'İNANIN, ÇALIŞIN VE BAŞARIN'

'İNANIN, ÇALIŞIN VE BAŞARIN'

Belediye Başkanı Selim Yağcı, genç nesillere altın öğütlerde bulundu. Dursun Fakıh İmam Hatip Ortaokulu tarafından çıkartılan Genç Kayılar Dergisi'ne röportaj veren Başkan Yağcı,"İnanın, çalışın ve başarın" dedi. 

Öğrencilerin kendisine yönelttikleri sorulara içtenlikle cevaplar veren Başkan Yağcı, öğrencilik dönemlerinden siyasi kariyerine kadar birçok  konuda samimi açıklamalarda bulundu. Yağcı, genç nesillerin ilimizin ve ülkemizin kalkınmasında önemli roller üstleneceğini belirterek tecrübelerini gençlerle paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 

İşte Belediye Başkanı Selim Yağcı'nın keyifle okuyacağınız röportajı 

inanin-calisin-ve-basarin2.jpg

Bize Selim YAĞCI olarak kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz?

Bilecik’in Cumalı köyünde dünyaya geldim. İlkokulu kendi köyümde tamamladım. Ortaöğretimi ve Lise Öğretimini Bilecik, Bursa ve Çanakkale Biga İmam Hatip Lisesinde tamamladım. 1984-1988 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirip yurdumuzun değişik yerlerinde 15 yıla yakın süre ile hakimlik görevini yaptım. Bu görev içerisinde dönem dönem seçim kurulu başkanlığı da yaptım. 2004 yılından itibaren de Türkiye’nin medeniyet yolculuğunda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN önderliğinde, “Benimde bu yolculukta yüküm olsun diyerek sorumluluk hissederek çok sevdiğim ve yıllarımı verdiğim hakimlik mesleğinden istifa ederek 2004 yılında, doğduğum ve yetiştiğim şehre gelip sorunların çözülmesinde bende varım diyerek aday olan ve halkımızın oyları ile seçildim. Daha sonra sırasıyla 2004-2009 , 2009-2014, yılları arasında ve son olarak da 30 mart 2014 seçimlerinde halkımızın teveccühüne mazhar olup büyük bir sorumluluk alarak 3 dönem 13 yıldır şehrimize hizmetkarlık yapmaktan gurur duyuyorum. 2 çocuk ve 1 torun sahibi olan hizmet anlayışı sebebiyle geleceğe olan heyecanı bitmeyen, gelecek nesillerin daha müreffeh daha güzel bir Bilecik’te daha güzel bir Türkiye’de daha güzel bir dünyada yaşayabilmesi için gerekirse kendisini feda etmesi gerektiğine inanarak bu anlamda gücümün son noktasına kadar Şeyh Edebali, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi ve Orhan Gazilerin ayak izleri, gözlerinin feri olan bu topraklarda yaşayan çok değer verdiği hemşerilerine hizmet etmek çabası ve gayreti içerisinde olan bir faniyim. 

Siyasete nasıl başladınız? Gençlere bu konuda vereceğiniz öğütleriniz ne olacaktır?

Siyaset toplumu yönetme sanatıdır. Siyaset yoluyla topluma hizmet etme şansı buluyoruz. Benim hayat felsefemde, “sahiplenmediğim bir şeyi eleştirme hakkım yoktur” düşüncesine sahip bir insanım ve şehrimi her zaman seviyorum. Bilecik’te her yerde herkes beni ismimden ziyade Bilecikli Hakim olarak bilir. Aynı zamanda ben her tatilimde şehrime geldiğimde orada yapılması gerekenlere nasıl katkım olur düşüncesi içerisinde olan bir insanım. 2011 yıllarında, sıkıntı yıllarında Ak Parti gibi bir güneşin doğuşunda istedik ki şehrimizde geri kalmasın inancıyla şehrimizin gelişmesine katkı sağlama şansı bulduk. Partimizin organları ile gerekli görüşmeler yapıldıktan sonra halkımızın isteklerini bilerek siyasete katıldık. Bizim mesleğimizde (hakimlikte), istifa ettikten sonra tekrar bu mesleğe geri dönmek yoktur. Ben de yıllarımı verdiğim mesleğimi bırakarak şehrime hizmet için dokuz aday adayı içerisinde bir aday adayı olarak siyasi mücadeleye başladım. Bundan hiçbir zaman gocunmadım. Çünkü bu yolun halka hizmet yolu olduğu, halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğu inancına sahip olan, her sıkıntının niyet hayır olduğu için Cenab-ı Hak tarafından hayırla taltif edileceğine inanan bir insanım. “Ya Allah Bismillah” dedik ve siyasete bu noktada 2004 yılında hakim olarak değil de işsiz olarak belediye başkanı aday adayı olarak siyasete girdim.

