TEMA Vakfı Bilecik İl Temsilcisi Mesut Kaplan, Pazaryeri ilçesinin Bozcaarmut Köyü’nde gerçekleştirilen altın arama faaliyetlerine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
Bölge halkının ekolojik denge ve su yönetimine ilişkin endişeleri olduğunu dile getiren Mesut Kaplan, şirketin çıkarılacak madeni Söğüt’te işleteceğini belirttiğini ancak halen ÇED raporu bulunmadığını ifade etti. Kaplan, “Pazaryeri’nin doğal su varlıkları ve mikroklima dengesini koruyacak şeffaf, hukuka uygun ve ölçülebilir çevresel yönetim yaklaşımları derhal hayata geçirilmelidir” dedi.
Mesut Kaplan, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“Bozcaarmut (Pazaryeri) köyü çevresinde Gübretaş Altın Madenciliği ile ilişkili bir şirket tarafından sürdürülen altın arama sondajları, 26 Ekim Pazar günü firma yetkilileriyle köylüler arasında yapılan bilgilendirme toplantısında da görüldüğü üzere, bölge halkında su yönetimi ve ekolojik dengeye ilişkin haklı endişeler doğurmaktadır.
Şirket, çıkarılacak madenin Bozcaarmut’ta değil Söğüt işletmesinde işleneceğini belirtmiş, ancak halen ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporunun bulunmadığını ifade etmiştir; bu durum, faaliyetlerin su, toprak, hava ve biyolojik çeşitliliğe etkileri hakkında yeterli bilimsel veri ve teknik değerlendirme yapılmadığını ortaya koymaktadır.
Sondaj çalışmalarında köylülerin tarımsal amaçla kullandığı su kaynaklarının devreye alınması, muhtarlıktan alınan iznin hukuki yetki kapsamının belirsizliği nedeniyle tartışmalıdır; nitekim su tahsisi ve kullanım yetkileri çoğunlukla DSİ ve ilgili kamu kurumlarının onayına tabidir. Mevsim gereği aktif sulama yapılmıyor olsa dahi, küresel ısınma ve su kaynaklarının azalması bağlamında gölet rezervlerinin ve yeraltı su seviyelerinin etkilenip etkilenmediğine dair düzenli izleme ve hidrojeolojik analizler bulunmamaktadır.
Ana firmanın bazı işleri tedarikçilere devretmesi, çevresel yükümlülük ve denetim sorumluluğunu ortadan kaldırmaz; tedarikçi kaynaklı uygunsuz su kullanımları ve çevresel riskler, ana firmanın şeffaflık ve kurumsal sorumluluk ilkeleri çerçevesinde denetlenmeli ve kamuoyuna raporlanmalıdır. Sondaj sahalarının göletlere yakınlığı ve çevre köylerde doğal içme suyu ile maden suyu kaynaklarının varlığı, olası kirlenme, debi değişimleri ve mikroklima dengesinin bozulması gibi riskleri artırmaktadır. Ayrıca Zenit Madencilik’in 994,95 hektarlık tek ruhsat (No: 202001342) kapsamında H23c4 ve I23b1 paftalarında arama yaptığını bildirmesi, bölgesel etkilerin ölçeğini büyütmektedir.
Pazaryeri ilçesinin mikroklima özellikleri dikkate alındığında, daha ileri aşamalara geçmeden önce tam kapsamlı ÇED süreci, hidrojeolojik etütler, su bilançosu analizleri ve bağımsız üçüncü taraf çevresel denetimler başlatılmalı; su kullanımına ilişkin resmi tahsis ve onaylar kamuoyuna açık şekilde paylaşılmalı; tedarikçi denetim protokolleri ve yaptırım mekanizmaları yayımlanmalı; yerel halk için şikayet ve tazmin süreçleri netleştirilmelidir. Bilimsel veriler ve yasal prosedürler tamamlanmadan madencilik faaliyetlerinin sürdürülmesi, bölge halkının huzurunu bozmakta ve belirsizlikleri artırmaktadır; bu nedenle Pazaryeri’nin doğal su varlıkları ve mikroklima dengesini koruyacak şeffaf, hukuka uygun ve ölçülebilir çevresel yönetim yaklaşımları derhal hayata geçirilmelidir.”