"SİYASET KARIŞTIMAK İSTEMİYORUM" DİYEREK SİYASET YAPTI

Sinan ÖNCE

Bilecik Belediye Meclisi Kasım ayı toplantısında gündem dışı konuların görüşüldüğü sırada Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Üyesi Pervin Taşçı'nın sözleri toplantıya damga vurdu. Seçimlerden sonra parti rozetinin çıkarılıp, belediye meclisi rozetinin takılması gereken mecliste MHP'li Meclis Üyesi Pervin Taşçı'nın Suriye'deki olaylarla ilgili Ak Parti'yi suçlaması "Meclise siyaset karıştı" yorumlarını da beraberinde getirdi. 

İlimize gelen Suriyeli mültecilerle ilgili Bilecikli vatandaşların sıkıntılarının olduğunu anlatan Meclis Üyesi Taşçı, mültecilerin sınıra yakın bir yerlede kampta kalmasının daha sağlıklı olacağını düşündüklerini söyledi. Taşçı'nın bu sözlerine Belediye Başkanı Selim Yağcı, Ak Parti Meclis Üyesi Şadan Turhan ve Şükrü Selöz cevap verirken, mültecilere kucak açılması gerektiği konusunda Ak Partili meclis üyeleri birleşti. 

Taşçı, "Pek siyaset karıştırmak istemiyorum belediye meclisinde ama..." diyerek başladığı mültecilerle ilgili sözlerine, Ak Partili meclis üyelerinin açıklamalarının ardından şöyle devam etti: "Şuan da siyasi bir partinin temsilcisi olarak konuşuyorum. Ama Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'yi nasıl bir kaosa sürüklediğini son günlerde en iyi örneklerini görüyoruz. Suriye'den gelen göçmenler acaba nasıl bir ortama sürükleyecektir? Şuan da ki sorumun muhattabı sizler değilsiniz, milletvekiliniz daha iyi cevaplar ama şunu soruyorum; Suriye'de çıkan savaşta Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hiç katkısı yoktur? Hiç mi payı yoktu? Hiç mi günahı yoktur?" dedi. Taşçı'nın bu sözleri belediye meclisinde soğuk hava estirirken, Başkan Yağcı: "Avukat hanım hızlı gidiyorsun...Bilecik belediye meclisi bunu yeri değil. O ayrı birşey ulusal birşey." diyerek yanıt verdi.

CHP Meclis Üyesi Zafer Atasev ise mültecilerle ilgili farklı açıdan yaklaştı. Mültecilerin ülkemizde misafir olduğuna, bu konunun siyasete alet edilmesinin kötü bir durum olduğuna dikkat çeken Atasev, mületcilerle ilgili ülkemizin iki problemi olduğunu bunlardan birisinin hastalıklar diğerinin ise istihdam konusu olduğunu dile getirdi. 

Belediye Meclisi Kasım ayı toplantısında mültecilerle ilgili konuşulanlar şu şekilde:

MHP MECLİS ÜYESİ Pervin TAŞÇI: "İlimize gelen Suriyeliler ilgili olarak vatandaşlar Suriyeli mülteci akınına uğranıldığı için şikayetçiler. Şuan da resmi kayıtlara göre Bilecik'te 2 bin 600 Suriyeli mülteci bulunmakta. Bu resmi kayıtlar. Bu resmi kayıtların haricinde de bu rakamların neredeyse iki katına çıktığını yönünde duyumlar alıyoruz. 

Bu Suriyeli vatandaşların barınma ve benzeri yardımları ne şekilde yapılmaktadır? Bilecik Belediyesinin bununla ilgili bir bilgisi var mıdır?  Bu vatandaşların belli noktalarda toplanarak halkı rahatsız ettiği yönünde tarafımıza şikayetler geliyor. Bilecik Belediyesi bununla ilgili ne gibi önlemler alır? Bundan sonra Bilecik'e kaç kişi daha gelir? Bununla ilgili bilginiz var mı? 

Almış olduğumuz duyumlardan bir diğeri de partinizin... Pek siyaset karıştırmak istemiyorum belediye meclisinde ama... Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Milletvekilinin Suriyelilerin Bilecik'e gelmesi konusunda bir görüşü olmuş. Böyle bir durumdan bilginiz var mıdır? Bilecik'e yeni Suriyeli mülteciler gelecek midir? Bilecik'e gelmeleri konusunda Bilecik Belediyesinin bir kabulü olmuşmudur?"

