"İNSAN HAKLARINI ARIYORSANIZ VEDA HUTBESİ’Nİ AÇIN"
Rektör Özcan," İnsan haklarını arıyorsanız Veda Hutbesi'ni açın" ifadelerini kullandı.
Ahmet MEŞE
Bilecik İnsan Hak ve Değerlerini Koruma Derneği tarafından Demokrasi ve İnsan Hakları konulu konferans düzenlendi. Konfernasın ilk konuşmacısı Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan," İnsan haklarını arıyorsanız Veda Hutbesi'ni açın" diyerek farklı bir yaklaşımda bulundu.
Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen konferansta konuşan Rektör Özcan, konuyla ilgili önemli mesajlar verdi. Tarihin şahit olduğu mücadelelerin temelinde bu sorunun yattığına dikkat çeken Özcan, " Açın Veda Hutbesi'ni, insan hakları arıyorsanız orada. Dün birbirini boğazlayan insanları kardeş ilan ediyor. Biz, hem kültür hem inanç olarak insanların kardeş olduğuna inanıyoruz" dedi.
3 TEMEL MESELEYE DİKKAT ÇEKTİ
Konuşmasının devamında üç temel meseleye dikkat çeken Rektör Özcan şöyle devam etti:
" Demokrasi ve insan hakları aslında sokaktaki hayatımızdan ya da gündemdeki tartışmalardan hepimizin kulağında bilgi ve kültür kırıntısı bulunan, dünyanın başından günümüze kadar tarihin şahit olduğu mücadelelerin odağında bulunan bir konu. İnsanoğlunun yeryüzüne ayak bastığı ilk günden itibaren karşılaştığı en temel üç mesele var. Birisi barınma, güvenlik ve ekonomi diğeri de iktidar mücadelesi. Aşağı yukarı yapılan tüm savaşlar, tüm devrimler, bütün tarihi kırılmaların arka planında mutlaka bu üç hususu barındırır. Fakat bu savaşların kahramanları, aktörleri, bu üç değeri değişik isimler altında bize takdim ederler. Biz onun güç mücadelesi olduğunu pek farketmeyiz. Bazen iyi şeylerde gündeme gelebilir, çok sancılı bir süreç.
'200 TANE DEVLET VAR, HÜKMÜ VEREN 5 TANE KONSEY ÜYESİ'
Bulunduğumuz mekanın ve zamanın hükmünü kim verecek, sözünü kim söyleyecek? Bizim genlerimize kodlanmış bir zaafımız. İlk andan itibaren buranın kararını kim verecek? Osmanlı'da bir atasözümüz var, hüküm güçlü olanındır. Şimdide öyle. Yeryüzünde 200'e yakın devlet var hükmü veren 5 tane konsey üyesi. Ortak özellikleri bilim, sanayi ve teknolojideki güçlü yapıları. Bilim, sanayi ve teknolojide bir güç eğer vicdanla, hukukla, ahlakla kontrol edilmezse çok zalim olabiliyor. Sadece kendi çıkarı için yeryüzünü baştan sona ateşe verse hiç gözü görmüyor. Nitekim şu an şahit olduğumuz olaylar bir grup devletin sadece kendi çıkarları için bütün Ortadoğu'yu ateşe verdiğinin resmidir.
İnsanoğlu neden bu halde? Çünkü bizim zaafımız var. Hayatın merkezine kendimizi koyuyoruz. Eğer hayatımıza bir anlam katamazsak, varoluşumuza yüce bir ideal ekleyemezsek, bir sorumluluk bir vazife başka canlılara karşı, yaşadığımız topluma ve zamana karşı sorumluluk yükleyemezsek hayat boşluk kabul etmiyor. O zaman sadece kendinizi koyuyorsunuz yani bencilliğinizi, egonuzu koyuyorsunuz. Bunun açılımı da şu, kendi arzularımızın gerçekleşmesi, isteklerinizin olması, zevklerinizin tatmin edilmesi ve çıkarınızın karşılanması için başkalarının hayatına kastetmekten bile bir an durmuyoruz. On yıl içerisinde Irak'ta 2 milyon kişi öldü, masum insanlar, çocuklar. Sadece ve sadece Batılıların petrolü kesilmesin diye. 2 yıl içinde Suriye'de 300 bin kişi ölüyor. Bir tek diktatör iş başında kalsın diye. Balkanlarda, Kafkaslarda her yerde aynı. Çünkü hayatın merkezine sadece kendilerini koydular, egoizmde sadece çıkar vardır.