Genç kardeşlerimize şunu tavsiye ederim. İnsanın hayatında iddiaları idealleri olması lazım bu ideallerin doğru olduğu inancına sahip olmalı. Bizim bu noktada şehrimize iyi hizmet edebilme hedefimiz vardır. Bu hedefin sözde değil özde olduğunu ispatlamak için işe el atmamız gerekiyordu. Çok şükür bu iddialarımızın yanlış olmadığını uygulayarak gösterdik. Çok değerli hemşerilerime bize bu fırsatı sundukları için ne kadar teşekkür etsek azdır. Bilecik başladığımız 2004 e göre bugün çok iyi ama gelecekte çok daha iyi olacağına dair inancımız tam. Sevgili gençler ideallerinizden hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Önce Allah’a inanıp sonra başarılı olacağınız inancından vazgeçmeyin.

Hakim oldunuz. İl belediye başkanı oldunuz. Birçok kimsenin ulaşamayacağı makamları gördünüz. Cumalı Köy'den çıkıp, şu anda ilin yöneten bir kişisiniz. Başarı öykünüzü özetler misiniz?

Keyif verici bir olay. Miras olarak bıraktıklarımızı, yaptığımız hizmetlerimiz ve arkada bıraktığımız hayırlı işler olarak görüyoruz. Makamlar koltuklar geçicidir ama yapılan hizmetler bırakılan eserler kalıcıdır. Biz Çiftçilikle geçimini sağlayan bir ailenin üç çocuğuyuz. Abim İmam Hatip Lisesi öğretmeni, Ablam ev hanımı, eniştemizde Müftüydü. Bizde onların yönlendirmesiyle İmam Hatip Okuluna kaydolup okutuk. Okulun son yıllarına geldiğimizde Abim’in söylediği şu sözü hiç unutmam “Ben öğretmen olurken çok yönlendirilmedim. Abin ve bir öğretmen olarak eğer sen benden daha üst noktaya gelmezsen ben kendimi üzgün hissderim. Senden beklentimiz aile olarak daha yüksek” dedi.

Bizim zamanımızda kursa gitme imkanımız yoktu. Bir dergilerden çalışarak üniversiteye girdik. Ben Ankara Üniversitesi Hukuk fakültesine 7. Sırada girdim. Başarılarımızla birlikte çok çileli bir okul hayatımız oldu. Üniversite yıllarında evlendik. Eşim bana her anlamda destek oldu. Okurken çocuğumuzu birlikte büyüttük. Okulumu bitirince hakim olarak göreve başladık. Hakim ve belediye başkanlığı olarak her iki meslekte de imrenilecek noktalar var ama aynı zamanda sorumlulukları da çok fazla. Hakim olarak karar verirken sorumluluğunuz fazla. Burada bir anımı anlatmak istiyorum. 

Bursa İHL’de 3. Sınıftayım. Bir tarih hocamız vardı. Hepimize sırayla hangi mesleğe yöneleceğimizi sordu. Benimde o sırada bir kitapta okuduklarım aklıma geldi. “Üç hakimden ikisinin hatalı kararlarından dolayı cehenneme gireceği ve diğer bir hakimin ise adil kararında dolayı cennete gireceği” yazılıydı. Hocamıza “Ben hakim olmak istiyorum ama böyle bir hadis okudum” dedim. Hocamız da güldü ve dedi ki; “O hakimlerden adaletli olanın arşın gölgesi altında gölgelenecek 7 sınıf insandan biri olacak. Senin de o gölgelenen insanlardan biri olacağına inanıyorum” Gel zaman git zaman hakim olduk ve görevimizi bu duygular içerisinde icra ettik.

Değerli gençler makamlar ne kadar büyük olursa sorumlulukları da o kadar büyüktür. O makamlarda sorumluluk sahibi değilseniz, ne kadar yüksek olsanız da ahretinizi o kadar çok kaybedebilirsiniz. Her makama ulaşılabilir yeter ki Allah’a olan inancınız ve çalışma azminiz olsun. Cenab-ı Hak bizi ulaşılan makamın hakkını veren insanlardan eylesin.

3 dönemdir Belediye Başkanı olarak görev yapmaktasınız, Selim Yağcı'nın önümüzdeki dönemlerde Bilecik'e hizmet yönünden sürprizleriniz olacak mı? 