BELEDİYE BAŞKANI Selim YAĞCI: Şuan da etrafımızda olan savaşlar nedeniyle ülkemiz ciddi bir mülteci akınıyla karşı karşıya. Dinimizin bize yüklemiş olduğu sorumluluklar çerçevesinde de biz ülke olarak bu mültecilere kucak açıyoruz. Bunlara gerekli yardımı yapma çabası içerisindeyiz. 

Ülkemizin özellikle sınırlarındaki şehirlerimiz açıkcası bunların tamamen yoğun şekilde tercih ettikleri noktalar ama bunun Bilecik'e de yansıyan ülkenin diğer noktalarında da devletin belirli bir planlaması ile dağıtımı içerisinde olan kişilerin kendi tercihleriyle geldiği bir şey var.

Siz diyorsunuz 2 bin 600 tane mülteci var diyorsunuz. Bunlar tabi belediyemizin kabulü içerisinde, belediyemizle organize olarak yapılan iş ve işlemler değil. Bunlar kişilerin kendi tercihi ve devletin genel yönlendirmesiyle oluşan iş ve işlemler. 

Belediyemize size ne kadar mülteci verelim ne kadar bakarsınız gibi şeyler sorulmuyor. Öyle birşey de yok. Yani bizlerin talebi yok. Milletvekilimizin de böyle bir talep içerisinde olduğunu ben duymadım. Bu konuda da kendisiyle istişare içerisinde olmadım. Ama mülteci kardeşlerimizin problemleri var. Onların toplu olarak durmasından halkımızın şikayetleri oluyor. Tabi bir kültür farklılığı da var. Bizim insanımızın yaşam tarzlarıyla konuşmalarıyla onların ki tutmuyor. 

Bu şikayetlerin muhattabı belediyeden ziyade aslında idari makamlar ve güvenlik güçleri. Bizde bu genel olayları da emniyet müdürümüze diğer kurumlara yansıtıyoruz. Belirgin toplanma noktasında olmamasına ilişkin olarak gerekli yetkili birimler onları da rencide etmeden kırmadan çalışma içerisinde olduklarını düşünüyorum, kısmen de biliyorum. 

Ama bir vaka. Bu vakanın getirmiş olduğu hepimizde sorumluluklar var. Yani bu sorumlulukları hepimiz sabırla yerine getirmeye çalışacağız. Eminim ki onlarda böyle başlarına bir şey gelmeseydi, sıcak evlerin de yurtlarında, vatanlarından ayrılarak böyle bir göçe gelmek istemezlerdi. Ama bugün böyle bir olay var. Onlar da canlarını kurtarmak için buralara geçiyorlar. Biraz daha bizler artık ensar olarak yardımcı olarak bira zdaha sabırlı olmalıyız. Bazı noktalarda daha çok hoşgçrü ile davranmalıyız diye düşünüyorum" dedi.

MECLİS ÜYESİ TAŞÇI: Savaş konusunda höşgörünün olmasının gerektirdiği konusunda benim de böyle bir düşüncem var. Ama sınıra yakın bir yerde kamp alındığı bu mültecilerin buralarda kalmasının daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyiz. Ayrıca bu mültecilere yapılan barınma yardımlardan da Türkiye'de yaşayan vatandaşların rahatsız olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar 800'e yakın bir asgari ücretle geçinmeye çalışırken devletten barınma gibi bir yardım almazken gelen mültecilere herhangi bir çalışma olmadan bu şekilde bir yardımların yapılması da artık savaş koşularından ziyade farklı alanlara gidiyor gibi bir yansıma söz konusu. Bilecik'te de bu insanlar çeşitli sitelerin içerisinde oturuyorlar. Savaştan kaçıp geliyorlar. Tamam da savaştan kaçıp geliyorsam ev kirasını nasıl öderim. Ben ödeyemem. Bunun mutlaka ya belediyeden ya da valilik tarafından yardım geliyor olması lazım. Vatandaşların merak ettiği şu barınma ve ihtiyaçları konusunda neler yapılıyor?

YAĞCI: Benim bildiğim mülteciler komserliğinden bunlara belirgin liseteler var ödenekler geliyor. Bu Birleşmiş Milletlerle ilgili bir çalışma. Ben şahsen burada devlet tarafından maaş bağlanır gibi bir para ödendiğini bilmiyorum. Öyle birşey bilmiyorum, ödendiğini de zannetmiyorum. Bir çoğunun kendine ilişkin imkanları kaynakları var. Bir yere giderken malını mülkünü satmış. Ama içlerinde çok sıknıntı çeken akşam yiyeceği yemeğe de ihtiyacı olan insanlar da var. Ramazan da yaptığımız etkinliklerde mülteciler de katılım içerisinde oldular.

