RİO+20 ZİRVESİ BAŞARISIZ OLDU, DÜNYAYI BİRLİKTE KURTARALIM

FERRUH ERDOĞAN

1992 yılında Rio’da yapılan dünyanın ilk “Yeryüzü” Zirvesi, devletlerin insanın ekosistemler üzerinde yarattığı tahribatı kabul etmesi ve buna karşı verilen mücadeleleri küreselleştirerek ön plana çıkarması açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Zirve, aynı zamanda sivil toplumun güçlü bir aktör olarak sahneye çıkmasında da önemli rol oynadı. Bugün “Toprak Yaşamdır” sloganıyla 20. yaşını kutlayan TEMA Vakfı, Rio Zirvesi’nden sadece birkaç ay sonra, 1992 sonbaharında kuruldu. İlk Rio Zirvesi’nden 20 yıl sonra geline noktada; - Ekolojik ayak izimiz, ekosistemlerin kaldırabileceğinin çok üzerine çıktı. Dünyamızı, Doğa Ana’nın kendini yenileme kapasitesinden 1,5 kat daha hızlı tüketiyoruz! - Toprak bozunumu, gıda güvencesi, su krizi, ormansızlaşma, biyolojik çeşitlilik kayıpları gibi sorunlar acilen çözülmesi gereken hayati meselelere dönüştü. Bu hızla gidersek 2050 yılına kadar dünyadaki tüm canlı türlerinin üçte birinin nesli tükenebilir! - İklim değişikliği tüm yaşamı tehdit eden ve hızla ağırlaşarak “geri dönülemez noktaya” yaklaşan bir ölüm-kalım meselesi haline geldi. Atmosferdeki karbondioksit oranında 350 ppm’yi geçmemiz gerekirken 400’ü geçtik, giderek artan bir hızla da yükseliyoruz! İnsanlık, 20 yıl önce Rio’da verilen ev ödevlerini yapmadı, sınırsız tüketim anlayışıyla ölüme davetiye çıkarırcasına ekonomik büyümeye odaklandı, birbirine görünmez iplerle bağlı doğal ekosistemlerin her gün bir başka parçasını kopardı, yok etti. Daha doğmamış çocuklar bile gelecekte topraksız, susuz, gıdasız, orman yerine betonların yükseldiği ‘kirli’ bir dünyada yaşamaya mahkûm edildi. Büyük umutlar bağlanmasa da Rio+20 Zirvesi’nin büyük bir başarısızlıkla sona ermesi hayal kırıklığı yarattı. Dünyanın sadece geleceğini değil, bugününü de yok edebilecek tehditlere karşı hiç bir somut adım atma kararı alınmadı. Bu nedenle ekonomik, toplumsal ve politik sistemlerimizde birçok köklü değişimin hızla gerçekleştirilmesi gerekiyor, hem de hemen! Ve bizler, dünyanın her köşesinden yurttaşlar, gruplar ve sivil toplum örgütleri olarak bugüne dek benzeri görülmemiş bir sivil hareketi hızla örmek, hem geleceğimiz hem de bugünümüz için her beraber ve hızla mücadele etmek zorundayız. Sadece insanların değil, tüm canlıların yaşam haklarını ve alanlarını koruma mücadelesi, insanlık tarihinin en önemli ve kutsal görevidir. , amacımız olan “yaşamı korumayı” hep aklımızda tutarak hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle çağrımızdır: Yaşamı korumak için gelin, elimizi taşın altına hep beraber koyalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.