Bilecik’te 2004 yılında göreve başladığımda bu şehirde bir km bile asfalt yoktu. Alt yapısı hiç yoktu ve bir çok sıkıntıları olan bir şehirdi ki akan suyu bile insanlar içemiyordu. Birçok zamanlarda da su akmıyordu. Şimdi yüzü aşkın çocuk parkı ve birçok spor tesislerinin olduğu şehirde topu topu beş tane çocuk parkı vardı. Şehrin neredeyse yarısı boş arsa ve tarla halindeydi. O zamanlar  “On yıl içerisinde bu şehrin tüm alt yapısı bitecek,  her yere sıcak asfalt ve park olacak’’ dediğimde birçok insan ‘’Başkan hayal görüyor’’ demişti. Bugün Allah’a şükürler olsun ki bu dediklerimizin hepsini fazlasıyla gerçekleştirdik. Şehrimiz Türkiye’nin en sağlıklı alt yapısı olan Sağlıklı Kentler Birliği’nde kabul edilmiş standartları olan bir şehir durumuna geldi. Türkiye’de yaşanabilir şehirler sıralamasında her zaman ilk on beşe giren şehirlerden birisi konumuna geldi. Şehrimizin kent vizyonu kendi ülkelerimiz içerisinde her yıl değişiyor ve gelişiyor. Şehrimizin birçok yerde tanınma sıkıntısı varken artık turizm anlamında  ciddi bir öneme sahip oldu.  Bunlar yeterli mi? Tabi ki hiçbir zaman yeterli değil. Mutlaka daha iyisini daha güzelini yapmak noktasında çabalar harcayacağız. Bilecik’te gelecek üç yıl içinde düşüncemiz sadece Bilecik için değil. Türkiye’nin bir marka değerini oluşturacak büyük bir proje düşünüyoruz. İnşallah bunu yaptığımızda Türkiye Bilecik ile tanınacak Bilecik de proje ile tanınacak. O konuda daha fazla ipucu veremiyorum. Proje üzerinde ciddi şekilde çalışmalarımız olacak. Hem geçmişimizi kapsayacak  hem de geleceğimiz konusunda müthiş ufuklar açacak bir proje olacak. Biz zaten şehrimizin geçmişi ile övünen geleceğe emin adımlar ile yürüyen marka şehri oluşturmak için uğraşıyoruz. İnşallah o proje bu sloganla ünlü olacak. Bu zamana kadar Cenabı Allah’a  şükürler olsun hemşerilerimize ne vaat ettiysek iki seçimde de hepsini gerçekleştirdik. 2014 seçimlerinde hemşerilerimize otuz proje vaat ettik. İnşallah 2019’a geldiğimizde bu projelerin hepsini de Allah’ın izni ile gerçekleştireceğiz. O zaman dışarıdan bakanların imreneceği, içeride yaşayanların huzur ve mutluluk bulacağı güzide bir şehir ortamını oluşturacağız.  İnsanların Bilecik’e gelirken heyecan duyacağı, burada  huzur bulacağı bir şehir oluşturacağız. Sizlerle birlikte bunu yapabileceğiz.

İmam Hatip'in sizin Hakimliğinizde ve Başkanlığınızda rolü nedir? İmam Hatip ruhu Selim Yağcı'ya kattığı en önemli etkiler nelerdir?

İmam Hatipli olmak inançlı insan olmak demektir. İnanan insanın da bu anlamda aşamayacağı bir engel  yoktur.  İmam Hatip’te okurken mücadele gücümüzü geliştirdik. Aynı zamanda İmam Hatipliler iyi hitap ederler. Çünkü hitabet derslerimiz vardır. Vaaz verirsiniz,  kürsüye çıkarsınız, hutbe okursunuz. Toplumsal ilişkilerde girişkensinizdir. Toplum karşısında konuşmaya alışkınsınızdır. Hakimliğimde, özel ve siyasal alanda toplumla aynı frekansta konuşmamızı sağlamıştır. En önemlisi Allah’a inanmak, kendine inanmak ve  inançlı insanın başarısına inanmak konusunda birçok meseleyi halletmemize yardımcı oluyor.

İmam hatipli ruhu olmak bence inanmaktan geçiyor.

Başkanlık dışında Selim Yağcı ne yapar? Hobileriniz, sosyal aktiviteleriniz nelerdir?

