UMUT ORAN BİLECİK’TE

UMUT ORAN BİLECİK’TE

Ahmet MEŞE

CHP İstanbul Milletvekili, Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran Bilecik'e geldi. 

Bilecik temaslarına  partisinin il başkanlığında düzenlenen basın toplantısıyla başlayan Oran daha sonra Kültür Sitesi'nde basına kapalı gerçekleşen CHP Genişletilmiş Örgüt Toplantısı'na katıldı. Muhtarlar Derneği'ni ziyaret eden Oran, esnaf ve kahvehane ziyaretleri gerçekleştirdi. 

Umut Oran, Bilecik'teki temaslarının ardından Bozüyük'e hareket etti. 

Basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Umut Oran, iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi. Oran, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın genel seçimler ve başkanlık sistemi ile ilgili açıklamalarına tepki gösterdi. TMSF tarafından Bank Asya'ya el konulmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Oran, mecliste görüşülen İç Güvenlik Yasası'na da değindi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın anayasayı ihlal ettiğini ve Türk Ceza Kanunu'nun 309. maddesini çiğnediğini öne süren Oran, Erdoğan'ı uyardı. Oran," Eğer Cumhurbaşkanı seçimlerde taraf olursa seçimlerde bir Ak Parti partizanı gibi davranırsa, ayrımcılık yaparsa, anayasayı ihlal suçu işlemiş olacak" dedi. 

Bank Asya'ya el konulmasını siyasi bir hareket olarak nitelendiren Oran, Erdoğan'ı her işe karışmakla suçladı. 'Herkes işine baksın' diyen Oran,"Bugüne kadar hiçbir Başbakan, hiçbir Cumhurbaşkanı bir bankayı hedef göstermemiştir. Siyasi amaçla bankaya el konuldu, demokratik toplumlarda bu tür olayları doğru bulmuyorum. Erdoğan'ın Merkez Bankası'na müdahalesi doları artırıyor, dolar artınca Türkiye'nin borcu artıyor. Cumhurbaşkanı işini yapsın" ifadesinin kullandı. 

TBMM'de görüşülen İç Güvenlik Yasası'na ilişkin değerlendirmelerde bulunarak devam eden Oran, yasanın Kenan Evren dönemini mumla aratacağını iddia etti. 

Umut Oran'ın açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:

"Türkiye'nin gündemi çok farklı esasında, halkın gündemi ve öncelikleri çok farklı. Fakat maalesef siyaset kurumu, siyasetçiler kendi gündemlerini, kendi çıkarlarını, kendi şahsi gündemlerini, kendi şahsi ihtiraslarını millete halka dayatıyorlar. Bu gerçekten üzücü bir şey. Ve sonuçta siyaset kurumunun halkın sorunlarına çözüm üretmesi gerekirken, halkın sorunlarına hizmet etmesi gerekirken, siyasetçiler kendi gündemleriyle halkın gündemini esasında bir anlamda çalıyorlar. 

Geçen haftadan beri Türkiye gereksiz bir gündemi konuşuyor, Türkiye şuanda 12.Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan şahsiyetin hem seçimlerde Ak Parti üyesi işte 30 il ziyaretleri yapacağını ve partisine oy isteyeceğini tartıştı. Bunu daha evvel de söyledik bir kez daha söylüyoruz bu son derece yanlış bir şey. Şu anda 12. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan şahsiyet daha evvel başka bir partiye siyaset yapmış olabilir, görevlerde bulunmuş olabilir ama kendisinden öncede o görevlerde 11 Cumhurbaşkanı oldu partili Cumhurbaşkanları oldu. Hiçbirisi il il gezip oy istemediler ve toplumu da bir yandan ayrıştırmadılar. Çünkü Cumhurbaşkanı'nın görevi anayasada yazılı. Cumhurbaşkanı'nın görevi devlete başkanlık yapması, millete başkanlık yapması.

12. Cumhurbaşkanı halkın oyları ile seçildi. Dolayısıyla 77 milyon vatandaşımızın Cumhurbaşkanı gibi  hareket etmesi gerekiyor. Ama bu şekilde davranmaması ve 30 il belirleyip o illeri ziyaret edeceğim deyip o illerde kendi partisine oy istiyor olması gerçekten anlaşılabilir gibi değil. Kendisi yine anayasamızda yazılı Cumhurbaşkanlığı yeminini etmiş birisi, Cumhurbaşkanlığı yeminini tarafsız kalacağına dair devletin bütünlüğünü, beraberliğini koruyacağına dair ve bu konuda da namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş ve o şekilde de Cumhurbaşkanlığı görevine başlamış sayın Erdoğan şimdi bu yemini çöpe atması, bu namusu ve şerefi üzerine  bu yemini hiçe sayması son derece yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. 

İşin başka bir vahim tarafı Cumhurbaşkanı bir başka şeyi de ihlal ediyor. Türk Ceza Kanunu'nun 309' uncu maddesini ihlal ediyor. Bu kendisine yeni bir bu uyarım. Şimdi Türk Ceza Kanunu'nun 309'uncu maddesi çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Ve şuanda eğer Cumhurbaşkanı seçimlerde taraf olursa seçimlerde bir Ak Parti partizanı gibi davranırsa, ayrımcılık yaparsa, anayasayı ihlal suçu işlemiş olacak. Bizim anayasamızda millet iradesine dayanan demokratik rejimin korunması ifadesi var. Yani bizim bir anayasamız var, anayasamızda yazan maddelerimiz var ve bu anayasamızdaki maddelere baktığımız zaman bu demokratik düzen rejime baktığınız zaman bu parlamenter sistem laik düzen demokratik ve hukuk devleti olmamız. Cumhurbaşkanı'nın görevi de bunu korumak. İlk 4 madde değiştirilemez maddeler değiştirilmesi bile teklif edilemez maddeler. Şu anda baktığınız zaman Cumhurbaşkanı eğer seçimlerde ben Başkanlık sistemini istiyorum, dayatıyorum diye mitingler yaparsa genel seçimleri etkilemeye kalkarsa o zaman Türkiye Cumhuriyeti anayasasında ön gördüğü sisteme kaldırmaya ve yeni bir başka bir düzeni kurmaya ve onu getirmeye esasında çalışmış anlamına geliyor.

Türkiye'de bir bankaya el kondu. Bir bankaya el konabilir mi, devlet el koyabilir mi, serbest piyasada koyabilir. İlgili bağımsız kurumlar vardır. O İlgili bağımsız kurumlara denetim yaparlar, denetimlerin sonucunda uyarılar yaparlar eğer halkın toplumun genel çıkarlarına aykırı davranıyorsa o banka geçmişte de yaşandı bu 2001'de o zaman devlet gerekli işlemi başlatır ama Türkiye Cumhuriyeti'nde bugüne kadar Başbakan sonra Cumhurbaşkanı bir bankayı hedef gösterip bir bankayı tehdit edip ve bir siyasi bir kararla bir bankanın el konmasına neden olmamıştır yani böyle bir şey kabul edilemez.

Mecliste görüşülmeye başlanacak İç Güvenlik Yasası ise Kenan Evren dönemini mumla aratacak cinsten. Recep Tayyip Erdoğan eşittir Kenan Evren."

Bu haber toplam 0 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.