TSO BAŞKANI KESKİN BLOOMBERGHT'YE KALEME ALDI

Bilecik TSO Başkanı Şükrü Keskin, Türkiye ekonomisinde koronavirüs seferberliği kapsamında Bloomberg HT'ye özel kaleme aldığı makalede, “Bu süreç Türkiye'nin güvenli bir liman olduğunu kanıtladı” ifadesini kullandı. 

COVİD-19 salgını sonrası dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendiren Şükrü Keskin, ülkemizin virüs sonrası dünyada hakettiği konuma ulaşacağına vurgu yaptı. Keskin, “Özetle bu kriz bize ülke olarak kendi kendine yeten, hatta ve hatta bazı alanlarda diğer ülkelere yardım eden büyük bir ülke ve güvenli bir liman olduğumuzu Dünyaya kanıtlama fırsatı vermiş oldu. Ülke olarak bu zor günleri birlik ve beraberlik içerisinde en az zararla atlatacağımızdan ve virüs sonrası dünyada hakettiğimiz konuma ulaşacağımızdan şüphemiz yoktur” ifadelerine yerdi. 

TSO Başkanı Şükrü Keskin’in Bloomberg HT'ye özel kaleme aldığı yazının tamamı şu şekilde:

“2019 yılı sonunda Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına almış bulunan Covid-19 salgını maalesef mart ayı içerisinde ülkemizde de görülmeye başlamış, bu tarihten günümüze hızla yayılarak hemen hemen tüm şehirlerimizde ortaya çıkmıştır. Son günlerde Sağlık Bakanlığımızca açıklanan sayısal verilere baktığımızda salgınla mücadele konusunda ülke olarak başarılı bir sınav verdiğimizi görmekteyiz. Hastalığın yayılım hızı, ölüm oranları ve iyileşen hasta sayılarını dünyanın en büyük ve gelişmiş ekonomiye sahip olan ülkeleri ile kıyasladığımızda bizleri ziyadesi ile memnun eden bir tablo ile karşılaşmaktayız. Bu noktada sağlık altyapımızın ne denli gelişmiş olduğunu ve halkımızın bir amaca ulaşmak noktasında nasıl kenetlenebileceğini görmüş olduk.

2. Dünya savaşından bu yana Dünyanın gördüğü en büyük kaos olan bu salgın, sosyal ve ekonomik anlamda da dünyayı derinden sarsmış olup, maalesef ülkemizde de bu sarsıntı aynı şiddetle hissedilmiştir. Virüse karşı alınmış olan tedbirler dolayısıyla hizmet sektöründe yer alan bir çok işletme belirsiz bir süre ile kapısına kilit vurmuş, dünyadaki talep daralmasından dolayı sanayicilerimiz üretimlerini kısmak durumunda kalmıştır. Bu işletmelerin zararlarının karşılanması noktasında devletimizce kısa çalışma ödeneği, vergi ve diğer devlet alacaklarının ertelenmesi, KGF Destekli Krediler, ücretsiz izin desteği gibi sübvansiyonlar hayata geçirilmiş ayrıca talep daralmasını bir nebze olsun azaltmak ve mağdur durumdaki vatandaşlarımıza destek olmak adına sosyal yardımlar ve krediler verilmiştir. Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi içerisinde yer alan bu destekler zor günler geçiren iş dünyasına bir can suyu vermiş olup bu imkanlardan faydalanılmasını sağlayan devlet büyüklerimize şahsım ve iş dünyası adına teşekkür ediyorum.

Virüs sonrası dünyada yeni bir düzenin oluşacağı aşikardır. Ortaya çıkacak olan bu yeni düzende Türkiye Dünyada daha fazla dikkate alınan bir aktör olacaktır. Özellikle Uzakdoğu ekonomilerine olan güven bu virüs sebebi ile azalmış olup Türkiye güvenli bir liman olarak dünya sermayesine ev sahipliği yapacaktır. Çin ve Hindistan gibi yeni virüs salgınları üretmesi muhtemel ülkelerde yatırımları olan batı ülkeleri bu yatırımlarını ve tedarik zincirlerini krizlerle başa çıkma noktasında kendini kanıtlamış olan Türkiye’ye kaydıracaktır. Virüsün yaratmış olduğu bu kaos ortamından ekonomik anlamda güçlenerek çıkacağımızdan ve dünya üzerindeki özgül ağırlığımızın artacağından şüphemiz yoktur.

Ülke olarak şu dönemde yapmamız gereken, virüs sonrası yapmamız gerekenleri şimdiden belirleyerek çalışmaya başlamaktır. Tüm alanlarda startejik planlamamızı kriz sonrası döneme göre şimdiden yapmalıyız. Özellikle tarım sektörünün önemini ve gerçek ihtiyaçlarımızın bu sektör tarafından üretildiğini bu salgın bize göstermiş oldu. Kriz sonrası yeni bir tarımsal planlama ile boş ekilebilir arazi bırakmadan, bir birim araziden en çok ve verimli ürünü nasıl alırız buna bakmalıyız.

Ayrıca virüs sebebi ile tüketicilerin alışveriş tercihleri de online alışverişe kayacaktır. E-Ticaret’in önemi bu salgından sonra çok daha fazla artmıştır. Ülke olarak E-Ticaret’e daha fazla eğilmeli, üreticilerimizin E-Ticaret portalları üzerinden satışlarını artırmalarını teşvik etmeliyiz.

Bu yıl turizm ve dış ticarette büyük kayıplar yaşayacağımız ortadadır. Ülkemize Döviz girişi ciddi manada azalış gösterecek ve dış ticaret açığımız yüksek olacaktır. Bunu aşmanın yegane yolu ihracattır. İhracatta yeni hedef ülkelere yönelmemiz, ihracat yapmakta olduğumuz ülkeler ile ticari bağlarımızı geliştirmemiz gerekmektedir. Devlet olarak da ihracat yapan ve ülkemize döviz girdisi sağlayan işletmelerimizi de desteklememiz ve iş ve işlemlerinde kolaylıklar sağlamamız gerekmektedir.

Özetle bu kriz bize ülke olarak kendi kendine yeten, hatta ve hatta bazı alanlarda diğer ülkelere yardım eden büyük bir ülke ve güvenli bir liman olduğumuzu Dünyaya kanıtlama fırsatı vermiş oldu. Ülke olarak bu zor günleri birlik ve beraberlik içerisinde en az zararla atlatacağımızdan ve virüs sonrası dünyada hakettiğimiz konuma ulaşacağımızdan şüphemiz yoktur.”

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Sakarya Gazetesi Haberleri