YENİ TÜRKİYE FELSEFESİNİN TEMELİ ’ŞEYH EDEBALİ’

Davutoğlu, "Yeni Türkiye" diye kastettikleri yeni siyaset felsefesinin temelinde, Şeyh Edebali'nin "insani yaşat ki devlet yaşasın" düşüncesinin yattığını belirtti.

Sinem SAMUR

Geçtiğimiz günlerde Tunceli'yi ziyaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasında Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözlerini zikretti.

Tunceli Üniversitesi'ni ziyaretinde konuşan Davutoğlu, devletle milleti yeniden buluşturma çabasında olduklarını belirtirken "Yeni Türkiye" diye adlandırdıkları yeni siyaset felsefesinin temelin Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" düşüncesinin olduğunu ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu; "Tek tip bir vatandaş ve ulus inşa etme fikri vardı. Yalnızca Dersim’de değil, her yerde oldu. Benim doğduğum yerin adı Pirlerkondu idi. Sonra orası Taşkent yapıldı. Bunlar bir öfke hatırlatmak için değil. Neler yaşandığı konusunda gönlümüzü açamazsak ilerleyemeyiz. Evet size zulmedildi, ayıp edildi. Bu seyitler diyarında tekrar tekrar söylüyorum: Bütün kimliklere karşı kim tavır alırsa asıl devlete zararı o verir. Biz devlet ve milleti yeniden buluşturma çabası içindeyiz. Devlet ve millet bir daha yanlış yapmayacaklarını deklare etmeden bu zor olur. Yeni Türkiye diye kastettiğimiz felsefesinin temelinde Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düşüncesi vardır.

Acılar tek taraflı olmadığı gibi, hapishaneler bile tek taraflı değil o dönemlerde. Yassıada, Metris, Mamak, Ulucanlar, Diyarbakır... Buralarda yatanların her biri farklı ideolojilerdendi. Kimi sağcı, kimi solcu, kimi Sünni, kimi Alevi, kimi Türk, kimi Kürt, kimi Zaza... Her ideolojiden vardı. 12 Eylül, 27 Mayıs sonrasını düşünün. Kendi vatandaşından korkan bir devlet, iç tehdit tanımlamasıyla vatandaşlarının şu veya bu kesimine doğru bir tavır aldığında, aslında kendi temelini sarsmaya başlar. Bizim için etnik ve mezhep temelli hiç bir iç tehdit tanımlaması yoktur, olmayacaktır. Vatandaşlarımızı hiç bir zaman tehdit olarak görmeyeceğiz." şeklinde konuştu.