"KARAYOLLARINA ULAŞILAMIYOR"

"KARAYOLLARINA ULAŞILAMIYOR"

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalbant, karayollarını arayıp ulaşamayan vatandaşların İl Özel İdaresi'nden hizmet beklediklerini anlattı.

H. Türker ÇOBAN

İl Genel Meclisi Ocak ayı dördüncü birleşiminde İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalbant köy yollarının durumu ile ilgili bilgi verdi. Karayollarından dert yanan Genel Sekreter Nalbant; "Karayollarına ulaşılamıyor" diyerek durumu özetledi.

KÖY YOLLARINDA DURUM VAHİM

Köy yollarının durumunu meclis üyelerine sunan Nalbant; 289 köy ve mahalle yerleşim birimi içerisinden 102 tanesinin açık, 187 tanesinin kapalı olduğunu söyledi. 8 Ocak Perşembe günü, Kaymakamlıklar aracılığıyla elde eilen bilgileri paylaştığına dikkat çeken Genel Sekreter Nalbant; "Merkez ilçede 48 köyde 16'sı kapalı, özellikle Abadiye, Ahmetpınar, Abbaslık, Ayvacık, Elmabahçe grubu. Bu yüksek yerleri kepçe ile açmak zorunda kalıyoruz. Bozüyük'te 45 yerleşim biriminden 40'ı kapalı. Neredeyse tamamı kapalı. Gölpazarı'nda 48 köyün 48'i de kapalı. Yenipazar'da 23'te 18 kapalı. Söğüt'te 23 köy yolunun 13'ü kapalı. Mezra ve mahallelere girmiyorum. İnhisar komple açık. Pazaryeri'nde 24'te 20'si kapalı. Osmaneli'de 27'den 4'ü kapalı. Bunlar muhtarlardan gelen ihbarlar. Bazen atkın oluyor, açtığımız yol daha iyi olsun istiyorlar." dedi.

"KAYMAKAM KARAYOLLARINI ARIYOR KİMSE YOK"

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Halis Nalbant şunları söyledi; Bütün ekiplerin arazide durmaksızın çalıştıklarını söyleyen Nalbant; "Gece gündüz, sabahlara kadar ekipler çalışıyor. Dün gece ben 2.30'da uyudum. Kaymakamlar öyle. Dün akşam Ahı Dağı'nın en sonunda Pazaryeri'nden İnegöl'e giden yerin bitişiğinde bir hasta var. Paletli ambulans bile gidemiyor. Kaymakam karayollarını arıyor kimse yok. Cevap bile vermiyorlar. İl Özel İdaresi araçlarını köylerden çağırıp oraya yetiştik. Gece 2'de döndük. Söğüt'te Gündüzbey'in altında anayolda, devlet karayolunda mahsur kalıyor, jandarma; 'Özel İdare yetişsin' diyor. Karayollarına ulaşamadıklarını söylüyorlar. Kaymakam arıyor, ben yardımcı olurum da önce karayollarını deneyin. Sonuçta orayı da açtık. Dün ikindi vaktine kadar hiçbir şeye bakmadık, Dodurga'da zehirlenme olmuş o yolu açtık. Biz köylere ne zaman gireceğiz arkadaş! Karayolları ekiplerine ulaşılamıyor bile. Anlaşılacak bir durum değil. 

"KARAYOLLARIYLA UĞRAŞMAKTAN KÖY YOLLARINA GİREMEDİK"

Bursa anayolu, duble yol üzerinde bir köyümüz var. Aksutekke köyünde bir kalça kırığı vakası olmuş. Orada belediyenin aracı bize yardımcı oldu, karayollarının müteahit aracını çağırıyorlar, 'Bizim yolumuz değil' diyorlar. Böyle birşey yaşıyoruz. Mecburiyetten yol açıyoruz, vatandaş bizim vatandaşımız. Dün akşam 2'ye, 3'e kadar karayollarında uğraşmaktan köy yollarına giremedik."

