’BAŞKAN SENİNKİ ÜÇ MEKTUP HİKAYESİ’

’BAŞKAN SENİNKİ ÜÇ MEKTUP HİKAYESİ’

Sinan ÖNCE

Ak Parti Söğüt İlçe Başkanı Mesut İpekçi, Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu'nun MHP Söğüt Olağan İlçe Kongresi'nde, Söğüt Eski Belediye Başkanı Osman Güneş aleyhinde yaptığı konuşmaya cevap verdi. 

Bilindiği gibi Söğüt Belediye Başkanı Halil Aydoğdu, belediyeyi eski başkan Güneş'ten 2,5 milyon liralık borçla devir aldıklarını ifade etmiş, Namlı Otel'in düşük miktardaki kirasını da eleştirmişti. 

Aydoğdu'nun bu açıklamasının ardından Ak Parti Söğüt İlçe Başkanı Mesut İpekçi bir açıklama yaptı. "Başkan seninkisi üç mektup hikayesi" diyen İlçe Başkanı İpekçi, "Üç Mektup" hikayesini anlattı.

Ak Parti Söğüt İlçe Başkanı Mesut İpekçi gazetemize yaptığı yazılı açıklamasında şunları söyledi: 

"Başkan seninkisi üç mektup hikayesi;

Vaktiyle seçimi kaybeden Başkan, iyilik olsun diye yerini devredeceği Başkana üç mektup bırakmış ve demiş ki; “Başın sıkışınca bu mektupları üzerinde yazan numara sırasına göre aç ve uygula.”

Seçimlerden sonra 9 ay geçmiş, bırak çalışmayı kışın yağan kardan kapanan şehir içindeki yolları bile açmaktan aciz kalmış. Aradan biraz zaman geçince işler yolunda gitmemeye, halk serzenişlerde bulunmaya başlayınca Başkan yavaş yavaş sıkışmış, başını sağa vurmuş, sola vurmuş sonunda mektuplar aklına gelmiş, birinci mektubu açmış ve okumuş. 

Birinci mektupta şu yazmaktaymış; “Başkan yapacağın yapmayacağın bir sürü vaatte bulun, sıkışırsan ikinci mektubu aç bak.”

Başkan başlamış atıp tutmaya; 

Devletin yaptığı karayoluna sahip çıkmış. “Eskişehir yolunu ben yaptım,” 

Enerji Bakanlığı’nın yaptığı doğalgaza sahip çıkmış, “İlçeye doğalgazı ben getirdim.”

İşsizlere söz vermiş; “Sizi işe alacağım.” 

“İlçeye Ata Üniversitesi’ni kurduracağım.”  

Her eve bir maaş sözü verip bilbortlara astırmış. Vaatlerin bini bir para.

Bir zaman durumu idare etmiş, herkes hele durun başkan galiba bir şeyler yapacak deyip susup beklemişler.

Ancak ortada laftan başka hiçbir icraat yokmuş,  yeniden itirazlar başlamış. “Artık vaadlerini tutma zamanın geldi. Tut vaatlerini, hep vaat hep vaat. Hadi yap ne yapacaksan.” demeye başlamışlar.

Başkan hemen iki numaralı mektubu hatırlamış ve açıp bakmış. İki numaralı mektupta şöyle yazmaktaymış; “Kendinden öncekileri karala, benim suçum yok de, sıkışırsan üçüncü mektubu aç bak.”

Başkan başlamış geçmiştekilere sataşmaya, benim bir suçum yok, ben geldiğimde şöyleydi, böyleydi demeye.

Önceki dönemde, kendinin de kendinden sonraki Başkana iki trilyon borç bıraktığını söylememiş. Önceki Başkanın yaptığı oteli, Belediye Binasını, Yukarı Dere Mesire Yerini, Park 1299’u, Otogarın bitirilmesini, ana yolların tamamına yakınına taş döşetildiğini ve iki trilyon borçla aldığı belediyeyi bunca yatırımlardan sonra yine iki trilyon borçla bıraktığını bildiği halde bilmemezlikten gelmiş.

Mektupta yazdığı gibi geçmişi kötüleyerek; “Önceki Başkan ne yaptı ancak bana iki trilyon borç bıraktı.” demiş. 

Bir zaman daha durumu idare etmiş. Herkes susmuş, bir süre daha ses çıkarmamış.

Bu taktikte uzun sürmemiş. Personelini kötülemiş olması, suçu geçmişe ve personele atmış olması, 11 kişiyi işten çıkarması, birisinin baskılara dayanamayıp kalp krizi geçirip ölmüş olması, ortada laftan başka icraat olmaması millete artık yeter dedirtmiş.  Millet; “Seni milletin sorunları çözesin diye işin başına getirdik laf üretesin diye değil.” diye itiraz etmeye başlamışlar.

Başkan bu defa çok sıkışmış. Aklına üçüncü mektup gelmiş.  Üçüncü mektubun içinde şöyle yazmaktaymış; “Sende benim gibi üç mektup yaz.”

Halil Başkan görünen o ki sen ilk iki mektubu açmışsın. Sıra üçüncü mektuba gelmiş."

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.