İlhami Hoca’nın yeni kitabı çıktı
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhami Yurdakul’un “Bir Harf Bir Medeniyet: Mim Kitabı” çıktı.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhami Yurdakul’un “Bir Harf Bir Medeniyet: Mim Kitabı” çıktı.
Prof. Dr. İlhami Yurdakul’dan, kültür ve medeniyetimizin “mim” süzgecinden geçirildiği yepyeni bir kültür tarihi çalışması: Bir Harf Bir Medeniyet: Mim Kitabı. Yurdakul, yazının tarihinden başlayarak genelde medeniyetleri özelde ise Türk-İslam medeniyetini “mim” harfi sembolizmi üzerinden adeta resmediyor. Sanattan edebiyata, siyasetten tasavvufa, sözlü kültürden bürokrasiye, mistisizmden rüya tabirlerine, medreseden mektebe, ebced hesabından musikiye ve gizli teşkilatlara kadar hemen her alanda kullanılan “mim” harfi sembolizmi, ilk defa bir harf monografisi olarak bir arada.
* Orduda, maliyede, yargıda, İslam hukukunda ve merkez bürokrasisinde “mim” rumuzu hangi anlamlarda kullanılmıştır?
* Sultan II. Abdülhamid, sadrazamın mühür ve mim rumuzu kullanmasını neden yasaklamıştır?
* Matbaada “mim başı” ve “mim uzatmak” deyimi ne anlama gelmektedir?
* Hat sanatında “mim” harfi hangi usulle yazılmıştır?
* Edebiyatta sevgilinin ağzı neden “mim”e benzetilmiştir?
* Tasavvufta “mim perdesi” ifadesi ve “yedi mim duası” nasıl izah edilmiştir?
* Rüya tabirlerinde “mim” rumuzu hangi anlamlara gelmektedir?
* İstiklâl Savaşı’nda kurulan “Mim Mim Grubu” nasıl çalışmıştır?
* İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerinin şifreli kelimesi ve “mim” rumuzunun anlamı nedir?
Türk-İslam kültür ve medeniyetinin maddi kültür varlıkları ve düşüncesinin izahında “mim” harfinin daha nice gizemli bir sembol olarak yeri tek kitapta…
Prof. Dr. İlhami Yurdakul, tek bir harfin bile araştırma konusu olabileceğini, hakkında zengin malzemelerin bulunabileceğini ve alana özgün katkı sunabileceğini gösteriyor. Kültür tarihini “mim” perspektifinden, belgeler ve görseller eşliğinde okumak isteyenler için vazgeçilmez bir çalışma.
Diğer yandan, İlhami Yurdakul kitabının önsözünde okuyucularına şu sözlerle hitap ediyor:
“Kültür ve medeniyet, süreklilik arz eder ve bir devletin ömrünün çok ötesinde yüzyıllara meydan okuyarak varolur. Yaklaşık bin yıl kullandığımız Arap menşeli Türk elifbasıyla kaleme alınan Osmanlı Türkçesi; resmi yazılar, telif eserler, sanat eserleri ve maddi kültür varlıkları da yüzyıllara dayanan böyle bir birikimin ürünüdür. Bu nedenle kültür ve medeniyet çalışmaları daha uzun ve geniş bir zaman ve saha araştırmasını zorunlu kılar. Ülkemizde bu alandaki çalışmalar ise henüz emekleme safhasındadır. Osmanlı – Türk Elifbasında yer alan ve yazılı metinlerde karşımıza çıkan mim harfi rumuzunu anlamak ile konuyla ilgili geniş bir kültür birikimine sahip olmayı gerektirir.
Bir Harf Bir Medeniyet: Mim Kitabı’nın da, her kitap gibi, kendine has bir öyküsü vardır. Şöyle ki başbakanlık Osmanlı arşivinde defter ve belge serilerinin bilgisayar ortamına aktarılması çalışmaların başlamasına kadar araştırmacılar, hem kendi hem de kendi araştırma konularına dair defter ve belge serilerinin incelemek zorundaydı. Özellikle defterlerdeki hangi belgenin araştırmacının kendi araştırma konusuyla doğrudan ilgili olduğunu anlaması bununla mümkündü. Bende doktora tez konumla ilgili arşiv çalışmalarını yürüttüğüm sırada, ilmiye konusunun yanı sıra Osmanlı bürokrasisine dair temel düzenlemelere ışık tutacak her türlü belgeyi biriki kelime ile not ederdim. Bunlara dair el yazısı bilgi fişlerinin bir kısmının kenarına da önem derecesine bağlı olarak bir veya daha fazla yıldız koyup ‘ilginç makale veya sempozyum konusu’ diye not düşerdim. (1997-2004).
