ÜNİVERSİTEMİZ DIŞARIDAN NASIL GÖRÜNÜYOR?
H. Türker ÇOBAN
haberci28.com haber sitesinde kaleme aldığı köşe yazısında Yrd. Doç. Dr. Nazım Kuruca "Bir başarının öyküsü: Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi" başlıklı yazısında üniversitemiz ile ilgili izlenimlerini okuyucularına aktardı. Yrd. Doç. Dr. Nazım Kuruca üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi'nden övgü dolu sözlerle bahsetti.
Giresun'un yerel haber sitesi Köşe Yazarı Nazım Kuruca; "Bir başarının öyküsü: Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından düzenlenen "Yayla ve Yaylacılık Kültürü" konulu konferansa katılan Yazar Kuruca, üniversitemiz ile ilgili izlenimlerini okuyucularına aktardı.
Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan'dan övgü dolu sözlerle bahseden Kuruca; "Çok kısa zamanda bu şirin şehrimizin üniversitesini yörenin saygın bir üniversitesi haline getirmiş. Üniversite yönetiminin eğitime ve öğrenciye verdiği önemi görünce üniversitelerin bir ticarethane olmadığını aksine ilim-irfan yuvaları olması gerektiğini uygulamalı olarak bir kere daha gördük." ifadelerini kullandı.
haberci28.com haber sitesinde yayımlanan köşe yazısında Yrd. Doç. Dr. Nazım Kuruca, üniversitemiz hizmet binalarının mimari yapısını; "Muhteşem" kelimesi ile özetlerken, kütüphane ve hizmetlerini övgü dolu sözlerle anlattı.
"BİR BAŞARININ ÖYKÜSÜ: BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ"
Yrd. Doç. Dr. Nazım Kuruca'nın üniversitemiz ile ilgili kaleme aldığı köşe yazısı şöyle;
Daha önce hakkında birçok bilgiye sahip olduğumuz ancak gidip görmek kısmet olmayan Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi hakkında bir şeyler yazmak gerektiğini düşündük. Giresun’dan kalabalık bir ilim heyeti ile 6-7 Kasım 2014 tarihinde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından düzenlenen “Yayla ve Yaylacılık Kültürü” konulu bilgi şölenine katıldık. Bu bilgi şöleni vesilesiyle 2007 tarihinde Bilecik’te kurulan üniversiteyi bizzat gezme ve tanıma imkânı bulduk. Kurucu rektör olan Prof. Dr. Azmi ÖZCAN hoca, çok kısa zamanda bu şirin şehrimizin üniversitesini yörenin saygın bir üniversitesi haline getirmiş. Üniversite yönetiminin eğitime ve öğrenciye verdiği önemi görünce üniversitelerin bir ticarethane olmadığını aksine ilim-irfan yuvaları olması gerektiğini uygulamalı olarak bir kere daha gördük. Rektör hoca, bir orkestra şefi gibi çalışma arkadaşlarını idare etmekte ve onların hazırladıkları projelere destek vermektedir. Üniversite yönetimi yapılan bütün işleri ve elde edilen başarıları çalışma arkadaşlarının başarısı olarak ifade etmektedir. Üniversite yönetimi kaliteli eğitim anlayışından hiçbir şekilde taviz vermemektedir. On beş bin öğrencisi bulunan Şeyh Edebali Üniversitesinde meslek yüksekokulu öğrencilerinin sayısı toplam öğrenci sayısına oranı yaklaşık %20 civarındadır. Dört yıllık fakültelerde okuyan öğrencilerin toplam öğrencilere oranı ise %80 civarındadır. Yüksekokullar ilçe merkezlerinde yer alırken, fakülteler şehrin merkezindeki kampüste yer almaktadır. Rektör hocanın Bilecik insanı üzerinde yarattığı pozitif enerjiyi gittiğiniz her yerde görmeniz mümkündür. Şehir merkezinde ve ilçelerde rektör hoca hakkında söylenenleri duyunca büyük mutluluk duyduk. Kampüsteki sosyal tesisler, spor alanları tamamen öğrencilere yönelik hazırlanmış hizmetler olarak karşımız çıktı.
