Vezirhan'daki arsa tartışması büyüyor. Fidan," Vezirhan'ı sadece o sevmiyor, bende seviyorum. Ona tavsiyem, Vezirhan'ı fazla sevmesin, sadece görevini yapsın."
Ahmet MEŞE
Vezirhan Belediyesi'nin eski başkanlarından Yusuf Fidan, geçtiğimiz günlerde gazetemize açıklamalarda bulunmuş ve beldede hazine tarafından ihaleye çıkarılan bir arsanın ihalesine katılmayan Vezirhan Belediyesi'ni eleştirmişti. Fidan, Vezirhan'ın büyük bir kayba uğratıldığını öne sürerek mevcut belediye başkanı Mehmet Duymuş'a bazı sorular yöneltmişti.
Fidan, arsanın neden alınmadığını sorarak,' Birilerine rant mı sağlanıyor?' sorusunun cevaplanmasını talep etmişti. Fidan'ın açıklamaları hem Vezirhan kamuoyunda hemde Bilecik kamuoyunda büyük yankı bulmuş ve Fidan'ın açıklamalarına ilk cevap ihaleyi alan Halit Öztatlı isimli vatandaştan gelmişti. Öztatlı, Yusuf Fidan'ı ve Mehmet Duymuş'u tanımadığını belirterek kendisi hakkında yapılan yorum ve eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını ifade etmişti.
'BU İŞİN RACONU…'
Fidan'ın ve ihaleyi alan Öztatlı'nın açıklamalarının gazetemizde yer almasının ardından gelinen süreçle ilgili yeniden gazetemize açıklamalarda bulunan Fidan ilk olarak," Ben bu konuyu sizin gazeteniz aracılığı ile kamuoyuna duyurdum, bu işin raconu gereği hangi gazetede çıktıysa haber devamı da oradan olur. Belediye Başkanı Mehmet beyin açıklamaları da merak edenlerin haberin takibini yapması için o haber sitesinde veya o gazetede yayınlanması gerekir. Ama arkadaşımız nedendir bilemiyorum başka bir gazetede açıklama yapmış" dedi.
'BUNUNLA NE İLGİSİ VARSA..'
Haber sitemize gelen yorumlar ve Duymuş'un açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, konunun farklı yerlere ve olaylara taşındığını belirtti. Fidan, sadece sorusuna cevap almak istediğini ancak konunun Duymuş tarafından siyasi zemine çekildiğini öne sürdü. Fidan," Yorumlara bakacak olursak Vezirhan'da 10 sene belediye başkanlığı yaptım. Benim hakkında konuşulabilenler belediye ekmek fırınını kardeşi için kapattı ve İpekyolu'nu kardeşi kurdu, İpekyolu'ndaki arabalar Ford, kendisi makam arabasını Ford aldı diye. Bununla ne ilgisi varsa" ifadelerini kullandı.
'VATANDAŞ BİR DAHA ANLASIN'
Vezirhan Belediyesi eski başkanı Yusuf Fidan açıklamalarına şöyle devam etti:
" Fırını Vezirhan'daki kamuoyu bilir aslında ama aradan zaman geçince ve Bilecik'te de gündem olunca tekrar açıklama gereği hissettim. Yusuf Fidan'ın ve Fidan Ailesi'nin bu konularda ne kadar titiz olduğunu vatandaş bir daha anlasın istedim. Ben belediye başkanı olduğum zaman Vezirhan'daki belediye fırınını kardeşim işletiyordu zaten. O bırakmasa bile kimse ona bu fırını niye bırakmıyorsun demezdi. Ama biz iki kardeş etik olmayacağını düşünerek kardeşim fırını bıraktı, kendine fırın yaptı ve orada devam etti. Biz belediye fırınını ihale ettik. Bayırköy'den Mehmet arkadaşımız aldı, bir iki sene çalıştırdı. Götüremedi, kirasını alamadık, bıraktı, kaçtı gitti. Biz ondan sonra iki sene fırını boş beklettik, gelen olmadı. Vezirhan'ın göbeğinde iki katlı bir iş yeri. Esnaflık zorlaştı ve fırıncılıkta zor bir meslek diyerek fırını sökerek kenara koyalım, burasını başka işlere verelim diye düşündük. Daha sonra çok ihtiyaç olursa da kurarız diye düşünerek o zamanlar söktük. Orasını başka yerlere kiraya verdik. Yani burada benim kardeşim için fırını kapatmam gibi bir şey yok. Kardeşim zaten fırını kapattı ve başkasına verdik ki ondan sonra gelen olmadı. Bu olay bile bizim Fidan ailesinin bu konulara ne kadar titiz davrandığını gösteren bir olay.
