CUMA SELAMLIĞI - ELİF GÜNAL
Yavuz Sultan Selim’in Memlûkler ile yapmış olduğu Ridaniye zaferinden sonra Hilafet Osmanlılara geçmişti. Hilafetin Osmanlılara geçmesinden sonra Cuma namazları resmiyet kazandı.
Osmanlı padişahları Cuma namazını kılmak için Selatin camilerine görkemli bir törenle gitmekteydiler. Hatta bu merasim Batılı seyyahların hatıratlarında da bahsedilmektedir.
Cuma günleri öğle vaktinden önce saray kapısından itibaren gidilecek olan camiinin mesafesine göre uygun bir şekilde sokak başlarında yeniçeri askeriyle bir miktar sipahi selam dururlardı. Solakların ve Peyklerin göz alıcı kıyafetleriyle padişahın çevresinde ve önünde bu alay yer alırdı. Padişahın at üzerinde gitmesi bir adetti. Padişahlar Cuma namazlarını öncelikle Ayasofya, Bayezıd, Sultan Ahmed ve Eyüp Sultan gibi selatin camilerinde eda ederlerdi.
Cuma alayı ya da Selamlık Resmi Alisi sadece saray halkı için değil Osmanlı toplumunda da büyük önem taşımaktaydı. Halk ile padişahın bütünleşmesini sağlayan Cuma merasiminde, halk istek ve şikâyetlerini padişaha bildirirlerdi. Türk, Yahudi ve Hristiyan herkesin katıldığı bu törene İsveçli diplomatında Gustav Celsing’in de katıldığı ve Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’yı şikâyet etmek için camiye gitmekte olan Sultan III. Ahmed’e şikâyetnamesini takdim ettiği kaynaklarda geçmektedir.
Sadrazam ve diğer üst yöneticilerden şikâyeti olan halk, padişahla görüşebilmek için bu günü beklerdi. Fakat padişahın hangi camiye gideceği önceden tespit edildiği için sadrazam ve diğer üst yetkililer halkın padişaha ulaşmasına engel olmaktaydılar. Bu durum karşısında da halk bu engeli aşmak için uzaktan bir paçavrayı ya da hasır parçasını yakarak uzunca bir sopa üzerinde tutarak padişahın dikkatini çekmeye çalışırlardı. Doğrudan padişaha görevli olanlar ise bu kişilerin padişahla görüşmesini sağlardı.
Taşrada bulunan şehzadeler, sancak beyleri ve beylerbeyi gibi yöneticilerinde Cuma namazlarını merasimle gerçekleştirmiş ve halk arzuhâllerini yazılı olarak bildirmiştir.
18.yüzyıldan sonra halkın arzuhallerini ulaştırmasında kolaylıklar oldu. Camide saflar arasında gezen padişaha bağlı görevliler arzuhalleri toplayarak ma’rûzât-ı rikabiyye adıyla özetleri padişaha sunardı.
Cuma selamlığı resmi bir tören olmasına rağmen III. Murad, yeniçerilerin taşkınlığından çekinerek son iki yılında Cuma selamlığına çıkmamıştır. I. Mustafa ise akıl hastası olmasından dolayı bu merasimin yapılmadığı görülmüştür.
Cuma selamlığı sırasında suikast girişimlerinin de olduğu görülmüştür. 10 Temmuz 1792 tarihinde III.Selim’e Ayasofya Camii’nde, 21 Temmuz 1905’te ise Sultan Abdülhamid’e Hamidiye Camii’nde Cuma selamlığı sırasında başarısız suikast girişimleri olmuştur.
Son Cuma selamlığı 29 Şubat 1924 tarihinde Halife Abdülmecid Efendi tarafından yapıldı.
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.