AK PARTİ MECLİS ÜYESİ ŞADAN TURHAN: Yabancılar şubesinden habersiz Bilecik'e bir tane mülteci gelmez. Bilecik'te de barınmaz.  

Yalnız onun dışında bizim toplumsal bir sorumluluğumuz var. Ne gibi? Vatanını terk etmiş olmak kadar yeryüzünde zor bir durum yok. Bizi de çıkarsalar bizde başka bir vatanda ne kadar zengin de olsak garip oluruz. Şimdi onlar yurtlarından çıkarıldılar, geldiler memleketimize. Bizim STK'larımız var. Biz İlim Yayma Cemiyeti olarak beş tane ailenin iaşesini ev eşyalarının temin etmesini yaptık. Hatta akşamları geliyorlar kaplarına yemeklerini dolduruyoruz, gidiyorlar. Bize ulaşanlar bunlar. 

TAŞÇI: Zaten savaştan kaçan mültecilerin yardım edilmesi konusunda bende hemfikirim. Ancak bu sosyal ve kültürel farklılıklar toplumda zıtlaşmalara sebeb olacak bunlarla ilgili sınır bölgesinde özellikle bunların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. 

TURHAN: Biz Türkiye'yiz. 

YAĞCI: Sınır bölgesinde yok zannetmeyin. Dediğiniz kamplar ve çadırlar var. Biz Sayın başbakanımızla Amasya'da toplantıdaydık. Kilis Belediye Başkanı benim nüfusum 90 bin, 90 bin de mültecim var demişti. Yani sınır bölgeleri de yoğunluk içerisinde. Onun için biz hakikatten Şadan beyin de dediği gibi tarhte de bugünde de kutlu bir medeniyetin temsilcileriyiz. Buralardan gelen insanlar da bizim, tarihi coğrafya sınırlarımız içerisinde olan kardeşlerimiz insanlarımız. Bu anlamda da biz Türkiye olarak bu coğrafya da geçmiş dönemlerde ve inşallah bundan sonraki süreçte de hakimi olarak da bu anlamda bu kardeşlerimize bu zor zamanlarında hükümetimiz de devletimiz de destek olmaya çalışıyor. Onlarda bu hale düşmeyi istemez. Hepimiz gayretli olmamız lazım. Bilecik'imiz de de bu anlamda da toplumun siyasi ve sosyal nabzını da tutan insanlarız. Bu anlamda da insanlarımızı daha çok hoşgörüye davet ederek bu süreci atlatmalyız. Çünkü kamuoyunda tahrik edici söylemlerde oluyor. 

TAŞÇI: İnşallah. 

AK PARTİ MECLİ ÜYESİ ŞÜKRÜ SELÖZ: Şimdi önüne gelen herkesi mülteci olarak alıp Türkiye içerisine dağıtılıyor. Oradaki insanlara Türkiye'de kendi imkanlarınızla geçinebilecek misiniz diye soruluyor. Eğer bunu kabul ediyorlarsa, onu bizim Bilecik gibi illere dağıtıyorlar. Ama yok bizim kendi imkanlarımız yok diyorlarsa onları da ayrı bir kampta topluyorlar. Yani zannetmeyin ilimize gelen herkes fakir aç. Yani sorun çıkaracak insanlar değil, bunu böyle kabul etmek lazım. Gelen misafirlere de ağır sözler söyleniyor. Bunların bir kısmı üzülerek bize geliyorlar. 

TAŞÇI: Merak ettiğim için sordum. Başka bir kastım yok. Ama göçmenler konusunda Irak'tan gelenleri pek fazla siyasetin işin içine sokmak istemiyorum, belediyecilik anlamında birşeyler yapmak istiyorum. Şuan da siyasi bir partinin temsilcisi olarak konuşuyorum. Ama Irak'tan gelen göçmenlerin Türkiye'yi nasıl bir kaosa sürüklediğini son günlerde en iyi örneklerini görüyoruz. Suriye'den gelen göçmenler acaba nasıl bir ortama sürükleyecektir? Şuan da ki sorumun muhattabı sizler değilsiniz, milletvekiliniz daha iyi cevaplar ama şunu soruyorum; Suriye'de çıkan savaşta Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hiç katkısı yoktur? Hiç mi payı yoktu? Hiç mi günahı yoktur? 

