TAARRUZUN TEMEL ŞARTI

TAARRUZUN TEMEL ŞARTI

Ali ERDAL--Köşe yazısı

Herkes bilir ki,"en iyi müdafaa taarruzdur"…

Müdafaayı taktik olarak uygulayan futbol takımı, gol atmayacağını, atamayacağını peşinen kabul ve ilân etmiş;galibiyeti altın tepside rakibine sunmuştur. En azından kendisi için en yüksek başarı, iki tarafında gol atamaması halinde beraberliktir.

Sadece gelen yumruklarakarşı kendini koruyan boksör, savuşturamayacağı bir yumrukla (nakavt) olmaya mahkûmdur;müstahaktır. En azından, hücumda olmadığı için puan toplayamayacak ve sayıyla kaybedecektir.

Müdafaada kaldığınız sürece, galip gelme ihtimaliniz sıfırdır. Enfazla mağlubiyetinizi geciktirebilirsiniz.

Taarruz, kaba kuvvetiharekete geçirmek değil; fikri hayata geçirmek. Fikri olan taarruz edebilir. Fikir taarruz eder. Fikir; saatte zembereği kurmak gibi kuvveti harekete geçirir. Kaba kuvvet, fikir sayesinde taarruz asaleti kazanır.

Batı'da bir terör hadisesi vuku buldu mu, "İslâm'da terör yoktur!" diye feryat ediyoruz. Böyle bir feryat, ne kadar yüksek çıkarsa çıksın, ne kadar doğru söylenirse söylensin, ne kadar haklı olursa olsun,suçluluk duygusunun sonucudur...Müdafaa refleksidir. İslâm’ın müdafaa zaruretinde olduğunu kabul etmiş olursunuz.En azından öyle görülür ve kimse sözünüzü kaale almaz. Niye kendimizi müdafaa mecburiyetinde görüyoruz? Mahallede bir cinayet işlense, "ben yapmadım" diye karakola gidenden şüphe edilmez mi? Kendisine peki dense bile, takip altında tutulmaz mı? İkide bir, terörün dini, milliyeti olmaz demek de, suçluyu benim dinimde ve benim milletimdearamayın ne olur sızlanmasıdır. Ne kadar doğru ve mantıklı konuşursanız konuşun, ne kadar sert söylerseniz söyleyin, kimse sizin sözünüze kulak asmaz.

En ufak zabıta vakası bile terör olayı olarak nitelendirilebilir mi? Evet… Hele terör olaylarının çok olduğu yerde… En küçük zabıta vakası da terörün başarı hanesine yazılır. Zabıta vakası bitmeyeceğine göre,dış güçlerin maşasına“terörörgütü”derseniz, müdafaada kalırsınız. Ne kadar –sizin tabirinizle–“teröristi”–ve yine sizin ifadenizle–“etkisiz hale” getirirseniz getirin,terör bitmeyecektir.Çünkü zabıta vakası bitmeyecektir, onlar da terörün başarı hanesine yazılacak ve terörün bitmediğinin belgesi sayılacaktır. Öyleyse ihanetle terörü birbirinden ayırmak; dış güçlerin maşasının yaptıklarının“terör” değil,“hainlik” olduğunu bilmek;BUNU RESMEN VE ALENEN İFADE ETMEK ve ona göre davranmak gerekir. Militanlarına “HAİN”, örgütüne “İHANET ÇETESİ” demezseniz, müdafaadasınız demektir.

Cinayetleri terörü aşmış olanlara… Hastahanelere, cankurtaranlara bile saldıranlara… Kendi insanını bile öldürenlere… Camilere bile saldıranlara… Eli silâh tutamayan çocukları bile ateşe sürenlere…Dış güçlerin maşasına… Bünyesinde Kürt’ten çok yabancı bulunduran organizasyona… Başka devletlerden son sistem silâh alabilene… Ve melânetlerine “savaş” adı verene "terör örgütü" demek, onagüç verir...

Tekrar ediyorum… En ufak bir zabıta vakası bile terör olayı olarak nitelendirileceğine göre, zabıta vakası da her zaman vuku bulacağına göre“hain” değil de “terörist” demeye devam ederseniz, terörü sonlandıramayacağınızı peşinen kabul etmiş olursunuz. Bu halinizle siz, hep müdafaadasınız…“Terörle yaşamaya alışmalıyız” sözü, işte bu idraksizliğin ürünüydü.

Taarruzun temel şartı, hedefi doğru teşhis, tespit ve isimlendirmedir… İşte bu sebeple yarım asra yakın zamandır, devlet hep müdafaada…

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.