TEK SUÇLARI TÜK OLMAK

Eğitimci Yazar Erkan Çakıcı, 26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı'da yaşanan soykırımı anlattı. Bilecik Ülkü Ocakları Ortaöğretim Birimi tarafından düzenlenen konferansta; sadece Türk ve Müslüman oldukları için öldürülen 613 Azerbaycan Türk'ünün katledildiği vahşet günlerini anlatan Çakıcı katılımcıları duygulandırdı.

  • H. Türker ÇOBAN

Bilecik Ülkü Ocakları Ortaöğretim birimi tarafından Hocalı katliamı anma programı düzenlendi. 26 Şubat Perşembe akşamı düzenlenen programa; MHP İl Başkanı Ahmet Gürses, MHP Merkez İlçe Başkanı Mustafa Aydemir, MHP İl ve Merkez İlçe teşkilatları, MHP'li İl Genel Meclisi Üyeleri Mehmet Yılmaz ve Osman Varolu ve Ülkü Ocakları mensubu gençler katıldı.

Çocuk Sinemasında düzenenlenen program; Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Ardından İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi Ahmet İslam Kur'an-ı Kerim okuyarak dua ettirdi.

MHP İl Başkanı Ahmet Gürses ve Bilecik Ülkü Ocakları Ortaöğretim Birim Başkanı Mehmet Akduman'ın açılış konuşmalarının ardından MHP Bilecik Milletvekili Danışmanı Eğitimci Yazar Erkan Çakıcı Hocalı soykırımı konulu konferansını verdi.

"YÜZLERCE İNSANI VAHŞİCE YOK ETTİLER"

İlk olarak Bilecik Ülkü Ocakları Ortaöğretim Birim Başkanı Mehmet Akduman kürsüde yerini aldı. Akduman Hocalı kasabasında yaşanan vahşeti şu sözlerle anlattı;

"Dağlık Karabağ'ın Hocalı kasabasında Ermanistan ordusunun katlettiği 613 soydaşımızı anmak için toplanmış bulunuyoruz. Çağdaş dünyanın gözleri önünde yapılan 20. yüzyılın en büyük soykırımı Hocalı katliamının 23. yıldönümündeyiz. 26 Şubat 1992 tarihi Azerbaycan ve Türk dünyası için en acı günlerden biri olmasının yanı sıra, insanlık tarihi için de kara bir lekedir. Bir vahşetti yaşananlar, bir zulüm. Ne ortaçağda ne de çok uzağımızdaydı. Yakın tarihte ve tüm insanlığın gözü önünde yaşanmıştı o kara gece. İnsanlığın yüz karası, arkasına Rus desteğini alan Ermeni ordusu Dağlık Karabağ'ı işgal ederek Hocalı'da yaşayan çoğu silahsız kadın ve çocuklardan oluşan yüzlerce insanı o gece vahşice yok etti. İnsanların derilerini soyarak, hamile kadınların karınlarını yararak çocukların cesediyle oyun oynayarak. Yüzlerce insan o gece hunharca, barbarca öldürüldü. Hiç kimsenin aklına gelmeyecek işkence yöntemleri bu insanların üzerinde denendi. Hiçbir suçları yoktu. Sadece suçları Türk olmalarıydı. Gözü dönmüş katiller tarafından hunharca katledilmelerinin tek sebebi, tek günahı Müslüman Türk olmalarıydı. Türk, yok edilmeye, soykırıma uğramaya ve sessiz kalmaya mahkum bir milletin adı değildir. Türk, insanlığın, ahlakın, doğruluğun bütünleştiği bir milletin adıdır. Türk milleti tarihinin hiçbir döneminde soykırım gibi bir insanlık suçu işlememiştir. Ancak arkasını her döndüğünde emperyalist güçlerin güdümündeki soysuzların katliamına maruz kalmıştır" 

"ASIL SOYKIRIMI YAPAN ERMENİLER"

Ardından Milliyetçi Hareket Partisi Bilecik İl Başkanı Ahmet Gürses kürsüden dinleyicilere seslendi. 23 yıl önce Ermenilerce hunharca katledilen Hocalı kenti mensubu, Azerbaycan Türkü soydaşlarımızı rahmetle anıyorum" diyerek konuşmasına başlayan İl Başkanı Gürses, Ermeniler tarafından, kadın, yaşlı, çocuk demeden bir katlıam gerçekleştirilmesine rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin soykırım yapmakla suçlandığına dikkat çekti. 