YAĞCI: Avukat hanım hızlı gidiyorsun...Bilecik belediye meclisi bunu yeri değil. O ayrı birşey ulusal birşey. 

CHP MECLİS ÜYESİ Zafer ATASEV: Konuştuğumuz konuların siyasete malzeme edilmesi gibi kötü birşey olamaz. Çünkü sonuçta o insanlar yurtlarından memleketlerinden ayrılıp gelmişler. Bizim konuşmamız gereke başka konular var. Ben onlara değinmek istiyorum. Çünkü yalnış yerlere gidiyor konular. 

Bu vatandaşların farklı kültürleri var o insanların bize adapte olmasını istiyoruz. Fakat asıl iki tane büyük problem var bunu görmüyoruz. Bir tanesi oralardan taşıdıkları sağlık problemleri var. Bizim buradaki biten rahatsızlıklar hastalıklar tekrardan canlanmaya başladı. Diğer hastalıklar da öyle. Bilecik'te de yakın zamanda göreceksiniz. Bizim ülkemizde kökünü kazıdığımız hastalıklar geri geldi. Bu vatandaşlarla beraber geldi. Bizim bunları konuşmamız lazım. 

Bir de bu gelen vatandaşların ben inşaat sektöründeyim. Bize daha yakın geliyorlar. Biz bu insanları çalıştırmak istiyoruz fakat çalıştıramıyoruz. Bu insanlar kendi imkanlarıyla dediniz ya bunlar geçinemiyorlar, aç bunlar.Biz içlerindeyiz. Getiripde inşaata bir iş yaptırmak istiyorum ama çalıştıramıyorum. Çünkü sosyal güvence sağlayamıyoruz. İnşaat teknik bir sektör. Gelenlerin çoğu da Bilecik'e bu sektörden geliyor. El becerileri var. Ama bu insaları çalıştırıp para veremiyoruz. Yani bunu nasıl sağlarız? Bu insanların kötü yola düşmesini nasıl engelleriz? Sağlık problemlerini nasıl çözeriz? Bunu konuşmamız lazım. 

Biz misafir olarak kabul etmişiz bu insanları. Fakat bize zarar verebilecekleri noktalar farklı. Dediğiniz noktalar değil. Bana göre bu noktalar. Bu insanlar aç kalırsa ne yapar? Aç kalan insan hangi yola sürüklenir? Hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunun önüne geçmemiz lazım. Para yardımıyla değil.  Hocam güzel şeyler yapıyorsunuz ama bu nereye kadar? Her gelene yetişemezsiniz. Bu insanlara iş imkanı sosyal güvenceyle birlikte sağlanması lazım. Kendi insanımıza zor yatişiyoruz ama bunları da bir şekilde yetiştirmemiz lazım. Bu insanları kullanamıyoruz, kullanamadığımız için de büyük sıkıntılar yaşıyorlar. Belediyelerde geçici işçi olarak çalıştırabilirz park ve bahçelerde. 

YAĞCI: Buna ilişkin olarak da yakında bir çalışma yapılıyor. Önce bunların kimlik ve kişiliklerine ilişkin çalışma yapılacak. Bunları da suistimal edip, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacak diye hemen politik konusu yapılıyor ama öyle değil. Türkiye'de tanınırlığı noktasında bir kimlik olarak bir çalışma yapılıyor ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma gibi bir olay yok. Ona ilişkin ondan kaynaklanan belki böyle şeyler çıkıyor. Toplum yararına çalışacak eleman bulamıyoruz Bİlecik Belediyesi olarak. 25 tane hakkımız var ama eksik. Böyle bu tür alanlarda çalıştırılabilecek, ileriye doğru bir çalışmanın olduğunu biliyorum. 

Tabi ki kendi vatandaşımızın ağduriyeti varken bunlar olmayacak ama bunların da yapmak isteyenlerden bir projenin olduğnu biliyorum. Bu da gündemimizde yeni bir olay. Bizden çok daha büyük dertleri olan güney sınırdaki kentlerin başkanları diyor ki bir tane yeşil bahçemiz kalmadı. İnsanlar göç edip yerleşiyor bahçelerde toplanıyorlar. İnsanlar nerede zaman geçirecek? El ele vererek burada gelen kardeşlerimizle  yumuşak bir şekilde bu geçişi sağlarız. Memleketimiz deki bu sıkıntılar da inşallah uzun sürmez. " dedi. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sakarya Gazetesi Haberleri