Masalların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

Masalların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi

Masallar, insanlık tarihinin en eski anlatı biçimlerinden biridir. Kültürel aktarımın, ahlaki değerlerin, hayal gücünün ve dilin en etkili biçimde işlendiği bu anlatılar, çocuk gelişiminin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Masallar, insanlık tarihinin en eski anlatı biçimlerinden biridir. Kültürel aktarımın, ahlaki değerlerin, hayal gücünün ve dilin en etkili biçimde işlendiği bu anlatılar, çocuk gelişiminin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Masallar yalnızca birer eğlence aracı değil, aynı zamanda çocuğun bilişsel, duygusal, sosyal ve dil gelişimini derinlemesine etkileyen bir öğrenme aracıdır. Günümüzde yapılan psikolojik, pedagojik ve nörolojik araştırmalar, masal dinlemenin veya okumanın çocukların zihinsel yapısında kalıcı izler bıraktığını göstermektedir. Özellikle okul öncesi dönemde, masallar çocuğun düşünme, empati kurma, problem çözme ve dil becerilerini geliştiren temel bir unsurdur.

Masalların çocuklar üzerindeki etkisini anlamak için öncelikle bu anlatıların yapısına bakmak gerekir. Masallar, çocukların henüz soyut düşünme yetisinin tam gelişmediği dönemde semboller aracılığıyla soyut kavramları somutlaştırır. Örneğin, iyi ve kötü arasındaki mücadele, kahramanın yolculuğu, fedakârlık ve adalet gibi temalar aracılığıyla çocuklara evrensel değerler aktarılır. Bu süreçte çocuk, karakterlerle özdeşim kurar; onların yaşadığı olayları kendi iç dünyasında yeniden inşa eder. Jung’un arketip kuramı, masalların bilinçaltındaki evrensel semboller aracılığıyla bireyin iç dünyasını şekillendirdiğini vurgular. Dolayısıyla masallar, yalnızca bir anlatı değil, aynı zamanda çocuğun kişilik gelişimini yönlendiren bilinçaltı rehberlerdir.

Modern psikoloji, masal dinlemenin çocukların duygusal zekâsını geliştirdiğini göstermektedir. Daniel Goleman’ın duygusal zeka kuramına göre, empati, özdenetim, öz farkındalık ve sosyal beceriler çocuklukta gelişir. Masal dinleyen bir çocuk, karakterlerin duygularını anlamaya ve olaylar arasındaki duygusal bağları kurmaya başlar. Bu, çocuğun kendi duygularını tanıma ve ifade etme becerisini güçlendirir. Örneğin, masal kahramanının korktuğu, cesaret gösterdiği veya sevindiği anlar, çocuğun kendi duygularını gözlemlemesine imkân tanır. Araştırmalar, düzenli olarak masal dinleyen çocukların duygusal ifadelerinin daha zengin, empati düzeylerinin ise daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.

Masallar aynı zamanda bilişsel gelişimin önemli bir aracıdır. Çocuk, masal dinlerken olay örgüsünü anlamlandırmak, karakterler arası ilişkileri çözümlemek ve neden-sonuç ilişkilerini kurmak zorundadır. Bu, bilişsel süreçleri aktif hale getirir. Vygotsky’nin “yakınsak gelişim alanı” kuramına göre, çocuk, kendi başına çözemediği problemleri yetişkin desteğiyle öğrenir. Masal anlatımı sırasında ebeveynin veya öğretmenin rehberliği, çocuğun bilişsel kapasitesini bir üst düzeye taşır. Masallarda geçen tekrarlar, ritmik anlatımlar ve kalıplaşmış ifadeler, çocukların bellek gelişimini de destekler. Dilbilimsel olarak incelendiğinde, masallar çocukların kelime dağarcığını genişletmekte, anlatım becerilerini güçlendirmekte ve dil farkındalığını artırmaktadır. Özellikle okul öncesi dönemde düzenli olarak masal oku etkinlikleri yapmak, çocukların okuma alışkanlığını destekler ve dil gelişimine büyük katkı sağlar.

Masalların çocuk gelişiminde bir diğer önemli boyutu, hayal gücü üzerindeki etkisidir. Hayal gücü, yaratıcılığın temel kaynağıdır ve çocukların problem çözme becerilerini destekler. Masallar, çocukların gerçeklik ile düş arasındaki sınırları güvenli bir ortamda keşfetmelerine imkân tanır. Çocuk, fantastik unsurlarla dolu bir dünyada sınırlarını zorlamayı öğrenir. Bir ejderhayla savaşmak, büyülü bir ormanda kaybolmak ya da prensesi kurtarmak gibi temalar, çocuğun zihinsel simülasyon yapma kapasitesini artırır. Nöropsikolojik araştırmalar, masal dinlerken beynin ön korteks ve limbik sistem bölgelerinin birlikte aktive olduğunu göstermektedir. Bu durum, hayal kurma ile duygusal öğrenme arasında güçlü bir bağın bulunduğunu kanıtlar niteliktedir.

