Hikmet Öztürk

Dünya kurulduğundan günümüze kadar, çeşitli kavimler, kabileler, aşiretler, beylikler ve nihayet devletler, bulundukları bölgelerde hayatiyetlerini sürdürmüş, bazen huzur içinde, bazen çeşitli tehditler altında yaşamak zorunda kalmışlardır.

Devleti meydana getiren bireyler içinde temarüz eden bir kısım insanlar, topluma hükmetme hırsı ile mücadele vermiş, başarılı olanlar DEVLET olmuş, kaybedenler bu heveslerini hayatlarıyla ödemişlerdir.

Devlet, misak-ı milli sınırları içinde kalan vatandır. Devleti temsil eden de Cumhurbaşkanıdır.

Şahıslarda, DEVLET olma, topluma yön verme, toplumu hâkimiyeti altına alma ve nihayet yönetme isteği, nefsî arzularının hep ilk sırasında yer almıştır.

Bir zamanlar, ülkenin birinde çok zalim bir hükümdar varmış. Olur olmaz sebeplerle halkına zulmeden, sudan bahanelerle de vezirlerinin kellesini vurduran dengesizin biriymiş. Yine bir gün vezirine kafası takılmış, kellesini aldırmak için bahane arıyor, çağırır vezirini, “bana dünyanın en tatlı şeyini 10 gün içinde söyleyeceksin yoksa kelleni alacağım” der.

Vezir günlerce düşünür, yemekten içmekten kesilir, evinde kimse ile konuşmaz olur. Bu durum aile fertlerine de yansır, ısrarla sebebini sorarlar ama söyleyemez. Son gün geldiğinde, büyük kızı çok ısrar edince, durumu anlatır. Kızı da hükümdara kendisini götürmesini, soruyu kendisinin cevaplayacağını söyler. Vezir, başka çare de kalmadığı için kabul eder, hükümdara birlikte giderler.

Vezir, Hükümdara, soruyu kızının yanıtlayacağını söyler, hükümdar peki söylesin bakalım dünyanın en tatlı şeyi neymiş.

Kız, “devlet” der.

Hükümdar ispat etmesini ister. O zaman kız, “DEVLET OLMANIN DÜNYANIN EN TATLI ŞEYİ OLDUĞUNU babamda görüyorum, devlet olmak bu kadar tatlı olmasaydı, sizin gibi zalim, sudan sebeplerle vezirlerinin kellesini aldıran bir hükümdara, bunları bildiği halde, hayatını da ortaya koyarak, vezir olmayı kabul etmezdi” der. Hükümdar, cevabı kabul ediyor ve vezir kelleyi kurtarıyor.

Geçmiş tarihimizde devlet olma hırsı ile ihtilal yapanları, yapmaya teşebbüs ederek bunu hayatları ile ödeyenleri de çok gördük.

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerini yaptık. DEVLET olmak uğruna, kurulan ittifakları, verilen tavizleri ibretle izledik. Şimdi mahalli seçimler yaklaşıyor, Belediye Başkanı, İl Genel Meclisi üyesi ve muhtar olmak, daha doğrusu DEVLET olmak için kimlerin, nasıl mücadele vereceklerini de göreceğiz.