Bu çalışmalarım sırasında karşıma çıkan belgelerden biri de II. Abdülhamid’in sadrazamı mühür ve mim rumuzunu kullanmasını yasaklaması ve sadrazamın arzlarında mim rumuzu yerine ismini bizzat yazması emriydi. Sadrazam bu emirden ciddi olarak rencide olmuştu. Siyasi bir krize dönüşen bu problemi anlamak için mim harfinin peşine düştüm. Ancak mim çalışmasını bir monografiye dönüştürmek ve konuyla ilgili dökümanları bulmak hiç kolay değildi. Bu yüzden bir harfin izini yaklaşık 20 yıl sürdüm. Nihayet yıllar sonra bir harf, bir kitaba dönüştü. Dolayısıyla mim rumuzunun Osmanlı-Türk kültüründe kullanımının tespiti, bir harfin bile toplum ve kültür hayatında nedenli önemli ve büyük bir zenginlik olduğunu gösterdi.
Bu çalışmada konunun daha anlaşılır olması için girişte resim, harf, yazı, civilization, medeniyet, milli kültür-hars ve medeniyet kavramları ile tarihleri üzerinde durdum. Kitabı, mim rumuzunun kullanım alanlarına göre kendi içinde beş ana bölüme ayırdım. Birinci bölümde Osmanlı- Türk yazma – basma eserlerde, hat sanatında ve divan edebiyatında; ikinci bölümde Osmanlı – Türk dini ve tasavvufi hayatında; üçüncü bölümde Osmanlı – Türk kültüründe ve gizli ilimlerde; dördüncü bölümde Osmanlı – Türk bürokrasisinde; beşinci bölümde II. Abdülhamid’in de merkezinde olduğu yetki ve güç ile ilgili siysi konularda mim rumuzunun kullanımını inceledim. Yerine göre her başlıkta konunun daha anlaşılır olması için mim rumuzu görsellerine yer verdim.
Mim harfinin tarihinin bir monografi olarak yazılması, tek bir harfin bile araştırma konusu olabileceğini, hakkında zengin malzemelerin bulunabileceğini ve alana özgün katkı sunabileceğini göstermesi bakımından önemlidir. Bu kitabın hazırlanmasında pek çok kıymetli meslektaşımın katkısını gördüm. Öyle ki bu kitabın isim babası akademideki yoldaşım ve kıymetli arkadaşım Prof. Dr. Bilgin Aydın oldu. Kıymetli doktora öğrencim ve meslektaşım Dr. Ali Okumuş literatür taramasında önemli destek sağladı. Ayrıca Doç. Dr. Mehmet Özdemir, Doç. Dr. Ömerül Faruk Bölükbaşı, Prof. Dr. Murat Uluskan, Doç. Dr. Ahmet Önal ve Prof. Dr. Ali Akyıldız konuyla ilgili denk geldikleri mim rumuzlarını benimle paylaştı.
İki kapak arasına giren kitabın ilk okuyucusu Dr. Ali Okumuş, ikinci okuyucusu kıymetli mesai arkadaşım Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Hukuk Müşaviri Emine Temiz, üçüncü okuyucusu ömrünü arşivlere ve kitaba vermiş kıymetli dostum Maltepe Üniversitesi Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanı Mustafa Serin, dördünü okuyucusu kıymetli kardeşim ve mesai arkadaşım Türk Dili ve Edebaliyatı bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. H.İbrahim Demirkazık oldu. Kitabın ilk okuyucuları tashih ve önerileri ile metnin olgunlaşmasına ciddi katkı sundular.
Katabın editörü Zeynep Berktaş ve Timaş yayın ekibi de mim harfinin kitaba dönüşmesine son noktada kıymetli katkılar verdiler ve görünür kıldılar. Böylece ben de bir karınca misali, Osmanlı – Türk kültürü ve medeniyetine bir mim düşürme yolunda 20 yıl sabırla yürüdüm. Yolculuğun sonunda kültür ve medeniyetimizin daha iyi anlaşılmasına, eksik ve hatalarıyla, küçük bir katkı yaptım. Bu katkı benim için büyük bir bahtiyarlık oldu.”
Bu haber toplam 2005 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.