En zor soru da bu olsa gerek. Başkanlık,  nereyse hayatımızın tamamını kapsayan, sizi size bırakmayan bir av. Bizim gibi üç dönemde olunca yükünüz daha da artıyor. Okumayı seviyorum. Boş zamanlarımı bu noktada değerlendiriyorum. Sanat müziğini çok severim. Günlük işlerim ile uğraşırken eski şarkıları dinlemekten hoşlanırım. Fırsat buldukça kovboy filmleri izlemekten büyük bir zevk alırım. Özel bir sanat becerim yok. Herhangi  bir  enstrüman çalmıyorum. Öğrencilik yıllarımda  biraz güreş ile uğraştım. Çanakkale Biga’da iyi bir voleybol pasörüydüm. Orada amatör takımda da bir  müddet oynadım. Türkiye şampiyonasına katıldım. Çok iyi bir hocamız vardı. Ayrıca masa tenisi oynamaktan hoşlanırım. Bunların dışında çok da vaktimiz olmuyor. Son üç buçuk yıldır hayatımın en güzel dönemlerinden birini yaşıyorum. Üç buçuk yaşında bir torunum var. İsmi Ayşe Mira. Onunla olduğum zamanlarda hayatımdaki en keyifli zamanı yaşıyorum. Dede - torun buluşma zamanlarımız beni en çok dinlendiren, huzur bulduğum vakitler oluyor

Hayatınızda örnek aldığınız kişiler kimlerdir? Sevecen kişiliğinizin bu kişilerle ilişkisi var mıdır?

Yani hayatta örnek aldığım insanlar tabi var ama şunu biliyorum ruhumda da şu var, dünyadaki en önemli ve en değerli şey aslında sevgi. Sevgi, toplumsal hayatta da gerçek hayatta da var.  Aslında insan sevgisini, yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevme duygusunu içinizde var edebiliyorsanız aslında birçok konuyu da aşmış oluyorsunuz. Bir defa öncelikle kendimizle çok barışık olmalıyız ve gereksiz kin ve nefreti çok çabuk üzerimizden atmalıyız. Ben Şeyh Edebali Hazretlerinin sözlerine çok inanırım ve çok okurum. Hayatımda da şuna inandım. İyi, bazen iyi insanların en büyük intikamı yapılan kötülükleri affedilmesidir ve birçok olayın bu hayatta hesabı görülmese de. Hani Kur’an-ı Kerim’deki bir ayette diyor ya “Kim zerre kadar hayır işlerse onun hayrını görecek kim zerre kadar şer işlerse onun karşılığını görecektir.” Bazen bazı hesapları Allah’a havale etmek insanları ruhsal olarak rahatlatıyor. Ve insanların insanlara sevgiyle bakmasının önündeki engel, perde bu anlamda kalkıyor. Bu yüzden sevgiye bu derece önem veriyorum ve insanları gerçekten Allah rızası için seviyorum. Bu noktada elimde her ne imkan varsa sonuna kadar yerine getirme çabasında oluyorum. Bazen bazı kardeşlerimizin derdi olur onlara yetişmeyebiliriz, ama güç ve imkanla ölçülü bir ortamda siyasette benzettikleri rahmetli Özal’ı Türk siyaseti açısından son derece çok önemsiyorum. Gerçekten de Türkiye’nin kırılma noktalarından birisi olduğunu ve bizim de üniversite yıllarımızın idolü bir yöneticisi olduğunu biliyoruz. Okul yıllarımızda birliktelikler kurardık.  Arkadaşlarımda bazen bana o dönemde baba derlerdi. Özal’ın ruhunu bana yüklerlerdi. Onun siyasi cesaretini, radikal değişimini benimsemiş insanlardan birisiyim. Gerçekten siyasetimizin çok önemli kişilerinden biriside rahmetli halkın adamı olarak  Adnan Menderes’tir, Allah rahmet eylesin. O dönemde yaşamadık ama sayın Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayip Erdoğan’la çalışma zevkini ve keyfini yaşadık. Kararlı, vakur,  diklenmeden dik duran duruşu bana her zaman örnek olmuştur. Yani bir şeyde Hak ve hakikat varsa ve yapılan işin sonunda halkın rızasına nail olma varsa artık bundan sonra A’nın B’nin ve C’nin düşüncesinin önemi yoktur. Eğer siz rotanızı halkın rızasına doğru koyarsanız zaten Cenabı Hak’ta yardımını o noktada size vaat ediyor. Ülkemizin bugün geldiği noktaya baktığımda hayatta öğrendiğimiz, öğreteceğimiz her olay hayattan yeni bir tecrübe kazanılmasına insanı sevk ediyor. Bu tecrübeyle her olayda bir deneyimi de elde etme çabası ve gayreti içerisindeyiz çünkü yaptığımız iş bireysel bir iş değil, toplumsal bir iş ve bu yaptığımız işte de en üst seviyeyi elde etme noktasında çaba harcamalıyız ve her geçen gün topluma daha yüksek derecede fayda üretebilmek için yönetici olarak bizimde kendimizi yenilememiz ve geliştirmemiz lazım. Röportajımıza tek kelimelik cevaplarla devam edelim. Şu kelimeler size neyi ifade ediyor.

