YOL YAKINKEN
Cumhuriyet Halk Partisi 9 Eylül’de kuruluş yıldönümünü kutladı. Bilecik’teki kutlamalar yerel basına yansıdığı kadarıyla sönük geçmişe benziyor. “Bilecik Olay” internet sitesinin, İl Başkanı Çağatay Karaahmet’in konuşmasının tamamına yakınını da verdiği haberin başlığı her şeyi anlatıyor: “CHP’nin 91. Yıldönümüne 91 kişi toplanamadı.” Bilecik Olay, Yarın ve Belekoma Haber gibi internet sitelerinde Karaahmet’in konuşmasının neredeyse tamamı yayınlandığı halde ilçe başkanının da bir konuşma yaptığını sadece Sakarya’dan öğrendik.
Haber tekniği bakımından bir siyasinin yaptığı konuşmanın tamamını yayınlamanın ne kadar doğru olduğunu okuyucunun takdirine bırakalım…
Bizim de çeşitli sebeplerle birkaç kez dile getirdiğimiz üzere Karaahmet’in gönlünde yatan aslanın milletvekilliği olduğunu sağır sultanlar bile duydu. Bu bakımdan medyada haberin bu kadar geniş görülmesi ve konuşmanın neredeyse tamamının da bant kayıtları çözülerek habere yerleştirilmesi yeni deyişle bir “pr” çalışması olabilir. Öyleyse hedefe ulaşmaktan oldukça uzak bir çalışma olmuş…
Bu türden tören konuşmalarında yazılı metin yerine doğaçlama konuşmak her zaman için siyasilere olumlu olarak döner. Ancak bazen yazılı metni okumamak adına konuşmayı kurgulamak amacıyla onu yazılı hale getirmek ve konuşma esnasında da bu notlardan yararlanmaktan da vaz geçildiği oluyor. Böyle durumlarda maalesef konuşmanın kendisi konuşmacıya hakim oluyor. Gereksiz tekrarlar, cümle ve anlam bozukluklarının çokluğu konuşmanın bir bütünlüğe sahip olmaması bu tür durumlarda çokça görülüyor. Dinleyici cin gibidir, değer veriyorsa hemen anlar, ona göre bir tavır takınır… Değer vermiyorsa, az olan ilgisini de kaybeder… Karaahmet’in konuşmasını haberden okurken bu hisse kapıldım…
CHP açısından böyle anlamlı bir günde il başkanının yaptığı konuşmanın da değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Hele o başkanın bir de milletvekili olma arzusu (en azından çevresi tarafından böyle bir yakıştırmanın yapılması) varsa bu konuşmanın değerlendirilmesinin elzem olduğunu düşünüyorum.
Karaahmet, konuşmasının başında CHP’yi tarif ederken “Türkiye tarihi Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Dünyada hiçbir benzeri olmadan çetin bir emperyalizm mücadelesi, çetin bir bağımsızlık mücadelesi, dirilişin yapıldığı bu coğrafyanın içinden çıkmış umdelerin oluşturduğu ve tüm umdeleriyle dünyaya örnek olmuş, 6 okuyla mücadelesini ortaya koymuş bir siyasi oluşumdur.” Diyor ve ilave ediyor: “Dökülen kan, dökülen gözyaşı ve başarıya ulaşan bir mücadele.”
Mücadele gerçekten başarıya ulaşsaydı CHP’nin şimdi iktidarda olması gerekmez miydi?.. Hadi CHP iktidar olmasa bile savunduğu değerlerin iktidarda olması gerekirdi… En azından iktidar alternatifi… Oysa daha geçen hafta yapılan kongrede kaybeden aday, 2015 hedefini %30 olarak belirlediğini ve ancak 2019 seçimlerinde iktidar adayı olabileceklerini söylemişti. Kazanan ise %30’u şimdiye kadar hiç görmedi.