Stratejik öneminden dolayı Hocalı'yı ele geçirmek isteyen Ermenilerin eli silahsız sivil vatandaşları katlettiğini söyleyen Gürses; "Resmi verilere göre o gece 613 vatandaşımız işkence görerek şehit edilmiştir. Bunlardan 83'ü çocuk, 106'sı kadın acımasızca öldürülmüş, 497 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi rehin alınmıştır. Ermeniler, vatandaşlarımızın gözlerini oyarak, kafa derilerini yüzerek, organlarını keserek öldürmüşlerdir" diyerek vahşetin boyutlarını gözler önüne serdi. Gürses; "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" diyerek Türklere karşı yapılan katliamlara dünyanın sessiz kaldığını söyledi, Türk birliğine vurgu yaptı.

"DAĞ EĞİTİMİNDEN GEÇEN 11 YILLIK ÜNİVERSİTELİ"

Gürses'in konuşmasının ardından Hocalı katliamı ile ilgili sinevizyon gösterimi yapıldı. Daha sonra Eğitimci Yazar Erkan Çakıcı konferansını gerçekleştirmek üzere kürsüde yerini aldı. Konuşmasına başlarken; Mersin’in Tarsus İlçesi’nde okuldan eve dönerken öldürülen ardından da yakılan Özgecan Aslan'ı ve Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi Başkanı Fırat Çakıroğlu'nun şehit edilmesini hatırlatan Çakır, Türkiye'nin geldiği son duruma dikkat çekti. Çakıcı, Fırat Çakıroğlu cinayeti sonrasında medyada 'Karşıt gruplu öğrenci kavgası' şeklinde haberlerin yer almasına sert bir dille tepki gösterirken "Tescilli PKK'lı olan bu şerefsizlerin cinayetinden sonra hala karşıt görüşlü öğrenciler birbirine girdi diye haberler çıkıyor. Karşıt görüşlü ne demektir? Bunları birbirine eş değer mi görüyorsunuz? Ülkücüler ve PKK'lılar aynı mı diyorsunuz? Oradaki çocuklar saklambaç oynarken mi birbirine girdi? Bunlar PKK'lı, dağ eğitiminden geçmiş katiller. 11 yıllık üniversite öğrencisi bu katil bu üniversitede görevlendirilmiş. Kimsenin sesi çıkmıyor, bu olayı da örtbas etmek istiyorlar." dedi.

"VATANA İHANETTEN YARGILANMALILAR"

Eğitimci Yazar Erkan Çakıcı konuşmasında ayrıca Süleyman Şah'ın türbesinin yıkılarak yerinin değiştirilmesine tepki gösterdi. Dünyanın birçok yerinde Osmanlı ecdadından kalan kabirlerin, türbelerin olduğuna dikkat çeken Çakıcı; "Fransa'dan, Almanya, Avusturya'dan, Tunus ve güney Afrika'ya kadar Osmanlı ecdadından kalan kabirler var. Bunların hiçbirinde Türk askeri yok, çünkü bunların bulundukları yerler 'Türk toprağı' olarak geçmiyor. Sadece ve sadece Süleyman şah türbesinin bulunduğu yer Türkiye Cumhuriyeti sınırı dışındaki Türk toprağı olarak geçiyor, anlaşmalarda böyle kabul edilmiş. Bu farkı özellikle örtmeye ve unutturmaya çalışıyorlar. Unutulsun istiyorlar. Orası Türk toprağı ve Türk askeri var! Orası sadece Süleyman şah türbesi olmasından ibaret değildi, orası Türk toprağı...!" diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel'in vatana ihanetten yargılanması gerektiğini dile getirdi. 

