SERALARIN BİRÇOĞU KAYITSIZ
İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hacı Dursun Yıldız, Söğüt ve İnhisar'da zarar gören seraların büyük bir bölümünün kayıtlı olmadığını açıkladı.
Ahmet MEŞE
İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hacı Dursun Yıldız, çok çarpıcı bir açıklamada bulundu. Müdür Yıldız, ilimizde etkili olan kar yağışının ardından zarar gören seraların büyük bir bölümünün kayıtlı seralar olmadığını açıkladı.
İl Genel Meclisi toplantısına katılan ve seralardaki ilk incelemelerin ayrıntılarını aktaran Müdür Yıldız, 4 bin dekar üzerine kurulu seralardan yalnızda 545 dekarın kayıtlı olduğunu söyledi. Müdür Yıldız," Örtüaltı Sera Sistemimize kayıtlı olan sera sayısı 51 işletmemizde 65 sera, toplam alanı da 545 dekar. Yani 8'de 1'i" ifadesini kullandı.
'BİZİM SERALARIMIZIN ÇOĞU SERA DEĞİL'
Müdür Yıldız, İl Genel Meclisi'nde yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Kar berekettir deriz ama beyaz felakete dönüştü. Burada yapılacak olan önce tedbir sonra tevekkül. Bir taraftan kuraklık var diyoruz bir taraftan da kar yağışına seviniyoruz. Ama bu bölgede 35 yıldır böyle bir kar yağışı görülmedi ve ani bir yoğunlukla yağdığı içinde tedbirler zamanında alınmamış. Sadece 10 dönüm serası olan ben bunu 20 dönüme nasıl çıkartırımın hesabını yapmış, derme çatma yaparak üstüne naylonu çekerek sera yapmış. Bizim seralarımızın çoğu sera değil, yüksek tünel. Yani gerçek anlamda sera değil aslında baktığınız zaman seralar esasında tarım sigortalarında sigortalanabiliyor ama o şartlara uygun seralar sigortalanabiliyor. O şartlara uygun olmayan seralarda sigortalanamıyor. 8 dönümü aşan seralarda mal müdürlüklerine vergi ödemeleri gerekiyor. Bunu da mal müdürlüğünden öğrendim. 1000 lira ile ürüne bağlı olarak 8 bin liraya kadar çıkabiliyor. Dolayısıyla bunu ödememek adına çiftçimiz kayıttan kaçıyor. Şimdi biz 4 bin dekar seramız var diyoruz, bu 4 bin dekar seranın şu anda Örtüaltı Sera Sistemimize kayıtlı olan sera sayısı 51 işletmemizde 65 seramız toplam alanı da 545 dekar. Yani 8'de 1'i.
'EN KISA SÜREDE BAKANLIĞIMIZA BİLDİRECEĞİZ'
Bizim ilk kar yağdığında ilk işimiz afet ihbarında bulundum ve ilçelerimizden aldığımız rakamlara göre yüzde 80'e yakın olduğunu bildirdim. Bugün merkezden 3 ekip kurdum ve ilçelerimizden 2 ekip İnhisar'dan 2 ekip kurularak hasar tespitine başladık. Yerinde hasarlar tespit edilecek kayıtlı kayıtsız bunları Ankara'ya bildireceğiz. Zararımız çok ve tabili bu konuda esas iş siyasilere düşüyor. Biz, tarım olarak yapabileceklerimiz önce tespitlerimizi sağlıklı bir şekilde yapıp bunların kayıtlı veya kayıtsız altında ürün var veya yok; Yani seralarımızda ürünü olmayanlarda var hangi ürünler var ve ne kadar zararımız var bunların tespitini yapıp en kısa sürede Bakanlığımıza bildireceğiz. Bakanlığa bildirmeden önce il afet komisyonumuz ilde kurulacak. Buradan geçecek.
'MAALESEF SADECE BORÇLARIN ERTELENMESİ KARARI VAR'
Bu gibi durumlarla ilgili hemen Antalya İl Müdürümüzü aradım. Antalya'da seralar çok biliyorsunuz ve zaman zaman orada da hem yağmur hem rüzgardan zararlar vardı. Bu konuda devletin devletin farklı bir desteği var mı diye konuştuk maalesef sadece borçların ertelenmesi konusunda Bakanlar Kurulu'nun bir kararı var. Bizimde bu felaket 31 Aralık'ta yani 2014 yılında olduğu için bir yıllığına borçların ertelenmesi şuanda garanti gibi görünüyor ama onun dışında Başbakanlığımız afet kapsamına alırlarsa ki alınabileceği yüzde 40'ın üzerinde bir zaiyat olduğunda afet kapsamına giriyordu. Bizim zaiyatımız yüzde 70'in üzerinde. Mesela Gölpazarı'nda ufak tefek zaiyatlar var burası az olduğu için hemen tespiti yapıldı. Ama diğer taraftan İnhisar ve Söğüttekilerin tespitleri devam ediyor.
'ÖNCE TEDBİR SONRA TEVEKKÜL'
Normalde seralar tarım sigortalarına sigortalattırılabiliyor. Seralarımızda ürünlerde ama seraların teknik şartnameye uygun olanları ancak bunu yapabiliyor. Bu işte bizim için bir fırsat nedir? Bunun hesabını artık bundan sonra yapıp seralardaki taşıyıcı sistemlerin daha sağlam, seralar arasında belirli bir mesafe bırakılması gerekir. Yani hepsi birbirine bitişik yukarıdan gelen karın veya yağmurun tahliye edileceği bir alan yok. Mümkün oldukça her yeri kapatmanın hesabı yapılıyor ama sonuçta da böyle şeylerle karşılaşabiliyoruz. Önce tedbir sonra tevekkül diyoruz."
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.