"KISKANMADIK DERSEK YALAN OLUR"
Şeyh Edebali Üniversitesi’nin “muhteşem” tabiriyle ifade edilmesi gereken bir de kütüphanesi bulunmaktadır. Bu kütüphane, hiç aceleye getirilmeden dünyadaki ve ülkemizdeki modeller incelenmek suretiyle projelendirilmiş ve hem mimari olarak hem de hizmet fonksiyonları olarak uzun yıllar hizmet verecek şekilde inşa edilmiştir. Daire Başkanı Mustafa Serin, tanıyanlar tarafından bir kitap ustası olarak bilinmektedir. Kitap ve kitapçılığı çok iyi bildiğini verdiği hizmet ile bizzat görmek mümkündür. Üniversite kütüphanesi yirmi dört saat açık olup, aynı anda 1150 öğrenciye hizmet verebilmektedir. Gece kütüphanede ders çalışan öğrencilere gece yarısı çorba servisi yapılmakta ve gece evlerine gitmek isteyen öğrencilere ise servis tahsis edilmektedir. Şimdilik kütüphanede “yetmiş bin” kitap hizmete sunulmuş ve yaklaşık “on iki bin” kitap da gerekli işlemleri yapılmak üzere “kitap bakımhânesine” alınmış durumdadır. Üniversite kütüphanesinden 2007 yılından günümüze kadar öğretim elemanları ve öğrenciler tarafından talep edilen hiçbir kitap “bu bizde yok” diyerek talep sahipleri geri çevrilmemiştir. İstenilen kitap ya da dokümanların mevcudu kendi kütüphanelerinde yok ise başka kütüphanelerden bir şekilde bunlar temin edilerek talep sahiplerine ulaştırılmaktadır. Ayrıca kütüphanede büyük salonların yanına küçük grup çalışma odaları yapılmış ve öğrencilerin bu tür çalışmalarına tahsis edilmiştir. Kütüphanenin abonesi olduğu dergi sayısının 280 olduğu ifade edilmektedir. Bu yapılanları kıskanmadık dersek yalan olur…
Giresun ilim ekibi yapılan bilgi şölenine kalabalık bir grup ile katılarak yaptıkları çalışmaları dinleyicilere sunmuşlardır. Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi iken İstanbul Aydın Üniversitesi’ne geçen Prof. Dr. Metin AKAR “Yaylacılıkla İlgili Bir Kelime: Düşün”, Prof. Dr. Mustafa CİN-Öğr. Gör. Fatma Emiroğlu AYDIN “Giresun’da Yayla yerleşmelerini Etkileyen Coğrafî Faktörler”, Yrd. Doç. Dr. Nazım KURUCA-Öğr. Gör Hüseyin KARA-Öğr. Gör. Fatma Emiroğlu AYDIN, “Giresun’da Yaylacılık Faaliyetlerinin İktisadî, Sosyal ve Kültürel Hayata Etkileri”, Okutman Gökhan HAMZAÇEBİ “Yol Havaları” başlıklı tebliğlerini sunmuşlardır. Yine üniversitemiz öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Musa ÖKSÜZ’de “Artvin Yayla Eğlenceleri: Boğa Güreşleri” konulu tebliğ ile şehrimizi temsil etmiştir.
Sempozyuma katılamayan fakat daha önceki çalışma ekibinin içinde bulunan Yrd. Doç. Dr. Dursun ŞAHİN’in de katkılarının olduğu “Giresun’da Yaylacılık “konulu otuz dakikalı belgesel film bilgi şölenin de ilgi ile takip edilmiştir. Yine Giresun Belediye Başkanı Kerim AKSU’nun katkılarıyla daha önce hazırlanmış olan “Giresun’da Yaylacılık Fotoğraf Sergisi” bilgi şöleni münasebetiyle bir hafta boyunca üniversitenin sergi salonunda izleyicilerin hizmetine sunulmuştur.
"ÜLKEMİZDE BİR MODEL OLMA YOLUNDA İLERLİYOR"
Nüfusu nerede ise Giresun’un yarısı kadar olan Bilecik şehri üniversite konusunda yaptığı hizmetler ve çalışmalar sayesinde ülkemizde bir model olma yolunda ilerlemektedir. Bu küçük fakat şirin şehrimiz Türk ilim ve fikir hayatı için önemli olan tohumları çoktan ekmeye başlamış bile… Acele etmeden, önümüzdeki uzun yılları da görerek ve hedef alarak hazırlanan projeler birer birer hayata geçirilmiştir. Ülkemizin değişik üniversiteler bu yapılan çalışmaları yerinde görerek kendileri için model olarak aldıkları görülmektedir.
Sonuç olarak, hayata dair bir iddia ve hayaliniz var ise bunun iyi bir ekiple ve çok iyi bir planlama ile hayata geçirilmesi mümkündür. Hayaliniz ve hedefleriniz ne kadar büyük olursa olsun çalışma arkadaşlarınızın çalışma azmi ve temposu bu hayallerinizi gerçekleştirebilir. Çağımız ferdi gayretlerin değil ekip çalışmasının yapıldığı bir çağdır. Bu meziyete sahip kurumlar zaten yeni başarılara doğru yürüyüşlerine başlamışlar bile…"
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.