'NASIL İLİŞKİ KURABİLİYORLAR ANLAMIYORUM'
İkinci olaraksa nasıl bir ilişki kuruyorlar bilemiyorum ama kardeşim İpekyolu'nu Vezirhan'a kazandırdı. Bugün yaşlısı gençlisi dua eder, 25-30 kişi de ekmek yiyor. O zaman arabaları Ford marka tercih etmişler, bizde makam arabası Ford tercih ettik. Biz makam arabasını Ford aldık diye Ford kardeşime bir şeyler mi verdi? Bununla nasıl ilişki kuruyorlar bilemiyorum. Bunlar küçük şeyler.
'ÖLÜNCEYE KADAR SİYASET YAPMAYA DEVAM EDERİZ'
Özellikle şunu belirtmek istiyorum, camın arkasındaki sanal dünyadan sahte kimliklerle yorum yapanların gerçek dünyaya çıkarak, küfürden oluşan sahte siyasetlerini bırakıp, gerçek hayata girerek gerçek siyaset yapmaya başlarlarsa biz ancak o zaman siyaseti bırakıp kenara çekiliriz. Ama onlar bilgisayarın arkasında sahte isimlerle kalırlarsa ben ve benim gibiler ölünceye kadar siyaset yapmaya devam ederiz. Çünkü siyaset boşluk götürmez, buyursunlar gelsinler. Onları siyasetin içerisine bekliyoruz. Olayın ne olduğunu ne benim ne de onun tarafından araştırmadan fırsat bulunca camın arkasından küfür etmeyi nasıl kendilerine yakıştırıyorlar bilemiyorum.
İstanbul'dan arayan arkadaşla ilgili benim onun hakkında söylediğim hiçbir şey yok. Benim davam Vezirhan Belediyesi burayı neden almadı? Birilerine rant mı sağlıyor? sorusunu soruyorum. O alan arkadaş kimseyi tanımıyordur, kendince doğrusunu yapmıştır. Onunla hiçbir derdim yok. Benim davam Vezirhanla ilgili.
'NE KADAR BAĞIRIRSAN BAĞIR BU SENİN HAKLILIĞINI GÖSTERMEZ'
Mehmet başkan iki cümlede vereceği cevabı siyasete getirmiş, onu karşılamaya gitmememden yeşil alana getirmiş. Bunlara gerek yok. Karşı tarafa ne kadar bağırırsan bu senin haklılığını göstermez. Ortada bir olay var bunun cevabını verirsin. Meclis üye sayılarından bahsetmiş onuda açıklayayım. Vezirhan'da Ak Parti'nin 5, CHP'nin 3 ve MHP'nin 1 meclis üyesi var. Millet zannediyorki Ak Parti'nin başkan adayına oy verilmemiş, meclis üyeliklerine verilmiş. Öyle bir durum yok. Ak Parti Vezirhan'da il genel meclisinde 820, belediye meclisinin aldığı oy 822, belediye başkanının aldığı oy 812. Neden kaynaklandı? MHP'li arkadaşlarımızın oylarından kaynaklandı. MHP'nin il genel meclisinde oy sayısı 612, belediye meclisinde 516, belediye başkanlığında 477. Yani MHP'nin özleri il genel meclisinde partilerine belediye başkanlığında CHP'ye verdiler. Mesela bizim orada cemaatte vardır, 50-60 kişilik cemaat grubu CHP'ye verdi. Saadet Partisi'nin sol kanadı CHP'ye verdi. Sonuçta seçim oldu ve kaybettik. Biz bunun bilincinde olan insanlarız. Arkadaşı da tebrik ettik. Buradaki söylemek istediğim Vezirhan'da belediye başkanına az oy verilmedi. Ben geçen seçim 821 ile kazandım bu seçimdeyse 811 ile kaybettim. Hayatımda girdiğim 4 seçimi kaybettim, 2 seçimi kazandım. Kazanmanın da kaybetmenin de nasıl yaşandığını bilen bir insanım.