'BİZ 5 BİN YILLIK MİLLETİZ'
Elbette dünya bunlardan ibaret değil. Dünya'nın başından itibaren bu durumda olanlar hep oldu ama bunlara karşı direnen ahlak, fazilet ve erdemli insanlarda oldu. Onların verdikleri mücadeleye de biz insan hakları mücadelesi diyoruz. Bizim bizatihi varolmamızdan kaynaklanan haklarımız var. Biz bunları her ne kadar kitaplarda Fransız İhtilali'nden elde ettik diye okuyorsakta bu kocaman bir kandırmacadan ibaret. Bunlar insanlıktan beri var. Sanki Fransızlar bunu kitaplarına yazmazdan önce bunlar yokmuş gibi ben merkezcilik var ortada. Ama biz 5 bin yıllık milletiz.
'Tanrı yeri ve göğü yarattı, ikisinin arasında insanı yarattı ve onları bana emanet etti' Orhun Yazıtları'ndan bir ifadedir. 'Açları doyurdum, çıplakları giydirdim' denir daha Fransızların 'F'si bile ortada yokken. Ama merkeze Avrupa'yı koyarsanız onların tarihinin dışında tarih, onlarının kültürünün dışında insanlık yok. Öyle ki, ABD ne zaman keşfedildi diyorsunuz 1473 deniliyor. Sanki 1473'ten önce ABD yokmuş gibi. Avrupalı insanı gördüğü zaman kayda giriyor, öyle bir şey yok.
'AÇIN VEDA HUTBESİNİ…'
Açın Veda Hutbesi'ni, insan hakları arıyorsanız orada. Dün birbirini boğazlayan insanları kardeş ilan ediyor. Biz, hem kültür hem inanç olarak insanların kardeş olduğuna inanıyoruz. Kardeşlikten öte de bir hukuk olmaz. Ama insanların kardeşliğinin arasını hukukla doldurmazsan o zaman kardeşlerde birbirini boğazlayabilir. Bunu sağlam bir metne dönüştürmek lazım. Bunu da erdem, ahlak ve fazilet timsali insanlar zaman içerisinde yapmışlar. Diktatörler, güç sahipleri, hükmü elinde bulunduran zalimler tarih boyunca bu gücü bırakmak istememişler. Onların karşısındakiler ise serdengeçti bir şekilde mücadele etmişler. Tarih durdukça bu hep böyle olacak.
'VARLIĞIMIZIN ANLAMI 5 ŞEYİ KORUMAK İÇİN VAR'
Bizim varlığımızın bir anlamı varsa şu beş şeyi korumak için var. Eğer bu beş şeyi koruyamıyorsak zayi olmuş bir hayatımız vardır. Bu hayatı zayi etmekte etmemekte kendi tercihimiz. Bunu çocuklarımıza da anlatmakla mükellefiz.Onurumuzu koruyacağız, herkes bir onur, şeref, haysiyet taşır. Canımızı koruyacağız, can kutsal bir haktır. Malımızı, vatanımızı, inancımızı koruyacağız. İnsan hakları mücadelesi de zalimlere karşı bu hakların korunmasıdır. Eğer onun önünde insan oğlu boyun eğerse hayatının varlığın anlamı kalmaz. İnsanoğlu bedeli ne olursa olsun bunlara direnmekle mükellef. Geçmişteki insanlar direnmemiş olsalardı biz bugün bunları konuşamaz olurduk. Biz bunu daha ileriye taşımak zorundayız.
'İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN'
Demokrasi ve insan hakları bahsi yaratılıştan ve varoluştan bize ait olan haklarımızı özgürce kullanabilme tarihidir. Bu mücadeleyi verdiğimiz için insanız, bu mücadeleyi bıraktığımız zaman varlığımızın, insanlığımızın değeri olmaz. Yaşadığımız mekan, insanı korumanın en büyük değer olduğunu öğreten bir öğretmenin makamı, insanı yaşat ki devlet yaşasın."
Rektör Özcan'ın ardından Doç. Dr. Hüseyin Sadoğlu, Öğretim Görevlisi Serhan Yücel ve Eğitimci Yazar Muzaffer Tekelioğlu konuşmalarını gerçekleştirdi.
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.