Maalesef Türkiye bu savaşı kaybetti

Maalesef Türkiye bu savaşı kaybetti

Yücel KAYA / Yeni Akit

Yeni Akit Gazetesi yazarlarından Yücel Kaya'nın 7 Ağustos tarihli "Maalesef Türkiye bu savaşı kaybetti" başlıklı köşe yazısını önemine binaen yayınlıyoruz:

Bir zamanlar savaşlar toprak içindi. Tank yürür, tüfek konuşur, düşman postalıyla gelirdi. Şimdi artık tank yok. Tüfek yok.

Savaş devam ediyor ama cephesi değişti.

Artık hedef: zihinlerimiz.

Tanklar sokaklara değil, ekranlara girdi.

Bayrak dikmediler; logo bastılar.

Kışla kurmadılar; AVM açtılar.

İşgali askerle değil, içerikle yaptılar.

***

Düşman önceden gelir, çocukları öldürür, kadınlara tecavüz ederdi.

Şimdi sadece kadınlar değil, çocuklar da erkekler de iğfal ediliyor!

Zihinlerimiz tecavüze uğruyor her daim.

***

Öyle bir işgal ki; kan dökmeden can alıyor.

Öyle bir savaş ki; beden hayatta, ruh çoktan toprağa verilmiş.

***

Bugün sokakta yürüyen bir genç kız; zihni iğfal edilmiş, batı değerlerine gebe kalmış beyni ve artık yerli olmayan iradesiyle ‘Özgür ve cesur olmak’ istiyor.

Ne hayâ kaldı ne izzet.

Artık çıplak değil, çırılçıplak oldular.

Özgürlük diye pazarlanan şey; edepsizliğin ta kendisi.

Modanın adı altında iffetsizlik yürütülüyor.

Başını örten kızımız gerici,

Göbeğini, kalçasını sergileyen “cesur ve çağdaş” tanımlandı.

Zulüm ters yüz edildi.

***

Başörtüsünü açtırmamak için kurşunlara yürüyen şehit kadınlarımızın adını bile hatırlamıyor kimse.

Tıpkı iman gibi.

Tıpkı haya gibi.

Tıpkı Allah korkusu gibi.

Bugün “bedenime karışamazsın” diye bağıranlar, aynı bedeni pazara çıkarıyor.

“Ben o…yum, sana ne?”

“Velevki i.neyim!”

Bu sözler sokakta pankart oldu.

Ve biz, sadece izledik.

Evet, izledik.

O ekranlardan giren tankları,

Zihinleri delen kurşunları,

Evlatlarımızı vuran propagandayı sadece izledik.

***

Hırsızlık eskiden yüz kızartıcıydı. Ar meselesiydi.

Şimdi yolsuzluk yapanın arkasında miting düzenleniyor.

Ahlâksızlık özgürlük oldu.

Rezillik "hak arayışı" diye sunuluyor.

Ne haya kaldı ne de ar.

***

Sahi ne kaldı geriye?

Ne kaldı bizden?

İçinde Kur’an okunmayan evler mi?

Hayâsızlığın moda olduğu sokaklar mı?

Ağzında Allah adı geçmeyen gençlik mi?

Dinle, diyanetle alay eden gazeteler ve ekranlar mı?

Ve her şeye alışmış, her şeyi normalleştirmiş, her kötülüğü içselleştirmiş bir toplum mu?

***

Evet, bu bir savaştı.

Ama cephede değil.

Cep telefonunda oldu.

Dizide, klipte, reklamda, haberde, hashtag’te, Twitter’da yapıldı.

Evet, bu bir savaştı.

Ve biz maalesef bu savaşı kaybettik.

***

“Savaş, ölünce değil; düşmana benzeyince kaybedilir.”

Diyordu bir bilge kral,

Ve biz o düşmana benzedik.

Sadece kıyafetimizle değil.

Düşüncemizle, hayat tarzımızla, ilişkilerimizle, ahlâkımızla...

Onlar gibi düşündük, onlar gibi giyindik, onlar gibi yaşadık.

Ve fark etmeden onlar gibi öldük bedenimizin içinde.

***

Artık evlatlarımız bizim değil.

Disney’in, Netflix’in, TikTok’un, Hollywood’un evlatları onlar.

Kahramanları Amerikalı, müziği Batılı, değerleri dinsiz, sözleri hayasız.

Bu bir savaştı ve

Maalesef Türkiye bu savaşı kaybetti.

“Asra andolsun ki, insan hüsrandadır.”

“Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç.”

Bir avuç insan...

Ancak bir avuç insan bu tufandan kurtulabilir.

Şimdi soru şu:

Sen o bir avuçtan mısın?

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 393 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.