Süleyman Şah türbesinin bulunduğu alanın Ankara, İstanbul ve Bilecik gibi bir şehirden farkı olmadığına, anlaşmalarla Türk toprağı olarak kabul edildiğine dikkat çeken Çakıcı sert konuştu. Çakıcı; "Türk toprağının, Türk askerinin olduğu yerden askerini çekiyorsun, toprağı bırakıp sanduka ve ecdadın kemiklerini alıp orayı imha ediyorsun. Bunun adına da 'Şah Fırat Operasyonu' deyip büyük bir başarı gibi anlatıyor, övünüyorsunuz. Genel Kurmay Başkanına sormak lazım, Allah muhafaza vatanımıza karşı bir tehdit olsa, senin görevin Anıtkabir'e gidip Gazi Paşa'nın, Atatürk'ün naaşını alıp sıvışıp kaçmak mı olacak? Bu kabul edilemez. Gelecekte bunlar emin olun vatana ihanetten yargılanacak bunlar." diyerek çarpıcı eleştirilerde bulundu.

"SADECE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN GÜNDEMİ"

Eleştirilerinin ardından Hocalı Soykırımı ile ilgili konuşmasına başlayan Çakıcı, '26 Şubat'ta ne oldu?' diyerek 613 soydaşımızın işkencelerle öldürüldüğü katliamı anlattı. Konuşmasında sadece Ülkücülerin, Türk milliyetçilerinin Hocalı katliamını sürekli gündeme getirdiğini dile getiren Çakıcı, siyasi görüşü ne olursa olsun Türk yurdunda yapılan katliama kimsenin sessiz kalmaması gerektiğini söyledi. Çakıcı; "Gönül isterdi ki şu Hocalı katliamını AKP'liler, CHP'liler, hangi partiye y verirse versin herkes, sivil toplum kuruluşları vakıflar herkes savunmalı. Ben anlamıyorum neredeler" dedi. 

Eğitimci Yazar Çakıcı, Ermenilerin Osmanlı Devleti bünyesinde yaşadıkları dönemden, Ermenistan'ın kuruluşuna, Asala-PKK ilişkilerine, Ermenistan'ın işgal ettiği Dağlık Karabağ'a kadar bir çok konuyu örneklerle anlattı. Tarihten birçok örnek veren Çakıcı, Azerbaycan Türkleri'ne karşı işlenen insanlık suçunun hikayesi olan Ermeni meselesini tarihten bugüne kadar özetledi. Çakıcı; "613 Müslüman Türk, Hocalı kasabasında ağır işkencelerle yaşlı, kadın, çocuk denilmeden Ermeni mezalimine uğrayarak şehadet mertebesine erişiyorlar. Bu hukuki anlamda artık bir insanlık suçu olarak görülüyor. Bu bir soykırımdır ancak Hocalı sonrasında o günden bu güne kadar gelinen süreçte maalesef Azerbaycan'ın yüzde 20'si Ermeni işgali atındadır. Dağlık Karabağ Federe Bölgesi adı altında Ermenistan'a bağlıdır. 26 Şubat'ta ne olmuştu? sorusuna cevap vermemiz için sebep sonuç ilişkisi içerisinde tarihe dönüp bir bakmamız gerekiyor. O sorunun kendi tarihimizde. Aynı zamanda Ermenilerin kökleriyle, Ermenilerin kimler tarafından yönlendirildikleri ile alakalı bir durum. Ermeni meselesi batı dünyasının söylediği gibi 1915 yılında başlamıyor." ifadelerini kullandı. 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sakarya Gazetesi Haberleri