“28 Şubat, doğrudan halka yapılmış bir darbedir”
İlim Yayma Cemiyeti Bilecik Şube Başkanı Kadir Urfanlı, 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
İlim Yayma Cemiyeti Bilecik Şube Başkanı Kadir Urfanlı, 28 Şubat postmodern darbesinin yıldönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Kadir Urfanlı, 28 Şubat’ın doğrudan halka karşı yapılmış bir darbe olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Ülkemizde çok Partili hayata geçtikten sonra neredeyse her on yılda bir darbe veya muhtıralara sahne olmuştur. Bunu sonucu olarak da TBMM ve siyasi partiler kapatılmıştır. Millet İradesi ve Demokratik seçimler hiçe sayılmıştır. En başta Yaşam hakları olmakla birlikte hemen hemen tüm insan haklar çiğnenmiştir. Bu Darbelerden birisi de yüzbinlerce insanın mağdur olmasına sebep olan ‘’Postmodern’’ olarak dile getirilen 28 şubat darbesidir. Daha önce Türkiye de yapılan darbelerin hemen hemen hepsi anarşi, kötü yönetim, ekonomik bunalım gibi sebeplerden yapılırken 28 şubat post modern darbesi doğrudan halka ve onun yaşam biçimine karşı yapılmıştır. O dönemler de algı oluşturan medya toplumu ve siyaseti dizayn etmekle kendini görevli gibi gören karanlık odaklar, bazı sivil toplu örgütleri YÖK ve Yüksek yargı, meslek kuruluşları ve rantçı sermaye grupları bu karanlık sürecin faili olmuşlardır. 28 şubat Postmodern darbe sürecinde en önemli aktörlerinden biri de 15 temmuz hain darbe girişimin de bulunan Fetö terör örgütüdür. Fetö 28 şubata her yönüyle maddi ve lojistik destek vermiştir. Zamanın meşru hükümeti için ‘’Emaneti iade edin, çekilin’’ Darbeciler için ise ‘’ Asker daha demokrat.’’ Beyanın da bulunan, demokratik anlamda hiçbir karşılığı olmayan dönemin MGK kararlarına da ‘’islami usullere göre değerlendirildiğinde bu bir içtihattır, hata yapsalar bile sevap alırlar’’ diye açıklamalar yapan ve bazı gazeteler de bu sözleriyle manşet olan örgütün bizzat lideridir.
Darbe dönemlerinde görüldüğü gibi bu dönemde de birçok vatandaşımız Dinleri nedeniyle haksız uygulamalara maruz bırakılarak inanç ve vicdan hürriyetleri ihlal edilmiştir. Binlerce başörtülü öğrenci okullarından uzaklaştırılarak katsayı uygulamasıyla eğitim hakları ellerinden alınmıştır. Bir çok imam hatip liseli öğrenci alanı dışında bir üniversite tercihi yapamamıştır. Bununla beraber bir çok sivil toplum örgütünün hakları ellerinden alınarak çalışmaları sınırlandırmıştır. Seçilmiş iktidarı uzaklaştırma ve parti kapatma uygulamaları ile seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları ihlal edilmiştir. Amaç her ne olursa olsun yapılan tüm darbeler insanlığa ve onun iradesine,haklarına karşı yapılmıştır.
28 şubat sürecinin mağdur ettiği ve hatta hayatlarını kararttığı bir diğer kesimde kamu çalışalarıdır. Başörtüsü yasağı getirilerek kamu da çalışan bir çok personele soruşturmalar açılmıştır. Açılan soruşturmaların sonuçları iş akdine son vermeye kadar gitmiştir bu yasak sadece kadınlara karşı yapılan bir yasak değil eşleri baş örtülü erkeklere karşıda yapılmıştır. Sayısı tespit edilemeyen çok sayıda erkek, eşi başörtülü olduğu için irticai fikirleri ya da faaliyetleri nedeni ile işten atılmış, eşleri ile işleri arasında seçim yapmaya zorlanmıştır.
Son olarak ülkemiz bir çok kirli oyunun içine süreklenmeye çalışmaktadır çeşitli badireler olmuş olsa da emin adımlarla yürümeye devam edecektir. Bu vesileyle ülkemizde 27 mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, 15 Temmuz gibi insan haklarının, Adaletin, Demokrasinin hiçe sayıldığı günlerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.”
Bu haber toplam 883 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.