HİKMET ANIL ÖZTEKİN ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

Sinan ÖNCE

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Bilinçli Gençler Kulübü, son yıllarda yazdığı kitaplarla adından sıkça söz ettiren genç yazar Hikmet Anıl Öztekin'i, öğrencilerle buluşturdu.  Söyleşi, şiir dinletisi ve imza gününde öğrencilerle bir araya gelen Öztekin'e ilginin yoğun olması dikkatlerden kaçmadı. 

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda düzenlenen etkinlikte Hikmet Anıl Öztekin, yazdığı kitaplardan şiirler seslendirerek öğrencilerle söyleşide bulundu. Yazar Hikmet Anıl Öztekin ayrıca sevenleri için kitap imzaladı.

Hikmet Anıl Öztekin, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi  Bilinçli Gençler Kulübü'ne teşekkür ederek başladığı söyleşide, kendi yaşantısından bazı kesitleri anlattı. İki gün önce gördüğü rüyayı anlatarak konuşmasını sürdüren Öztekin, rüyadan çok etkinlendiğini ifade ederek bunu kitapa aktaracağını söyledi.  Öztekin: "O rüyada bir sürü problem. Dünyanın en şansız insanı hissettim kendimi. Sonra ne oldu biliyormusunuz. Annem Anıl kalk hadi dedi. Uyandım. Bütün yaşadıklarım varya o sıkıntılar hepsi 4 harfli. Rüya dedim. Bütün problemler bitti. Sonra aklıma şu düştü. Ya Hikmet vakti geldiğinde 10 dakika sonra 10 sene sonra. Bütün herşey bitip öbür tarafa göçtüğümüz zaman, ya bütün şuan olan biten için, dünyadakiler için, hani birilerini çekemiyoruz, iftiralar atıyoruz ya, yalanlar söylüyoruz, gıybet ediyoruz ya bir sürü üç kağıdımız varya hayatımızda, teraziden çalmalar kopya çekmeler. Yaptığınız bütün kötülükleri düşünün bütün sıkıntıları düşünün. O aynı koca gerçekçi rüyaya "Rüya" deyip herşeyin bitmesi gibi vakti geldiğinde de şimdi olup bitene "dünyaymış" dermiyiz diye düşünüyorum. Bana öyle geliyor. Bir gün gelecek "dünyaymış" diyeceğiz ve herşey bitecek. Peki elde ne kalacak? Yaptığımız iyilik ve kötülükler kalacak. İnsanlara kattığımız değerler kalacak. Öksüzün yüzünü güldürdüğümüz anlar kalacak. Bunlar bize fayda sağlayacak. İnanıyorsak eğer. İnanıyorsak devamında bunlar fayda sağlayacak. İnanıyormuyuz? Tabi ki inanıyoruz. Arkadaşına sormuş "Allah varmı?" hemen celallenmiş.  "Sen nasıl böyle bir soru sorabilirsin. Ne demek Allah var mı? Sen nasıl inançsız bir insansın" demiş. Peki o devamında şöyle bir soru sorsa: "Peki neden yokmuş gibi yaşıyorsun?" O zaman ne deriz acaba? Var inanıyoruz ama varmış gibi yaşıyormuyuz. Günlük hayatımıza bir bakalım. Dost acı söyler. Var gibi yaşıyormuyuz? En kritik soru bu." dedi.