'TORUNLARIM BACAKLARIMA SARILIP AĞLADILAR'
Bu konulara çok girmek istemiyorum, mahalle kavgasına dönecek ama belediye başkanları seçimden sonra görevi törenle teslim ettikleri törene katılmadım. Onu keşke oraya gelseydi falan diyor ama beni oraya getirmeyen sebebin kendi davranışları olduğunu biliyor. Seçim olur tatlısıyla, acısıyla biter. Vezirhan'da da seçim oldu, onlar konvoylarını, eğlencelerini yaptılar, bunlar olağan şeylerdir. Aradan üç gün geçti, bizim genel merkez küçük yerlere itiraz edin demiş. Hatta beni aradılar bende 25-26 oy ile kaybettik ama Vezirhan'daki sayımlarda herhangi bir şeyin olmadığını, itiraza gerek olmadığını söyledim. Biz parti olarak itiraz ediyoruz dediler ben Bilecik'e bile gelmedim. Daha sonra Vezirhan'da bir yaygara koptu 'Yusuf başkan başkanlığı bırakmak istemiyor. 10 senedir yetmedi daha' gibi söylemler çıktı. Herkesi Bilecik'e topladılar ve telefonlarla herkesi tekrar konvoy yapmaya çağırdılar. Bilecik'ten konvoy yaparak evimin önüne kadar gelerek, küfürler, hakaretler edildi. Ben Mehmet ile Ahmet'i çok sevdiğim için bunlara sebep olan onlar diye, insanları sakinleştireceğine, galeyana getirmeye ne gerek var. Benim torunlarım bacaklarıma sarılıp ağladılar. Ben orada 10 sene görev yapmış bir insanım, düşmanlık mı yaptım? 10 sene Yusuf başkanın yanında durduk diyorsunuzda kaybedince 3 günde hırsınızı mı çıkartıyorsunuz? Onun için bende gitmedim ve uzak duruyorum.
'RANT SAĞLADIĞINI KABUL ETTİ'
Bizim orada sorduğumuz soru basitti. Bu yer Vezirhan Belediyesi'ne lazımdı, bizden başkasına yaramaz. Neden alınmadığını sorduk acaba birilerine rant mı sağlanıyor? diye sorduk. Mehmet bey, öyle demiş böyle demiş ama sonunda rant sağladığını kabul ettiğini ben sizlere anlatayım. Açıklamasında sen niye satmadın demiş. Biz satış kararı çıkarttık ama yer küçük, tesis sığmıyor. Arkasındaki arsayı da alarak birleştirelim diye düşündük, onun için satamadık. Satmaya çıkarsak kimse almaz. Karayolları oraya tesis olmaz dedi, onun için satmadık. Bir de ben orası yeşil alan demiştim yanlış dediğimi söylüyor. Doğrudur, aklımda öyle kalmış. Ön tarafının imarını değiştirirken arka tarafında değiştirmişiz demekki orası benzinlik alanıymış. Buranın benzinlik alanı olması, yeşil alan olması benim söylediklerimi etkilemiyor. Bir de şuulandırma yaparım demiş. Şuulandırmada, birinin yerinin yüzde 40'ını alarak yerlerini icabında değiştirebilirsin. Ama adamın yol kenarındaki yerini sapa bir yere veremezsin. Burası da muz cumhuriyeti değil. Şuulandırma yaparım diyor ama bilerek demiyor, bilerek dese aslında en büyük rantı sağlıyorsun diyeceğim ama bilmeyerek dediği için demiyorum. Şuulandırma yaparım arka tarafa atarım diyor ama arka taraf dediğin yer yol kenarı. Adamın hiçbir iş yapmayacak arsasının yüzde 40'ını alacak, ana yol kenarından yer verecek. İşte o zaman adama zaten rant sağlamış olursun. Adamın hiç para etmeyen bir yerdeki yerini sen ana yolun kenarına çıkarıp, birde imar vermek durumunda kalırsın. O zaman rant sağlarsın ama onu bilerek söylediğini zannetmiyorum. O bir kurtuluş arıyor.