Tek kelimelik cevaplarla röportajımıza devam edelim. Şu kelimeler size neyi ifade ediyor?

Hz. Muhammed: Evet Hz Muhammed(S.A.V) Peygamber Efendimiz deyince rahmet, merhamet ve şefkat aklımıza gelmektedir. Ve onun ümmeti olmanın onuru ve şerefi aklıma gelmektedir. Onun himayesi aklıma geliyor ümmetini koruma ve sözleri aklıma gelmektedir. Ahiret inancımız ve ümidimiz aklıma gelmektedir. Bir rehber bir elçi bir yol gösterici ve Cenabı hakkın huzurunda en büyük savunucumuz olarak akla gelmektedir.

Aile    : Aile deyince sıcaklık ve sığınma aklıma gelmektedir. Korunma ve huzur.

İmam Hatip Okulları    : İmam Hatip Okulları deyince tabi ki gelecek aklıma geliyor. Mutlu bir yol, hedefler ve idealler aklıma geliyor.

Başarı    : Başarı bir mutluluktur. Başarı heyecanı ve sorumluluğu çağrıştırıyor.

Barış    : Sükûnet, huzur arzu edilen bir şey 

Siyaset    : Siyaset dinamizmin biraz kargaşa, biraz üst derece motivasyon heyecan. Siyaset kendi içinde zaten çok büyük bir kelime ve yaşam tarzı azim. Azmi olmayan siyaset düşünemez.

Selim Yağcı: Memleketini çok seven ve memleketi için dikilen her taşta ve gülen her yüzde gerçekten mutluluk duyan, bükülen her dudakta akan, her yaşta ta büyük üzüntü duyan ve fani dünyada olduğu süre içerisinde de insanlara yardım etmek için ve faydalı olmak için, içinde büyük bir çalışma azmi ve gayreti olan fani bir insan olarak görüyorum.

Son olarak Dursun Fakıh İmam Hatip Ortaokulu'nun ilk mezunları için yollarına ışık tutacak tavsiyeleriniz ne olacaktır?

Evet, tabi zaten bir başlangıç noktası olarak tüm okullarımız bizim için değerlidir, kıymetlidir. Her okulda okuyan öğrencilerimiz bizim için çok önemlidir ve geleceğimizin teminatı olarak ama İmam Hatip’le günümüzün maddi ilimleri yanında manevi ilimleri de içerisinde tasvir eden ve hakikatten kendine özgü bir ruh tasvir eden bir okul olarak görüyoruz. Genç kardeşlerimizin hayata başlamada doğru bir noktada olduklarına inanıyorum. Bu güzergâhta hayat çizgilerinin devam ettirmelerini istiyorum. Fakat tek başına İmam Hatip’te okumak hayatta başarılı olmak için yeterli değildir. Baştan beri söylediğimiz gibi hayatta mutlaka başarılı olmanız için öncelikle inanmamız lazım. Cenab-ı Hakk’a inancımızın tam olması lazım. Güçlü bir kişiliğiniz olsun ki başarma noktasında inancınızın tam olsun. Ama gençler çalışmadan hiç bir şey olmuyor ve her geçen gün ipi göğüsleme yarışı, bir önceki zaman diliminden daha güçlü olmaktadır. Modern ve manevi ilimlerde kendimizi geliştirmemiz ve kendimizi hazır duruma getirmemiz lazım. Emin olun ki bu yıllarda okumamız ve bilgi edinmemiz alışkanlıklarınızı geliştirmeniz önemlidir. Bu yıllarda okunan bilgiler ve elde ettiğimiz alışkanlıklar  şeyler gelecekte hiç farkında olmadan yolunuzu aydınlatacak fenerler olacaktır. Onun için tabi ki hayatın çocukluğunuz,  gençliğinizin gerektirdiği olayları yaşayacaksınız. Spor yapacaksınız oyun oynayacaksınız ama planlı ve programlı bir şekilde de çalışmayı, okumayı kendi kişiliğinizi ve kimliğinizi geliştirecek çalışmaları yapmayı sosyal hayat içerisinde bulunmayı, hayatı tanıma noktasında çaba harcamayı tavsiye ediyorum. 

İnanın, çalışın ve başarın.

 

Bu haber toplam 1592 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.