Pazarda fiyatları görenler tarımı hatırlıyor

ŞADİ ERDAL

Pazara çıkıp domatesin 20 TL, biberin 25-30 TL, patlıcanın 20, salatanın 10 TL olduğunu gördüğümüzde, acıkıp sofraya oturduğumuzda tarım aklımıza geliyor. Pazarda çantayı doldurmaya kalksak cepte para kalmıyor. Sofrada midenin istediği kadar yemeye kalksak pazardan çanta tam dolu gelmeyince mide de tam doldurulamıyor. 

Ülkemizde 50 yıldır tarımı bitirme politikası uygulandığını, AK Parti iktidarının da bunu durduramadığını ısrarla yazdım. Tarım Bakanlığının aldığı kararları tabana inmeden masa başında aldığından çiftçi tarafından benimsenmediğini hep söylerim. 

Bakanlık aldığı bazı kararlarla çiftçiye destek olmak yerine köstek olmakta. Örnek mi istiyorsunuz alın size örnek. Çiftçi Kayıt Sisteminde istenen evrakları hazırlayıp sisteme kaydettirmek için her çiftçi en az 3-4 defa il veya ilçe tarım müdürlüğünün yolunu tutuyor. Her çiftçi bu zorluklarla uğraşacağına her köye bir mühendis verilse muhtarlarla bu işi pekala yürütebilirler. Diğer vakitlerde de mühendisler arazide faydalı olurlar.  

Ülkemizde tarım ve hayvancılık aile çiftçiliği şeklinde beraber yapılıyor. 25 yıldır hayvan ithal ederek et ihtiyacımızı (Son 2 yıl hariç) karşılıyoruz. Hayvan yetiştiricilerine çok ihtiyaç olmasına rağmen veteriner hizmetlerini özelleştirerek üreticinin kazancını veteriner hizmetlerine harcattırıyorlar. Üretici de bir fazla hayvan besleyemiyor. Devlet veteriner kadrosunu genişletse, ithalata vereceği parayı veterinere ve üreticiye verse bırakın hayvan ithal etmeyi, ihracat bile yapar. 

Televizyonlardaki açık oturumlarda konuşmacılar yiyecek maddelerindeki zamları konuşuyorlar. Hepsi Tarım Bakanlığından aldıkları üretim bilgileri üzerine bilgilerini paylaşıyorlar. Sahaya inip bizzat üretenlerden aldıklarını söyleyen var mı? Üretimi hangi şartlar altında yaptıklarını, satarken yaşadıkları sıkıntıları, üçkağıtçıların karşılıksız çıkan çeklerini dinleyen yok. Geçen yıl 160 TL’ye alınan gübrenin 900 TL’ye çıktığını, devletin gübrede yarısını destek verme sözünü uygularken halen bir yıl evvelki fiyattan ödeme yaptığını, yine mazot 15 TL olmuşken 6 TL üzerinden destek verdiğini kaç kişi biliyor? Ekinler ekildi, ekin büyüyor, yeşil üzerine gübre atılacak halen mazot gübre desteği ödenmedi, gündeme getiren var mı? 

Şehirde 10-15 metre kare dükkanı olan bir küçük esnaf, Esnaf Kefalet Kooperatifleri kanalıyla 270 bin TL yüzde 50 destekli kredi alabilir. 

100 dönüm tarlası olan traktörü ve ekipmanı olan bir çiftçi Ziraat Bankasından alacağı kredi 50 bin TL’dir. Onunda 25 bin TL’si Başak Kart kalan yarı para. Başka Kart’ın her yerde geçmediğini, geçen yerlerde ise yüzde 6,5 komisyon kesildiğini belirtelim. Ziraat Bankası’nın genel müdürü daha 15 gün evvel tarım kesiminin banka borcunu ödeme oranının yüzde 99 olduğunu açıkladı. Bun rağmen bankanın tarım kesimine kredi vermeme oranının da yüzde 99 olduğunu söyleyebiliriz. Tabana inip çiftçinin nice sıkıntılarını dile getirecek konuşmacı var mı?

En azından aşağıda yazdıklarıma önem verilse hem üretici hem tüketici yararlanır. 

1-Sağlıklı ve devamlı istikrarlı üretim.

2-Doğalgazda depolamaya gidiliyor. Gıdada ihtiyacımızı temin edip, artanı stoklamaya gitmeliyiz. 

3-Üretici ve tüketicinin haklarını koruyan politika izlenmeli. 

4-Köyde çalışan gençlerin ve ailesinin sigortası devlet tarafından karşılanmalı. 

5-Parçalanmış araziler kanunda en basit şekilde birleştirilmeli.

6-İthal ürün yerine çiftçi daha çok desteklenerek üretim elde edilmeli.

7-Arazi toplulaştırmaları hızlandırılmalı.

8-Bürokrasi işlemlerine boğulan, arazide çiftçiyle ilgilenme zamanı bırakılmayan tarım elemanları çiftçiyle buluşturulmalı.

Yeter mi, yetmez daha yapılması alınması gereken çok tedbir var. Bir köşe yazısında ancak bu kadar yazılabiliyor. 


 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.