Dört seneden beri orayı neden almadığımızı soruyor. Doğru alamadık ama öyle bir olay gerçekleşti ki, biz Bilecik'e bildirdik, Bilecik Bakanlığa bildirdi. Oradan cevap gelecekken Başbakanlık bir genelge yayınladı. Hazine satışlarını Başbakanlığa soracaksınız denildi. Zannederim cemaatle ilgili bir sorun vardı. Bu tür satışlar oraya gittiği için gecikti. Milletvekilleri bile gidip söyleyemedi. Bir de orası acele olmadığı için oranın bütünlüğünü sağlayalım dedik. Bu bir beceriksizliktir belki ama mazeret olarak söylememize gerek yok.
'ŞARK KURNAZLIĞI YAPIYOR'
Birde yanlış veya eksik söylediği, insanları yanılttığı bir söylemi var. Belediyedeki hazine satışlarını kim alırsa alsın satışın yüzde 40'ı belediyeye gelir, yüzde 60'ı hazineye gider. Mehmet bey açıklamasında şark kurnazlığı yapmış, ben 170 bin lira verseydim benim 170 bin liram gidecekti ama şimdi 170 bin lirayı o verdi, oradan 65 bin lira bana geldi. Sen alsaydı sende 170 bin lira verecektin ama senin de 65 bin liranı hazine sana geri verecekti. Şark kurnazlığı yapıyor. Tabi o giderken biz geliyorduk onu bilmiyor tabi.
Esas vermek istediğiniyse burada söylüyor. 'Ben adama 5-10 bin lira fazla versem belki adam seve seve verecek bana o yeri. Bu zarar mı oluyor kar mı? Ben 170 bin liraya alsaydım 170 bin lira kasadan çıkacaktı. Belki o adamdan alacağım, anlaşacağız. Belki o adam iyi bir insan. Adamla görüştüğümüz yok belki bir gün gelir anlaşırız. İnsanlar konuşa konuşa anlaşır' diyor. Benim zaten demek istediğim bu. Sen 170 bin liraya almadın bu adama şimdi 5 veya 10 bin lira fazla vereceksin veya o adam kaç liraya verecekse o fiyata alacaksın. Sen oradan almadım bu adamdan alacağım diyorsun. Bu adam belki iyi niyetli 5-10 bin lira fazlasına verecek diyor. Belki adam bedavaya verecek Mehmet başkan bilemezsin, belki Vezirhan'a hediye etmek için aldı orasını.
'KIVIRMASINA GEREK YOKTU'
İşte burada şunu söyleyeyim bu alışverişte o adamın yaptığı kar. 170 bin liranın üzerine o adam bir kuruş fazlaya satsa adamın karıdır. Kaç liraya satacaktır, biz onu bilmiyoruz. Bu olayların hepsinde birilerine bilerek ya da bilmeyerek rant sağlanmaktadır. O adama 170 bin liranın üzerinde vereceği her para belediyeye ettirdiği zarardır. O adama kızıp burayı almıyorum derse de belediyeyi 2-3 milyar zarara sokar. Bundan sonrasına bakacağı, değerlendireceğiz. Yani çok kıvırmasına, oraya buraya atmasına gerek yoktu. Bunu söyleyebilirdi. Hata ettiğini, öngöremediğini söyleyebilirdi.
'VEZİRHAN'I SADECE O SEVMİYOR'
Vezirhan'ı sadece o sevmiyor, onun tekelinde değil. Vezirhan sevdalısı olduğunu söylüyor. Sen seviyorsan 10 sene belediye başkanlığı yapmış bir insan sevmez mi? Bende seviyorum. Ona tavsiyem Vezirhan'ı fazla sevmesin, sadece görevini yapsın. Bazı insanlar vardır çocuğunu severken öldürür. O da çok sevdiği için böyle yanlışlıklar yapıyor. Ak Parti olarak bunun takibindeyiz, burada bir yanlış yapılmıştır. Bu zararın neresinden dönülürse kardır. O adamdan kaç paraya kurtaracağız bilmiyorum.
Ben bu konunun başka yerlere dağılmasından dolayı hem Vezirhan hem Bilecik kamuoyundan özür diliyorum. Ben siyasi ihtirası olan bir insan değilim. Mehmet başkan hala kendini başkan zannediyor şeklinde yorumlarda bulunmuş. Başkan zannederim, ben 10 sene belediye başkanlığı yaptım. Bende emekli olmuşum kendimi başkan zannediyorum. Dediğim gibi Vezirhan'ı sevmek sadece onun tekelinde değil. Bu tür şeylere girmek istemezdim tekrar özür diliyorum."