"KARAYOLLARININ İŞİNE BAKMAKTAN KENDİ İŞİMİZE BAKAMIYORUZ"

Nalbant; "Yolda kalan ticari araçların bile özel idareden yardım beklediğini söyleyen Nalbant; "Vatandaşı kurtarıyoruz, hastaya ulaşıyoruz, ölüm oluyor gidiyoruz. Ama ticaret erbabını da ben kurtarmaya gidersem, çekici çağıracaklar ben ne yapayım? Aynı şekilde Dodurga yolunda yine bir piliç fabrikasının yem ihtiyacı varmış, çiftliğe ulaşamıyorlarmış. 'Kusura bakmayın karayollarını çağıracaksınız' dedik ne yapalım? Sonuçta biz karayollarının işine bakmaktan kendi işimize bakamıyoruz. Konuşurken ben bir kurumu suçlamış gibi görünüyorum ama bizim bu zahmetimiz de görülsün. Kaymakamlar bizi çağırmaya mecbur kalıyorlar. Karayollarına ulaşamayınca ellerinin altında kim var? Özel idare var. Mecbur kalıyorlar.

Bütün kaymakamlardan talebim şu oldu; 'Karayollarına ulaşamadığınızda tutanak tutun, ben yine yolun açılmasına yardımcı olayım ama tutanakları görelim istiyoruz' 112'de böyle yapıyor, direk özel idareden yardım istiyorlar. Jandarma da özel idareden yardım istiyor. Karayollarına ulaşılamıyor ben anlamıyorum" dedi.

"BÖYLE OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM YAŞAMADIK"

Ardından CHP Gölpazarı İl Genel Meclisi Üyesi Turgay Yılmaz 'Vali bununla ilgili karayollarına talimat vermiyor mu?' diye sordu. İl Genel Meclisi Başkanı Serkan Yıldırım ise Karayolları Bölge Müdürü ile görüştüklerini belirtirken; "Bozüyük-İnegöl arası duble yol kapalı. Bursa'yı Ankara'ya bağlayan yol kapalı. Gölpazarı yolu mu önemli orası mı önemli? Karayolları Bölge Müdürü; 'Uludağ'dan ekibi çektim, o yolu temizleyeceğim. 2,5 metre kar oldu" diyor. Böyle bir kar yağdığını ne zaman gördünüz? En son 1987'de yağmış. Böyle olağanüstü bir durum yaşamadık." dedi.

CHP'li Yılmaz ise; "Deprem gibi aniden gelen bir afet olur, tedbir alamazsınız, geç kalırsınız. Ama 10 gün önceden meteoroloji bilgi veriyor. Neden bunlar araç parklarını, hizmet alımlarını yapmıyorlar?" şeklinde konuştu. Yılmaz'ın sorularına yönelik konuşan Meclis Başkanı Yıldırım; "Meteoroloji 30 cm kar yağacak dedi. 1 metre yağdı. Bozüyük-İnegöl arasında 2,5 metre kar yığıldığı söyleniyor. Karayolları bölge müdürüyle az önce görüştüm. Bizim Gölpazarı'na kadar yolumuz açık, sadece buzlanma var. Tuzlama yapılacak." dedi.

Ardından söz alan MHP'li Söğüt İl Genel Meclisi Üyesi Tevfik Özütürk; "Başkanım bunlar taşeron firmanın araçları gelecek olanlar. Mevcut karayollarının araçları olması lazım. Onlar nerede? Parkta duracağına çıksın yol açsın. " dedi.

Daha sonra Yol ve Ulaşım Hizmetleri Şube Müdürü Ozan Bakkal köy yollarının son durumu hakkında güncel bilgileri meclis üyeleri ile paylaştı. Bakkal, açık ve kapalı köy yollarına ilişkin bazı veriler aktardı.

"ŞEHİR MERKEZİNE GELDİĞİMDE ANTALYA'DA GİBİ HİSSEDİYORUM"

Bakkal şöyle konuştu:

"Toplam 289 köy ve mahalleden 102 tanesi açık, 187 tanesi kapalı olarak bildirilmiş durumda. Bu bildirim bize Kaymakamlıklarımızdan gelen bildirimler. Kaymakamlıklarımız kendi kontrollerindeki tespitleri bize iletiyorlar. Gölpazarı'ndan gelen faksı aldığımda mesela 8 köy yolu açılmıştı aslında bu kapalı belirtilen yolların birçoğu açılıyor ama yüksek kesimlerde akımlar ve bu akımlardan dolayı tekrardan kapanmalar yaşıyoruz. Dün üç defa açtığımız yol yine kapandı ve yine açıyoruz. Yani kar seviyesi en ılıman iklim olarak gördüğümüz Osmaneli'nde iki metreyi bulmuş seviyede. Ben yüksek kesimlerden şehir merkezine geldiğimde kendimi Antalya'da gibi hissediyorum. Bu durumu değerlendirmek için yüksek kesimlerdeki köylerimize gidip görmemiz gerekiyor.