Çok partili siyasi hayatta demokratik yollarla hiç tek başına iktidar olamamış, birkaç kere koalisyonda yer alırken de hep seçmenini üzen ortaklıklar yapmış bir partinin başarıdan kastettiği daha başka ne olabilir…
Karaahmet’in 50’deki çok partili hayata geçiş ve Demokrat Parti’nin iktidar olmasına dahi; “…ciddi anlamda kendi iktidarını kendi eliyle hediye eden ve Çankaya’dan aşağıya gururla, onurla yürüyen lideri olan siyasi oluşumdur.” Diye anlatırken demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan çok seslilik ve siyasetin çeşitlendirilmesini bile CHP tarafından verilen bir lütuf olarak görmüş olmuyor mu? Bu sözün altında gizliden gizliye “isteseydik vermezdik” ve “istersek geri alırız” ihtarını barındırdığını fark etmiyor mu?..
CHP’nin tarihini anlattığı konuşmasının bir yerinde “Sonraki genel başkanı tarafından darbelere karşı direnen bir oluşumdur Cumhuriyet Halk Partisi” derken, Karaahmet, partisinin 1960, 70 ve 80’deki darbelerden hangisine karşı direndiğini söylüyor olabilir? Daha 28 Şubat’ın toplum hafızasındaki yeri tazeyken, e-muhtıra yayınlandığında askerin yanında hazrola geçip şu an pek sevdikleri Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilmesin diye mecliste türlü oyunların içerisinde yer alan bir parti darbelere karşı nasıl direndiğini de vatandaşın anlayacağı şekilde her halde anlatacaktır.
Son yıllarda CHP camiasında en çok tartışılan konuların başında partinin özünden kopması ve sağa kayması geliyor. Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasıyla başlayan bu süreçte parti tabanının hiç hoşnut olmadığı kişiler parti kadrolarında görevlendirildi ve seçimlerde aday yapıldı. Son örneği İhsanoğlu iken şimdi de Milli Görüş çizgisinden gelen Mehmet Bekaroğlu parti yönetimine alındı. Karaahmet’in konuşmasında geçen pirinç çuvalındaki taşları okuyunca aklıma bu tartışmalar geldi. Karaahmet zaman içerisinde CHP’nin elek görevi göreceğini bütün teşkilatın ve kadroların bu elekten geçeceğini ve taşların temizleneceğini, başka çare olmadığını söylüyor. Elek, CHP fikriyatı olduğuna göre elenecek olan taşlar kim olur dersiniz?..
Bu tabir ile şahsına yapılacak her türlü eleştiriyi göğüsleyerek CHP’ye üye olanlar rencide edilmiş olunmuyor mu?..
Millet bize neden oy vermiyor diye tefekkür edilecekken şampiyon takımda kadroya giremeyen topçuyu transfer eden Anadolu kulübü kolaycalığına kaçmak iktidar olmak için yeterli mi?..
Başkan, partisinin iktidarla olan mücadelesini anlatırken “Bu kavganın Kurtuluş Savaşı’ndan farkı yok” diyor, ancak, birine “kavga” diğerine ise “savaş” diyerek aradaki en büyük farkı bizzat kendisi ortaya koyuyor...
Gerçekten de öncekileri bir yana bıraksak dahi son süreçte CHP’lilerin Erdoğan’ın yemin törenini boykot etmeleri, genel başkan düzeyinde resepsiyona katılmamaları, cumhurbaşkanının elini sıkmaktan dahi kaçınmaları ve ortada fol yok yumurta yokken cumhurbaşkanı çağırsa da gitmem demeleri çocuklar arasındaki mahalle kavgalarına benzemiyor mu?,,
Siyasette imaj ve algı yönetimi çok önemlidir. Tabanın, yönetenlerin güttüğü siyasete ve yöneticilere ne kadar destek verdiği bu türden özellikle kamuoyunun önüne çıkılan tören ve faaliyetlere partililerin ne kadar katıldığı ile belli olur. Bu bakımdan seçilmiş belediye başkanlarının, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelerinin, ilçe teşkilat başkanlarının da katıldığı kuruluş yıldönümü kutlamalarına parti tabanından bu kadar az katılım olmasını 2015 seçimleri öncesinde CHP’li kurmaylar iyi değerlendirmeli.
Bir günün bile bazen çok uzun sayıldığı siyasette bu konuşma ile gayri resmi olarak seçim çalışmalarına başlayan CHP teşkilatını ve başkanını yol yakınken uyarmak bizim görevimiz…
Bu haber toplam 0 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.