KURULUŞ VE KURTULUŞA BEŞİKLİK EDEN BOZÜYÜK
MUZAFFER TEKELİOĞLU -- KÖŞE YAZISI
Malazgirt Savaşının zaferle sonuçlanması ile Türklere Anadolu’nun kapılarının açılması ve Selçukluların Anadolu’ya egemen olması sonucunda Selçuklu hükümdarı 2.Gıyasettin Mesut’un 1289 yılında Osman Bey’e Eskişehir’den Yenişehir’e kadar olan bölgeyi vermesiyle İlçemiz Bozüyük o tarihten itibaren 3 kıtaya hüküm sürecek ve gittiği her yere hak, adalet ve kardeşlik tohumlarını ekecek olan Osmanlı devletinin himayesine girmiştir.
Kuruluşa beşiklik eden Bozüyük diyoruz. Evet, Bozüyük kuruluşa beşiklik etmiştir. Kovalıca yolu üzerinde türbesi bulunan Kumral Abdal Bir gün, Hz. Hızır Aleyhisselam’la buluşup sohbet ederlerken, “Allah’u Teâlâ Osman Gazi’ye kıyamet gününe kadar devam edecek ulu bir devlet ihsan eyledi, Osman Gaz bir rüya görecek ve rüyası şeyhi Şeyh Edebalı tarafından yorumlanacak var müjdele” diye emretti. Kumral Abdal Osman Gazi’yi bilmezdi. Hızır Aleyhisselam, Osman Gazi’nin tanınmasına yarayacak bazı işaretleri bildirdi. Kumral Abdal dergâha, Şeyh Edebalı’nın sohbet ettiği yere geldi. O gece Osman gazi rüya gördü ve rüyasını şeyhi yorumladı. Hızır Aleyhisselam tarafından Kumral Abdal’a bildirilen müjde idi. Osman Gazi çok sevindi ve “Şimdi bir kılıç ile maşrapam var, ikisini de sana veriyorum” dedi. Kumral Abdal, sadece maşrapayı uğur olarak aldı.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Bağdat seferine çıkacak Kasım Paşa komutasındaki ordusunun Bozüyük'te konaklayacağı haberi gelince, ordunun ihtiyacı olan erzak karşılanır. Kasım Paşa bu yardımlardan çok memnun kalır. “Eğer savaşı kazanıp dönersem bu dört köyün ortasına bir cami yaptıracağım." der. Savaştan zaferle dönen komutan sözünü tutup cami ve külliyeyi (han, hamam, yemekhane, sıbyan mektebi gibi eklentileri) 1525 - 1528 yılları arasında yaptırır. Cami ve külliyenin yapılmasıyla birlikte bu dört köy halkı birer ikişer şimdiki Kasımpaşa Mahallesinin bulunduğu yerde toplanarak bu günkü Bozüyük'ü oluştururlar. Bozüyük uzun yıllar Sultanönü sancağının Kariyesi durumunda kalmıştır. 93 Harbi diye bilinen 1877 - 1878 Osmanlı - Rus savaşlarından sonra Balkanlardan kaçarak Anadolu'ya göç eden Türklerin büyük bir bölümünün Bozüyük'te yerleşmeleri sağlanınca nüfus artmış, daha sonra bucak ve belediye kurumları kurulmuştur.
Bozüyük'ün bucak durumuna getirilmesinin ilginç bir öyküsü vardır. Rivayete göre Bozüyük'ün ileri gelenleri buranın bucak olması için aralarında anlaşarak İnönü bucak müdürünü kaçırmayı planlarlar. Daha önceden müdürün oturacağı resmi dairesi ve evi hazırlanır. Bir gece geç saatlerde atlı arabalarla İnönü'ye giderek bucak müdürünü kaçırıp Bozüyük'e getirirler. Ertesi gün müdürün kaçırıldığını anlayan İnönülülerin durumu yetkililere bildirirler. Yetkililer bu duruma çok şaşırır. Çünkü böyle bir olay o zamana kadar ne duyulmuş ne de görülmüştür. Bir taraftan da Bozüyüklülerin bu hareketi çok hoşlarına gider. İnönülülere yeni bir bucak müdürü sözü vererek kaçırılan müdürün Bozüyük'te kalmasını sağlarlar. Bu olaya kadar Söğüt kazasının İnönü bucağına bağlı köydü.
Böyle bir yöntemle bucak merkezi olan Bozüyük, önce Söğüt'e bağlandı. 1885 te Ertuğrul livası kurulunca Söğüt'ün bucağı olarak bu livaya bağlandı. 1924'te iller teşkilatının kurulması ile Söğüt'e bağlı bucak olarak Bilecik iline bağlandı. 1926'da İnönü bucağını kapsayacak biçimde, Bilecik'in ilçesi olmuştur. 1963'e kadar Bozüyük'ün bucağı olan İnönü, o yıl Eskişehir'in merkez ilçesine bağlanmış, sonunda 1987'de Eskişehir'in ilçesi olmuştur. 1995 yılında Söğüt'e bağlı Düzdağ, 1997 yılında yine Söğüt'e bağlı Metristepe (Doruk) köyleri Bozüyük'e bağlanmıştır. Kurtuluş savaşında batı cephesinin ilk kuruluş günlerinde (18 Haziran 1920) Bozüyük bir müddet cephe karargâhı olmuş ve halkın gösterdiği vatan sevgisi ve fedakârlıkla 1920 Haziranında başlayan ve Bursa'nın düşmesiyle sonuçlanan ilk düşman taarruzunun Eskişehir'e doğru ilerlemesini durdurmakta ordumuz için bir dayanak olmuştur. 1. ve 2. İnönü Savaşlarında, 9 Ocak 1921- 14 Mart 1921, 26 Mart - 1 Nisan 1921 arasında kısa süreli Yunan işgaline uğrayan Bozüyük, 12 Temmuz 1921'de 3. kez Yunan işgaline uğramış, 4 Eylül 1922'de harap bir halde işgalden kurtulmuştur.
İkinci İnönü Zaferi üzerine, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya gönderdiği telgraf: Bütün dünya tarihinde, sizin İnönü Meydan Savaşları’nda üstlendiğiniz görev kadar ağır bir görev üstlenmiş komutanlar enderdir. Milletimizin bağımsızlığı ve hayatı, dâhiyane yönetiminiz altında şerefle görevlerini yapan komuta ve silâh arkadaşlarınızın gönlüne ve vatanseverliğine büyük güvenle dayanıyordu. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. İstilâ altındaki talihsiz topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en uzak köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istilâ tutkusu, çabanızın ve vatanseverliğinizin yalçın kayalarına başını çarparak paramparça oldu.
Bozüyük ilçemizin düşman işgalinden kurtuluşunun 93. Yıldönümünü kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve yakın silah arkadaşları olmak üzere, bu vatan toprakları için mücadele etmiş, şehit düşmüş büyüklerimizi rahmet ve minnetle anıyor, güzel Bozüyük’ümüzde yaşayan insanlarımızın huzur ve mutluluğu için üzerimize düşen görevi yerine getireceğimiz inancıyla saygılar sunuyorum.
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.