TÜRKİYE’DE BİYOKAÇAKÇILIK

Sinan ÖNCE

Biyolojik Çeşitlilik ve Biyokaçakçılık Çalıştayı'nın ilk oturumunda konuşan Orman ve Su İşleri Bakanlığında görevli Hüsniye Kılıçarslan, Biyokaçakçılıkla mücadelenin öneminden ve ülkemizdeki biyokaçakçılıktan bahsetti.

Biyokaçakçılıkla mücadelenin nedenlerini anlatan Kılıçarslan, ülkemizde birçok biyokaçakçılık vakasının olduğunun altını çizdi. Türkiye'deki ekosistem çeşitliliğine de değinerek, Bilecik'in de çeşitli ekosistem barındırdığını anlatan Hüsniye Kılıçarslan, ülkemizin, dünyanın iki gen merkezinin geçiş noktasında olduğunu söyledi. 

Biyokaçakçılığın temel olarak iki türlü zarar verdiğini söyleyen Kılıçarslan, birincisinin biyolojik çeşitliliğin tahribi olduğunu ikincisinin ve en önemlisinin ise ekonomik kayıp olduğunu kaydetti. Sunumunun devamında biyoçeşitlilik ve biyoteknoloji hakkında bilgi veren Kılıçarslan, küresel biyoteknoloji pazarının 2011 yılında 282 milyar dolara ulaştığını söyledi. Dünyada biyoçeşitlilik patenti konusunda da ciddi ilerlemeler olduğunu kaydeden Kılıçarslan, ülkemizdeki biyokaçakçılık vakalarından bahsetti.  Ülkemizdeki biyokaçakçılık vakalarında Avrupa ülkelerinin başı çektiğini ifade eden Kılıçarslan böceklerin daha çok doğu blok ülkelerine, yırtıcıların ise suriye tarafına kaçırıldığını belirtti.

Kılıçarslan ayrıca biyokaçakçılığa maruz kalan canlı guruplarından bahsetti. Anadolunun muhteşem bir kaynak deposuna sahip olduğunun altını çizen ve bir çok canlı, bitki türlerimiz olduğunu anlatan Kılıçarslan, bitki kaçakçılığı bakımından yüksek risk alanlarını anlattı. Kelebek çeşitliliğinin ülkemizde çok yüksek olduğunu bu yüzden kaçakçılığa en çok maruz kalan canlının kelebek olduğunu ifade eden Kılıçarslan, kaçakçılıkta kullanılan malzemelerden bahsetti. 

Kılıçarslan sunumunun sonunda hayvan ve bitkilerin nasıl kaçırıldığı ile ilgili örnekler vererek, ulusal düzenlemeler ve idari yaptırımlar ile kaçakçılıkla karşılaşıldığında uygulanacak kritileri anlattı.