Anahtar Parti’den SEGE açıklaması
Anahtar Parti Bilecik İl Başkanı M. Serkan Kısacık, SEGE kapsamında Bilecik’in 26’ncı sırada yer almasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Anahtar Parti Bilecik İl Başkanı M. Serkan Kısacık, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından “İllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması (SEGE)” kapsamında Bilecik’in 26’ncı sırada yer almasına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bilecik’in kendine 26’ncı sırada yer almasının Bilecik’in sanayi tedarik zincirindeki yerini ve nitelikli işgücünü yansıtmadığını ifade eden Serkan Kısacık, “Bilecik’te Ar-Ge, lojistik ve KOBİ’lere yönelik seçici teşvikler devreye girerse il hızlıca bir üst kümeye atlayabilir; bu da yerel-merkez uyumunu değil, adil kaynak tahsisini gerektirir” dedi.
M. Serkan Kısacık, açıklamasında, şunları kaydetti:
“Pandemi ve 6 Şubat depremleri, bölgesel kalkınma yapısını derinden sarsmış; özellikle sanayi politikalarındaki hatalar ve terör nedeniyle batı şehirlerinde yoğun nüfus birikimi oluşmuş, Marmara’nın fiziki kapasitesi aşılmıştır. Bugün deprem riski, altyapı baskısı, hava kirliliği ve yaşam kalitesi düşüşü Türkiye’nin geleceğini tehdit etmektedir. Sanayinin Anadolu’da yeniden konumlandırılması; liman bağlantılı, yeşil-dijital dönüşümü destekleyen, iş gücü ve sosyal yaşam altyapısıyla bütünleşmiş yeni bir üretim ekosistemi kurulması zorunluluktur.
SEGE verileri bize şunu söylüyor: Üretim, yatırım ve istihdam belli bölgelerde aşırı yoğunlaşırken, diğer bölgelerde kaynaklar atıl bırakılıyor. Bu durum gelir uçurumunu büyütüyor, kalkınmayı sürdürülemez kılıyor.
Marmara’nın eşiğinde 26. sıra, Bilecik’in sanayi tedarik zincirindeki yerini ve nitelikli işgücünü yansıtmıyor; sorun, ölçek ve finansmana erişimdeki yapısal eşitsizliklerin merkezî politikalarla derinleşmesi. Bursa-Eskişehir eksenine sıkışan yatırım tercihleri yerine, Bilecik’te Ar-Ge, lojistik ve KOBİ’lere yönelik seçici teşvikler devreye girerse il hızlıca bir üst kümeye atlayabilir; bu da yerel-merkez uyumunu değil, adil kaynak tahsisini gerektirir.
Yatırımlar ekonomik potansiyelin yanı sıra sosyal faydayı da gözetmeli. OSB'ler, tarıma dayalı ihtisas bölgeleri, turizm koridorları, mesleki eğitim, kadın-genç istihdamı, dijital erişim ve ulaşım ağları bölgesel farkları azaltacak temel alanlardır. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, sağlık-eğitim-kültür yatırımlarıyla desteklenmelidir.
Her bölge kendi kimliği ve üretim yapısıyla katma değer yaratabilecek güçtedir. Bölgesel eşitsizlik kader değildir; bu ülkenin her ili güçlü bir geleceği hakediyor."

Bu haber toplam 49 defa okunmuştur

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.