Masalların çocuk üzerindeki etkisi yalnızca bireysel gelişimle sınırlı değildir. Masal anlatımı, toplumsal değerlerin ve kültürel kimliğin aktarılmasında da kritik rol oynar. Her kültürün kendi masal repertuarı, o toplumun değer yargılarını, ahlak anlayışını ve yaşam felsefesini yansıtır. Türk masalları incelendiğinde, yardımseverlik, adalet, dürüstlük, sabır ve çalışkanlık gibi temaların sıkça işlendiği görülür. Bu yönüyle masallar, çocukların kültürel kimlik geliştirmesine katkı sağlar. Masallar aracılığıyla çocuk, ait olduğu toplumun değerlerini öğrenirken aynı zamanda evrensel insani değerlere de aşina olur.

Özellikle okul öncesi dönemde anlatılan 4 yaş masalları bu süreci destekler niteliktedir. Bu yaş grubundaki çocuklar, soyut kavramları anlamlandırmada zorluk yaşadıkları için, sembolik anlatım onların dünyasına en uygun dil biçimidir. Masallar, bu yaşta çocuklara güven duygusu kazandırır. Çünkü masalların sonunda genellikle iyilik kazanır ve adalet yerini bulur. Bu durum, çocuğun dünyaya dair güvenli bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olur. Psikanalitik açıdan bakıldığında ise, masallar çocukların bastırılmış korkularını, endişelerini ve arzularını sembolik olarak dışa vurmasına olanak tanır. Bruno Bettelheim, “The Uses of Enchantment” adlı eserinde, masalların çocukların ruhsal dengesini korumada önemli bir işlev gördüğünü belirtmiştir. Masalın sonunda kahramanın zaferi, çocuğun kendi içsel çatışmalarını çözümlemesine benzer bir rahatlama yaratır.

Masalların bir diğer güçlü yönü, ebeveyn ve çocuk arasındaki iletişimi derinleştirmesidir. Masal anlatımı, ebeveynin çocuğa zaman ayırdığı, onunla duygusal bağ kurduğu özel bir an yaratır. Bu süreçte çocuk, ebeveynin ses tonundan, mimiklerinden, duygusal tepkilerinden etkilenir. Nöropsikolojik araştırmalar, ebeveynin çocukla birlikte kitap okuduğu veya masal anlattığı anlarda çocuk beyninde oksitosin hormonunun salgılandığını göstermektedir. Bu hormon, güven ve bağlanma hissini artırır. Dolayısıyla masal anlatımı, sadece bir dil etkinliği değil, aynı zamanda duygusal bir bağ kurma aracıdır. Günümüzün hızlı yaşam temposu içinde ebeveynlerin çocuklarıyla bu tür etkileşimli zamanlar geçirmesi, duygusal yakınlığın korunması açısından büyük önem taşır.

Masal dinlemek, çocukların duygusal dayanıklılığını da artırır. Masallarda sıkça rastlanan zorluklar, kayıplar ve mücadeleler, çocuğun hayata dair gerçeklikleri güvenli bir çerçevede deneyimlemesine imkân verir. Kahramanların zorluklar karşısında yılmadan mücadele etmeleri, çocuklara direnç ve umut aşılar. Bu durum, çocukların stresle başa çıkma mekanizmalarını geliştirir. Özellikle modern dünyada çocuklar, bilgi bombardımanı ve dijital ekranların pasifleştirici etkisi altında kaldıkları için, masallar onların aktif düşünme süreçlerini yeniden canlandırır.

Masalların çocuk gelişimine katkısı yalnızca teorik düzeyde değil, uygulamalı araştırmalarla da desteklenmiştir. Örneğin, 2018 yılında yapılan bir nörolojik çalışmada, masal dinleyen çocukların prefrontal korteks bölgelerinde artan sinirsel aktivite gözlemlenmiştir. Bu bölge, karar verme, dikkat ve planlama gibi yürütücü işlevlerle ilişkilidir. Başka bir araştırmada ise, haftada en az üç kez masal dinleyen çocukların kelime hazinesinin, masal dinlemeyenlere göre %25 oranında daha geniş olduğu saptanmıştır. Ayrıca masal dinleyen çocukların okuma-yazma becerilerinde daha hızlı ilerleme kaydettikleri görülmüştür.

Masallar aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri ve kimlik gelişimi açısından da önemli bir alan sunar. Geleneksel masallarda sıklıkla görülen iyi kalpli prensesler, cesur prensler ve kötü karakterler, çocukların toplumsal roller hakkında farkındalık kazanmalarına aracılık eder. Ancak günümüzde bu temsiller eleştirel biçimde yeniden değerlendirilmektedir. Modern pedagojik yaklaşımlar, çocuklara hem klasik hem de alternatif anlatılar sunmanın önemini vurgular. Bu noktada, örneğin prenses masalları gibi türler, kız çocuklarının kimlik gelişiminde hem idealize edilmiş hem de eleştirel bir rol oynayabilir. Ebeveynlerin bu tür masalları çocuklarıyla birlikte değerlendirerek, karakterlerin davranışları üzerine konuşmaları, çocukta eleştirel düşünme becerisini geliştirir.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 9 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.