Değerli okuyucularım bu hafta sizlere irade hastalıkları konusundaki serimizin son yazısını sunacağız. Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi irade yaşamsal başarılarımız için son derece önemlidir. Böylesi önemli bir konuyu üç haftaya sığdırmak olanaksızdır. Hele konunun en yetkin bilim insanlarından birisinin eserini özetleyebilmek daha zor. En azından konu ve yazar hakkında bir farkındalık yaratabilmek bile önemli. Şimdi Théodule-Armand Ribot’un İrade Hastalıkları isimli kitabının konusu olan irade bozukluklarını özetleyelim.
Yazara göre irade rahatsızlıklarının en önemli kısmı irade dağılmalarıdır. Güçsüz irade durumları çığırından çıkmış düzenekleri gösterir. Yazar bu irade dağılmalarını iki ana alt başlıkta ele almaktadır. Birincisi, zorunluluk yokluğundan ileri gelen zayıflamalar, ikincisi de zorunluluk aşırılığından ileri gelen zayıflamalardır.
İlk sırada ele aldığımız zorunluluk yokluğundan ileri gelen zayıflamalar irade yitimi olarak tanımlanabilmektedir. İrade yitimi aslında bir güçsüzlüktür. Burada zayıf iradeler, ki bu bir hastalık olarak tanımlanmakta. “Hastalar aklın gereklerine göre içlerinden istemesini biliyor, yapmak arzusunu duyabiliyorlar, fakat gerçekleştirmekten yoksundurlar.” Erişme güçlerinin üzerinde bir olanaksızlık vardır. Çalışmak istedikleri halde çalışamıyorlar. İradeleri bazı sınırları aşamıyor.
İkinci sırada yer alan aşırı zorunluluklar durumunda, zihinsel uyum, yani zeki insan ile çevrenin ilişkisi normal olduğu halde eyleme neden olan zorunluluğun yok olduğu, pek zayıf veya yetersiz olduğu olaylarda gözlemlenmektedir Konu teknik olarak şöyle özetlenebilir. Zihinsel çalışmanın temeli olan beyinsel eylemler kötü durumda değildir. Fakat bunlarda duyguların fizyolojik karşılıkları olan karışık durumlar yoktur. Eylem yokluğunu doğuran da bu noktadır.
Yazar, bundan sonra uzun uzun irade hastalık örneklerini detaylarıyla anlatmaktadır. Burada bahsedilen kişilikler psikolojik olarak normal algılansalar bile gerçekte sağlıksız tipler olmaktadır. İleride kitap günümüz diline çevrilip yayınlanırsa okurlarımız detaylara hâkim olacaklardır.
Sonuç bölümü yine oldukça teknik biçimde ele alınmıştır. Burada irade hastalıklarını iyileştirme ve normal duruma getirme yöntemleri arayışına girilmiştir. Dilerseniz buradan küçük aktarımlar yapalım.
- Konu itibariyle istem, yani arkasından eylemler gelen bir seçim vardır. İstemin oluşması için bazı şartlar zorunludur. Örneğin bir zorunluluk veya durdurma eksikliği; otomatik bir davranışın, bir yönelimin arzunun aşırılığı, bir değişmez fikir, istemin bir saniye, bir saat bir gün veya yaşamın bir devrinde oluşmasına engel olur. Bu zorunlu ve yeterli olan şartların tümüne irade adı verilir. İrade, bir sonuçlar toplamı, öğelerine göre bir değişen bir birikim olduğu halde, istemlere oranla bir nedendir. Bunu bize bozukluklar/hastalıklar kanıtladı.
- İrade dağılmasını adım adım izledikten sonra bizce ortaya çıkan temel oluşum şudur: İrade karmaşıklık ve dereceleme konularında değişken bir ahenk, bir düzen eylemidir. Bu ahenk her istemin varlık şartıdır ve bunun tümüyle veya kısmen bozulmasına göre istem bozulur veya arızalanır.
- Aptallarda iradenin var olma şartları olmadığı için oluşamaz. Fikirsel ve duygusal melekelerin körlenmesi iradesel çabanın ortaya çıkmasını olanaksız kılıyor. Burada bir kez daha kanıtlanıyor ki irade ölü bir “meleke” olmayıp bir gelişmeden doğan, kazanılmış karmaşık bir durumdur.
Değerli okuyucularım bu hafta irade konusunu sonlandırıyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi konu biraz soyut ve kavramsaldır. İrade hastalıkları konusunu en kapsamlı şekilde ele alan değerli bilim insanı Théodule-Armand Ribot’yu ve eserini bir kez daha hatırlamış olduk. Gelecek yazımızda yeni bir konuda görüşmek dileğiyle.