 

"BÖYLE YÜKSEK KAR YAĞIŞINA UYGUN EKİPMANIMIZ YOK"

Bu köylere ulaşımımız doğal olarak karayolları üzerinden yapılıyor. Bizim bu gidiş için mecburen açmak zorunda kalıyoruz. Orada da sıkıntılar yaşıyoruz. Biz karayolunu açarken ilk köye girmek durumundayız ve yolu açarkende arkada araçlar bekliyor. Operatörlerimiz zor durumda kalıyorlar ve diyorlar ki 'Açtığımız karayolunda arkada araçlar bekliyor, ben köye girmek durumundayım ama arkadanaraçlar geliyor' diyorlar. Bizde dur ve arkadaki araçlara köye gireceğini bildir deyin diyoruz. Bu şuan ki yaşadığımız durum. Ya da o sırada acil bir ambulans geliyor onun ileriye ulaştırılması gerekiyor, çok sıkıntılı bir duruma düşüyoruz. Örneğin Dodurga'da soba zehirlenmesi vardı, arkadaşlar bizim Çokçapınar'daki makinemize ulaşmaya çalışıyorlar. Yani Çokçapınar köy yolunu açmak yerine üç kilometre daha ileride Dodurga'ya ambulansı ulaştırdılar. Elbette insan hayatı en önemlisi yani bizim söylemek istediğimiz gecikmelerin sebebi bizim dışımızdaki etkenler. Sürekli köy yollarını açmak istiyoruz ama ciddi sıkıntılar var böyle. Araç ve ekipman noktasında böyle yüksek bir kar yağışına uygun ekipmanımız yok. Bu yolun kepçelerle açılması gerekiyor, greyderlerimizle açılmıyor.  

"ELİMİZDEKİ TÜM İMKANLARI SEVK EDİYORUZ"

Bazı noktaları kepçelerle açıyoruz, 100-150 metrelik atkın bölümünü açtıktan sonra devamı rahat bir şekilde açılabiliyor. Bu esnada köy güzergahının açık olması gerektiği düşünülüyor ama sadece bir kilometrelik yeri görüyorsunuz. 1,5 kilometre sonra ya da ikinci kilometresinde atkın oluşmuş ve 2,2,5 metreye çıkmış kar. Dolayısıyla oralarda greyderler çalışmıyor ve kepçe göndermek gerekiyor. Kilometre hızımız çok düşük ve elimizde sadece iki tane yükleyici kepçe var. Kiralama noktasında tüm madencilere haber gönderdik, hepsini tek tek aradık. Dernekler geldiler ve hepsine mail attılar, bazılarına kendi yakın mahallerindekileri açtırabiliyoruz. Maden ocaklarındaki makinalar büyük makinalar ama bunların yapısı kilometrelerce yürümeye müsait değil. Sadece birkaç kilometrelik yeri açabiliyorlar. Yani böyle bir greyder gibi sürekli yürütemiyoruz. Elimizdeki tüm imkanları sevk ediyoruz. Kiralama noktasında çalışmayanlardan almaya çalışıyoruz ama onlarda kar altında kalmışlar. O makinayı almak için o ocağın yolunu da açmamız gerekiyor ya da adam tatil etmiş operatörü göndermiş operatörü de yok. Bu aşamada ulaşabileceklerimizin hepsine ulaştık. Şuan ki yaşadığımız durum bu. Daha önce Pazaryeri'nde asılsız bir ihbar yaşadık, bugün başka bir yerde daha yaşadık. Yani karayolunun üzerindeki bir köy adı verilerek o noktaya gidiyoruz ama kimse yok. Hem görev alanımız olmayan bir yer hem de vatandaşın başına bir şey gelse bizim hepimize gelecek bir sıkıntı. Bunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz" dedi.

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.