büyütür.” (Winston Churchill)… “Korkunun en büyük düşmanı, harekete geçmektir. Panik, harekete geçilmezse büyür.” (Ralph Waldo Emerson)… “Korkusuz olmak, cesaret değildir. Cesaret, korkunun kontrol altına alınmasıdır.” (Marie Curie)… “Korku, aklı felç eder. Aklınızı kullanın ve panikten kurtulun… Korku, yalnızca bizi sınırlar; cesaret ise sınırları aşmak içindir.” (Dale Carnegie)… “Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.” (Franklin D. Roosevelt)… “Korkunun kaynağı bilgisizliktir.” (Ralph Waldo Emerson)… “Korku, insanların içinde büyüttüğü bir yanılsamadır.” (Frank Herbert)… “Korkacak bir şeyin kalmadığı anda, korkunun kendisi ortadan kalkar.” (Charles Bukowski)… “Korkunun gerçek olmadığını anladığınızda, korku sizi terk eder.” (Zig Ziglar)… Panik yapmayı önleyen, korkuyu korkutan güzel söz: “Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde… Allah'tan nasıl korkmaz, insan O'nu sever de...” (Necip Fazıl KISAKÜREK)…

Stresli anlarda, ‘panik mi, nanik mi’ yapalım? Panik, yoğun korku ve kaygı hissi; nanik, mizahı ve alaycılığı kullanarak stresle başa çıkma çabası… Stresle nasıl başa çıkmayı nanik yapmaya endekslemek ne kadar doğru? Nanik yapmak, mizahın gücü… Nanik yaklaşımı, durumu hafifletmeyi ve rahatlamayı hedefleyen geçici çözüm… Nanik; espriler yapmanın, durumu alaya almanın, rahatlama hissinin, gülme ihtiyacının, savunma mekanizmasının, toplumsal alışkanlıkların, duygusal denetimin bir yansıması aslında… Nanik yapılarak, farklı bireylerde farklı tepkilere yol açılabilir… Bazı bireyler, mizahı stresle başa çıkmak için doğal bir yöntem olarak kullanır… Bazıları da, panikleme eğiliminde olabilirler… Önemli olan; her bir bireyin, kendi tepkilerini fark edip anlamasıdır, panik ile nasıl baş edebileceğini bilmesidir… Hem ciddiyetin hem mizahın dengeli kullanılması, stresli durumların daha etkili bir şekilde yönetilebilmesini sağlar… Profesyonel yardım veya sosyal destek, bireylerin stresli durumlarla başa çıkmalarında önemli… Hepimizin hayatında zaman zaman beklenmedik durumlar, baskılar ve stresli anlar ortaya çıkabilir… Bu, yaşadığımız problem her ne ise, sonuçlarını ve psikolojik durumumuzu etkiler… İşin kolay tarafı, panik ya da nanik yapmak… Gerçek ve kalıcı olan, panikle kilitlenmemektir, panik hâli bile pozitif tetikleyici yapabilmektir… Unutmayalım, panik, kaosu başlatan ilk adımdır… Panik, kısa vadede enerjik bir savunma mekanizmasıdır, ancak uzun vadede yıpratıcıdır… Meselâ, bir sınavda zor bir soruyla karşılaştığımızı varsayalım… Panik yaptığımızda, soruya odaklanmak gerek… ‘Yapamayacağım, bittim, yandım!’ gibi düşüncelere esir olmamak lâzım… Diyelim ki çalıştığımız bir projede bir hata yaptık… Panik yapmak yerine, kendimize ve duruma biraz nanik yapıp ‘Evet, bu benim şaheserim! Şimdi bunu nasıl düzeltebilirim?’ demek, üzerimizdeki baskıyı azaltır ve projede birlikte çalıştığımız arkadaşlarınızın desteğini kazanmamızı sağlar… Panik yapmak yerine, derin bir nefes alıp ‘Bu, sadece bir soru, önce sakinleşmeliyim’ demek daha etkili ve mantıklı… Biz, bizi hiçbir şeyin panikletmesine ve üzmesine vermemeliyiz… Elbette, bir gün öleceğiz, her an ölmenin, hayatı kendimize zehir etmenin âlemi yok!

Panik ve nanik arasında da bir denge kurabilmek mühim… Bazı durumlarda panik, hızlı karar alma yeteneğimizi tetikleyebilir, ancak bunu sürekli bir hayat tarzına dönüştürmek tükenmişliğe geçit vermek olmalı… Nanik ise, duygusal dayanıklılığımızı artırırken, gerektiğinde ciddi olmayı unutmadan olaylara esnek bir şekilde yaklaşabilmemiz olmalı… Panik ve nanik arasında zikzak çekmek, sorunların bir şekilde halledilmesi olarak da görülmemeli… Küllerimizden yeniden var olabileceğimizi bilerek, bilinçli hareket ederek, her bir şeyle hak baş edebiliriz… “Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır… Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır… Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır…” (Sezai Karakoç)… Ne kendimizi, başkalarından bir adım önde görelim, ne de adım atmayı terk edip çuvallayalım… Kararlı olalım, korkunun değil, cesaretin gereğini yapalım… Korku, eksi kutup; cesaret, artı kutup… Koşmak ve kaçmak arasındaki fark gibi… Ya panik, nanik yapacağız ya da kendimize egemen olacağız, kendimiz olup irademizle başaracağız… Selam, sevgi ve saygılarımla. https://bit.ly/muzafferceven kanalımı takip etmeniz, linki arkadaşlarınızla paylaşıp destek olmanız, olumlu-olumsuz görüşlerinizi, eleştirilerinizi iletmeniz dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.